Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left2.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@melike_kuzeyi12
Arabadan hızlıca inip çocuğu kollarının arasına aldı. Kalabalık iyice büyürken çocuğun burnundan ve kafasından gelen kanları cebindeki peçete ile temizlemeye başladı.
Sonra kucağına alıp arabasına bindirdi. Zaten hastaneden çok uzaklaşmamıştı ama hâlâ en az yüz metre kadar uzaktı.

Bir yandan arabayı kullanıyor , diğer yandan da "Lütfen kötü birşey olmasın ,lütfen kötü birşey olmasın" diye dua ediyordu.

Hastaneye vardığında çocuğu kucaklayıp içeri koşturdu. Bir yandan da "doktor , doktor yok mu ?"
diye bağırıyordu. O sırada çocuk "Kurtarın beni " diye baygın baygın konuşuyordu.

Kendisi doktordu ancak yaşadığı olay yüzünden doktor olduğunu unutmuştu.

Sesleri duyan bir erkek hemşire koşarak yanına gitti. "Ne oldu ?" dedi çocuğu Leyla'nın kollarından alarak. Leyla stresli bir şekilde "yanlışlıkla ona çarptım" dedi.

Hemşire şaşkın şaşkın ona baktıktan sonra acaleyle boş oda bulmaya başladı.

Aslında çocuğa felaket kötü birşey olmamıştı. Sadece kısmi baygınlık ve kanaması vardı. Ama boş oda bulunamaz ise daha kötü şeyler olabilirdi. Hem Leyla hemde üç dört hemşire birlikte hızlı hızlı oda aramaya başlamışlardı. Acil serviste idiler ve bütün odalar doluydu. Leyla dayanamayarak "İnanamıyorum , Koskoca acil servis'de bir tane bile boş oda yok ! " dedi.

Bunu duyan yaşlı çift odadan çıkarak "siz geçin evladım , bizim zaten bir saatlik istirahatimiz vardı onu da evde tamamlarız." dedi.

teşekkür etmeye bile vakit bulamadan çocuğu sedyeye yatırdılar. Bir hemşire çocuğun kanlarını silerken bir başka hemşirede serum bağlıyordu.

1 saat sonra

Herşey tamamlanmış çocuğun ayılmasını bekliyorlardı. Leyla odanın dış kapısında çocuğun annesinin gelmesini bekliyordu.

Çocuğun annesi pazara gitmiş , çocuğu da oyun oynamak istediği için parkta bırakmıştı.

Annesi koşarak ona söylenilen odaya girdi. Çocuğunun baygın olduğunu görmesi onu çıldırmasına yetmişti. Bağırarak "kim getirdi çocuğumu bu hale !" dedi. Odada altı kişi vardı. Ve herkes Leyla'ya bakıyordu. Kimseden ses çıkmayınca kadın tekrar konuşmaya yani bağırmaya başladı.

"Size soruyorum , kim getirdi çocuğumu bu hale?"

Leyla bir adım öne atarak konuşmaya başladı.

"İlk olarak şunu bilmenizi isterim ki..." diyebildi sadece. Çünkü nasıl bir anda ben çarptım diyebilirdi ki. Kadının şaşkın şaşkın bakışları karşısında dayanamayan Leyla "yanlışlıkla oldu. Çok özür dilerim" dedi ve başını öne eğdi. Kadın hızla Leyla'nın yanına geldi ve ona en sertinden okkalı bir tokat attı.

Leyla uzun süre başını kaldıramadı. Utancından da yerin dibine giren Leyla kimseye bakmadan koşar adımlarla hastaneyi terk etti. Arabasına oturup bir süre sessizce etrafını izledi.

"Lanet olsun. Neden aradı ki Esra ablam ? Hayır yani on dakika , sadece on dakika sonra arasaydı bunların hiç biri olmayacaktı. Of Allah'ım of " dedi ve gaza basıp evin yolunu tuttu.

Çantasından anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Levent salondan bağırdı "Leyla , gel bakayım buraya" Leyla abisinden nefret ediyordu. Yüzü düşük bir şekilde yanına gitti.

"Ne var ?"

"Sevinmedin mi geldiğime? " diye sordu sırıtarak.

"Yoo, keşke hiç gelmeseydin" dedi umursamazca. Ve devam etti "aslında gelsen de , gelmesen de hiç kimsenin umurunda değilsin. Bence sen bizden uzak dur , geldiğin yere geri dön" dedi ve onun konuşmasına izin vermeyerek yukarı -Esra'nın odasına- çıktı.

Ona o kadar sinirliydi ki bir tokat çarpıp, küfür etmek istiyordu. Sonra kendisinden on beş yaş büyük olduğunu hatırladı ve medeniyetli bir insanın yapacağı şekilde odaya daldı.

Ancak oda boştu.

Boş boş etrafa baktıktan sonra salona indi. Abisine "Esra ablam nerede ?" diye sordu. "O mu ?" dedi gülerek. Leyla alaycı bir ses tonu ile " yok ben" dedi.

"Buluşmaya gitti" dedi sırıtarak.

Esra otuz sekiz yaşındaydı , evlenememişti. Aslında evlenememiş değil , evlenmek istememişti. Sebebi iki küçük kardeşine bakmak zorunda olmasıydı. İki küçük kardeş Levent ve Leyla idi.

"Kiminle ?" dedi ciddiyetle. "Ne bileyim ben " dedi.

"Sen nereden biliyorsun o zaman biriyle buluştuğunu ?"

"İlk önce seni aramış herhalde , e tabi sana ulaşamayınca beni aradı "

"Ne dedi sana ?"

"Ben biriyle görüşüceğim , ocakta yemek var ısıtıp yersiniz dedi"

Leyla iyice sinirlenmişti. bugün olanları nasıl unutucaktı bilmiyordu.

Mutfağa gidip ocakta ne var diye baktı. Pilav üstü köfte patates. Leyla sevinmişti. O gün olanların hepsini unutmuş gibi yemeğe daldı. Sonra odasına çıkıp biraz müzik dinledi.O sırada telefonu çaldı.
"Alo "
"Merhaba sizi emniyetten arıyoruz. Esra Yıldırım ile yakınlığınız nedir ?"

"Ablam olur kendisi'

"Emniyetten çağırılıyorsunuz. "

"N-neden "

"Ablanız hırsızlık yapmış"

modal aç
modal aç
modal aç