YAZDIĞI KİTAPLAR
devam ediyor 2a önce güncellendi İnfial
@nurperi287
Okuma
109
Oy
54
Takip
10
Yorum
2
Bölüm
28
"Tek bir yasak var ölemezsiniz! O zaman başlıyoruz .Görev 1..." ---- Hızlı hızlı adımlarken kulağımda onun sesini duydum. Ölümcül bir saklambaçtı bu. O saydı ben nefes nefese tamamladım. Bir Ruhum kir İki Kayboldu seninki Üç Onu bulmak güç Dört Bütün günahları ört. Beş Seçtin onu eş Altı Gözlerimi kapattı Yedi Bekledi Sekiz Geçmişten eskiz Dokuz Artık sıkılmaya başlıyoruz On Son Bağlantı kesildi. Bu sefer gelen ses arkadaşımındı. "Sana tek başına gitmemeni söyledim. Budalalık bu!" "Çok geç!" Hızlı adımlarım karşımdaki kişiyi görmemle durdu. "Onu buldum!" Şaşkınlıkla dudaklarımdan firar eden kelimeler boğazımda düğümlenmişti. "Ne!" Birkaç saniyelik sessizlikten sonra endişeli bir ses tekrar kulağımı tırmaladı. "O burada..." "...çıkın ikinizde hemen oradan çıkın çabuk!" Sırılsıklam olmuş halimi umursamadım. Kulağımda bana bağıran arkadaşımın sesi artık çok uzaktan geliyordu. Yavaş yavaş ona yürürken ayaklarım beni zar zor tutuyordu. O da bana benimkinden daha hızlı adımlarla yaklaşmaya başladı. Aramızdaki sadece bir mesafe değildi yıllardı acıydı... Tam ortada buluşup göz göze geldiğimizde dudaklarından bir kelime döküldü lakin tam o sırada kaderin cilvesi olsa gerek büyük bir şimşek çaktı. Kelimesi fısıltıya dönüştü. Dudaklarını okuyamadım. Yağmur sesimizi bastıracak derecede yağıyordu. Ona ne dediğini soracakken gözlerimin önünde bir perde belirmişti. Başım döndü, dengemi sağlayamadım. Görüş alanım bulanıklaşmıştı. Bana neler olduğunu anlayamıyordum. Onun bakışları mı değişti? Çok bulanıktı ayırt edemiyorum fakat bu gördüğüm korku mu? Sırtımda bir sızı hissediyorum bedenim beni tutmuyordu yere düşerken beni tutan parmakları hissettim. Birlikte mi düştük? Sanırım bilincimi kaybediyorum. Ona sormam gerek ne demişti?
devam ediyor 4h önce güncellendi KARADENİZ VE DAĞ
@nurperi287
Okuma
5
Oy
0
Takip
2
Yorum
1
Bölüm
2
Çok uzun zaman önce dünyaya bir deniz gelmiş. Bu deniz çok deliymiş hırçınmış gözü karaymış, sevdiğine diyar sevmediğine darmış, başını eğmek nedir bilmezmiş durduğu yerde durmaz fırtınasını eksik etmezmiş. Karadenizmiş işte! Bir gün Karadeniz`e durgun bir dağ temelli demir atmış. Fırtınayla savaşmazmış ağacını bile kıpırdatmazmış. Karadeniz`in tam tersiymiş diğer dağlar gibi de değilmiş. Yolları engebeli değil düzmüş, yüksek değil alçakmış, büyük değil küçükmüş... Görmemiş bile deniz onu. Ta ki bir fırtına kopup Karadeniz`i yaralayana kadar... Bir gün Karadeniz dağa sormuş... "İsminiz nedir?" Bunca zaman geçti ama isimlerimizi hiç öğrenmemiştik. "Elif, sizin?` diye onun ismini sordum. Taviz vermeyen sesinin tonu hiç değişmeden cevap verdi. "Ali Haydar." "Memnun oldum." Gülümsedi, ilk defa gülümsediğini görmüştüm. Verdiği cevapla istemsizce gülerken başımı yana çevirdim. "Ben daha çok memnun oldum." ------------------------------------------------ Uyarı: Bu kitap infial adlı kitabım final yaptıktan sonra başlayacak ve kapak değiştirilecektir.
Loading...