Çok beklenen bölümle geldim, Derya Cihan'ı ikna eder diyen okur kitleme selam olsun...2
Derya'yı yazmayı özlemişim, onun hin planları, atarı gideri bir başka...
Yorum sınıfı 250 arkadaşlar burun bölüm sizlerle...
"Ben evlenmeyi düşünmüyorum." dedi Cihan.9
Aklı bir orta yol buluruz dedi...
Ama sevdası hepsini susturdu, böyle olmaz... Böyle değil...
Bana böyle gelmesin, gözleri gülerek, içi akarak gelsin...8
Zelfi ile zorbalıkla yada zorla bir yola çıkmak istese şimdiye çoluk çocuk büyütüyor olurlardı.2
İkna et diyordu birde, Derya hanımın aklına güvenmişti ama o da yarı yolda bırakacaktı belli ki.4
Kendi sevdiğiyle evlenmiş, kocası gözlerinin içine bakıyor. Bebeği kucağında olunca tuzu kuru oluyordu demek...4
Hesna, Cihan'ın sözüyle kalakaldı,
"Abi..." dedi, yapma nolur diyordu yana eğilen başıyla.3
Derya ise dudak büktü 'Vay be' der gibi...
Evlenmek istemiyorsun demek Cihan Ağa, eh bak nasıl evlendiriyorum bende seni diye geçirdi içinden.8
Bugüne bugün Bayram Ağa'nın geliniydi o da... Kim nasıl yola gelir iyi bilirdi...6
Cihan ise etten değil de taştanmış gibi dik duruyordu.
"Bu konu tartışmaya kapalı, kimse aklanmak için başına bu kadar iş getiren bir soyadına mecbur olmamalı." Dediğinde Bayram Ağa'nın dudakları kıvrıldı.3
Bu oğlan Zelfi'yi çoktan da çok seviyordu. Kara sevdaya düşmüştü de haberi yoktu Cihan'ın.3
Derya'ya baktı ne diyecek, ne söyleyecek beklentisi ile. Bu teklifi ettiyse Cihan'ın Zelfi'ye ilgisinin illa ki farkındaydı.1
O ne fenaydı o...2
Tam kayınbabasına göre bir gelin...5
"Mecbur bırakılmaktan bahsetmedim Cihan Ağa. İkna et dedim." Diyerek gayret rahat bir tavırla omuzunda ki kızını geniş salonda gezdirmeye başladı.1
Hesna'nın içi içini yiyordu, daha ne istiyordu bu adam, işte fırsattı ya...2
Cihan'dan ümidi kesince bu kez Derya'ya yalvaran gözlerini çevirdi.
Cihan'ın sözlerinin muhatabı ise Derya oldu,
"Sen olsan mecbur bırakıldığın bir evliliğe ikna olur musun Derya hanım? Nasıl ikna edeceğim, akıl alır yanı var mı?" Dedi hafiften sinirleniyordu artık.3
Ölümüne istediğin birşeye hayır demek ne zordu...
Derya, Boran'a bakıp tebessüm etti, kızının saçlarını koklayarak öptü,
"Olmam sanıyordum ama oldum biliyor musun? Hatta beni evlenmeye mecbur eden adama babam deyip, oğluna da aşık oldum. Bak bir de kızım var." Dedi Zelfi'nin mutluluğu için evliliğinin mahremini açık ederek.6
Cihan'ın ağzı açık kaldı bir süre, kaşları çatıldı istemsizce, kadın tüm savunma mekanizması çökertmişti.3
Hem ne demekti mecbur oldum evlendim? Kim bu kadına istemediği birşeyi yaptırabilirdi ki vallahi alnını karışlardı adamın...1
Şuraya geldiğinden beri söyledikleri ile Bayram Ağa'nın bile rengini artırmıştı, bir Boran'a gelince yelkenleri suya iniyor, bakışı değişiyordu.
Ortamında ki şok etkisini Hesna bozdu,
"O ne demek Derya abla?" Dedi meraklı tarafına yenilerek.
Ama cevap Bayram ağadan geldi,
"Ben tehdit ettim Derya'yı, Boran ile evlenmeyi kabul etmezse, Zeynep'i kardeşi Yusuf'a vermeyeceğimi söyledim." dedi suçlu ama oyununun sonundan memnun bir çocuk gibi.4
Dilan hanımın gözleri kocaman açıldı,2
"Bayram bunu nasıl yaparsın? Berdel'den ne farkı var?" Dedi ağır bir sitemle.1
Onların gerileceğini anlayan Derya araya girdi,
"Ben o tehditle evlenmedim hocam, hoş tehditle de evlensem sonuç değişmezdi ama, beni Boran ikna etti. Oyun diye başladık, yol arkadaşıma güvenip bir yola çıktım, oyun gerçek olduğu için hiç de pişman değilim." Dedi kocasına sevgi dolu gözlerle bakarken.1
"Yemin ederim şoktayım." Dedi Hesna.2
"Al benden de o kadar yenge." Dedi Mirza.3
"Allah bozmasın." Dedi Bekir.3
"Yine de yaptığın hiç hoş değil Bayram." Diye paylamaktan geri kalmadı Dilan hanım.2
Her kafadan bir ses çıka dursun Cihan, Derya hanımın özelini anlatacak kadar kendine ümit verir oluşuna takılmıştı.2
Sever miydi Derya hanımın Boran'ı sevdiği gibi...1
"Bu hikâyeyi Mardin'de sayılı insan bilir Cihan Ağa, bilmesinler de zaten. Ama Zelfi'ye anlattım, bu olacakları ön gördüğüm için değil, birine güvenince yola çıkılabileceğini bilsin diye. Kapılarını bu kadar sıkı kapatmasın diye."2
Cihan'ın boğazından sesli bir yutkunuş geçti. Bastırmaya çalıştığı ümit geldi boynuna dolandı.
Bakışında ki bu çelişkiyi Derya anında yakaladı, anında da atağa geçti,1
"Şöyle sorayım o zaman Cihan Karacahan, evlenmek mi istemiyorsun?" Deyip es verdi. Gözlerinin içine baktı Cihan'ın. Yok diyemedi Cihan istiyordu çünkü... Gözlerini kaçırdı dikkatle bakan mavilerden.
"istemediğin Zelfi ile evlenmek mi?" Deyince kaçırdığı gözleri süratle Derya'ya döndü.1
O gözlerde ki paniği saklayamadı herkes okudu,
"O zaman daha nokta atışı yaparsak, istemediğin Zelfi ile bu şekilde evleniyor olmak mı?" Dedi, yakalandın der gibi kalktı kaşının biri, memnunca kıvrıldı dudakları.5
Cihan tek söz etmemişti ama konuşsa bu kadar ayan beyan ortaya dökülmezdi çelişkisi.
O, Zelfi'nin eşi olmayı istiyordu, mecburiyeti değil...
"Bak gör Dilan ben bu kızı nasıl kaçırsaydım, vallahi adamı ipten alır." dedi Bayram ağa hayranlıkla.2
Dilan da şaşkındı ama belli etmedi,
"Benim öğrencim tabii daha azı beklenemezdi." diyerek kuyruğu dik tuttu. "Bu senin yaptığını haklı çıkarmaz..." deyip soracağım hesabını bakışı attı.3
Hesna ise Cihan'ın kabullenişinin derdindeydi,
"Abi... Bir şans verin ikinize... Çok mutlu olacaksınız ben inanıyorum." Dedi cesaret vermek ister gibi.
Cihan dudaklarını ıslattı ağır ağır,
"O şansı Zelfi verirse ancak bir şansımız olur Hesna" dedi ve ekledi. "Ama deneyeceğim..."4
İnançla kurdu cümlesini, Zelfi'den yana umudu olmasa Derya hanım bu kadar gaz vermezdi değil mi? Açık açık Cihan'ı gaza getirmiş, ufkunu açmıştı.3
Zaten gönül vererek evlenseler, yine karşılarına çıkacak engeller olacaktı.
"E iyi madem sen nasıl ikna edersin bizim kızı düşene dur. Biz de gidelim bakalım müstakbel eşin uyanmış mı? Kızcağız uyurken arkasından ne dolaplar dönüyor haberi yok." Diye söylenerek Hanoğlullarına döndü "Hadi gidelim, daha evde hesaplaşacağız gibi duruyor." dedi Dilan hanımın Bayram Ağa'ya çıkışmasından müthiş keyif almıştı.4
Konağa dönüp odasında ki köşe koltuğa yerleştiğinde, merakla onları beklemiş Ela'ya olan biteni anlattı Derya,
"Yani ilgisi olduğunu düşünmüştüm ama böylesi aşık olacağı hiç aklıma gelmemişti Ela." Deyip dudak büktü "Zelfi'yle olmak istiyor ama sınırını aşıp kızı incitecek diye de aklı çıkıyor. Cihan'ın haline daha üzülmem diyordum, beni yine şaşırttı." Derken karışık duruma rağmen içinde tuhaf bir huzur vardı.5
Aynı huzur Boran'ın teklifi ile onun elini tutup bir bilinmeze yola çıkarkende vardı.
Cihan çok seviyordu, Zelfi bu sevgi ile iyileşecek kadar Cihan'a güvenip elini tutsa, her şey güzel olacaktı sanki...3
"Ela... Sen de görsen anlardın çok sevdiğini, kötü şeyler düşünme. Zelfi'nin istemediği hiçbir şey olmayacak." Dedi onun suskunluğunu yanlış anlayarak.
Ela derin bir nefesi içine çekti,
"Zelfi'nin tüm ifadesini kendi elimle Cihan'a verdim. O kızın beş yıl boyunca uğradığı her zulmü biliyor... Düşünsene sana bile okutmak istemediğim, kaldıramazsın dediğim her detayı biliyor." Dedi dudak içini ısırarak.3
"Offf..." Diye döküldü Derya'nın dudaklarından "Ela bu çok can yakıcı... Seven nasıl kaldırsın onca şeyi, üstene birde Hesna'nın düşük yapması girdi araya. Ben de diyorum Cihan Ağa nasıl bu kadar dağıldı. Adam iyi bile dayanmış." Deyip sessizleşti.3
Zelfi'nin, Ayşe ile Murat'ı basıp fenalaştığı gün de Cihan'ın onları duyduğu geldi aklına derin bir of da içinden çekti.
Eğer bu işin oluru varsa, aralarını yapmak boyun borcu idi Derya'ya...1
Erkek cinsinin kötü huylarını iyi bilirdi Derya, yıllarca avukatlık ederken bol bol şahit olmuştu, bir çoğu kendi her haltı yese de evleneceği kadın koklanmamış bir çiçek olsun isterdi. Eşinden ayrılmış yada eşi ölmüş bir kadını, bekarken kendilerine denk görmezlerdi... Hatta kendisi ikinci, üçüncü tura dönerken bekar kadın peşinde bile koşarlardı...2
Hoş bu erkeğe özgü bir bencillik değildi, erkek annelerine de otomatik yüklenen bazı bozuk kodlar vardı. Oğullarını bulunmaz Bursa kumaşı ilan edip, kimselere yakıştıramayan bir tayfa da yok değildi.
Bu evlilik işi ciddiye binse Gülhan hanım ne derdi Zelfi'nin gelini oluşuna?2
Kızın özel durumunu yakından bilirken oğluna hayat arkadaşlığı edip edemeyeceğini sorgulardı illa ki...
Düşündükçe içi karardı Derya'nın...
Cihan'ın kalkıştığı işin büyüklüğüne tekrardan saygı duydu.
Zelfi mahalle baskısını bu kadar ensesinde hissederken, günün birinde Cihan gibi bekar bir adamın elini tutmaya cesaret eder miydi?
Zor...1
Kısa sayılmayacak kadar zaman geçirmiş biri olarak Derya bunu açıkça söyleyebilirdi, bu evlilik bi şekilde mecburiyet haline gelmezse Zelfi'nin Cihan'ın aşkını kabul etmesi yıllar alırdı.1
Eee... Her şerde bir hayır vardır diyenler boşuna dermiydi hiç...1
Cihan baktığı yerden bunu görmese de, resme uzaktan bakan Derya bu şerrin içinde ki hayrı ayan beyan okuyordu.
En çok da Hüseyin Ağa'nın planının boşa düşeceğine mest oluyordu, öldürmek istediği kızın gelini olduğunu öğrenince delireceği kesindi.7
"Derya nerelere daldın gittin?" Demesiyle kendine geldi.
"Ela, bak bun iş olur güzelim, Zelfi'yi kendi hâline bıraksak bi ömür dönüp kimseye bakmaz. E psikolojik destek de bir yere kadar, ötesine şöyle akıl karıştıracak bir adam lazım ki iyileşmeye hevesi olsun." Dedi göz kırparak.4
Ela, Derya'nın bu hevesli haline güldü ama bu fikir aklına da yattı. Kendi de aslında farkında olmadan evlilik içi tacize uğramıştı. Zelfi de onun gibi olacaklardan korkuyordu. Ela, Devran'ın yardımıyla duvarlarını aşsa da Zelfi'nin işi daha zordu.
Gel gör ki iyileşmek için, seviliyor olmak büyük motivasyondu.1
"Zelfi'nin Cihan'a ilgisi var mı sence? Yani evlilik gözüyle bakmaz biliyoruz ama insan olarak saygısı, güveni var mı?" Diye sordu.2
"Var gibi... Geçen durduk yere lafını açtı Cihan'ın. Karşılaştık bana şöyle dedi diye anlattı. Hatta şimdi daha iyi anlıyorum da, iyi birşeyler söyleyeyim diye gözümün içine baktı."
Ela'nın kaşları hafifçe havalandı,
"Olur bu iş diyorsun yani?" Dedi kendi çok emin olamıyordu.
"Denemeye değer, hem bir taşla kaç kuş vuracağız, delirecek Hüseyin Ağa ve Zelal için bile olsa denemeye değer." Dedi sonuna baskı yaparak.1
Zelfi ise adına yapılan planlardan habersiz huzursuz bir uykudan uyanmıştı. Bundan sonra ne yaşayacak, başına daha neler gelecek merak ediyordu.1
Zerre suçu yokken, öldürmeye çalışacak kadar düşmanlık eden insanlar vardı. Halbuki görünmez olmaya çalışmış kimsenin dikkatini çekmeden yaşayıp gitmek istemişti.
O da daha yirmi üçünde bir genç kadındı, hevesleri hayalleri olacakken tek hedefi hayatta kalmak olmamalıydı.
Yatağın yanındaki telefonuna uzanıp eline aldı, Hesna yarın ziyaretine geleceğine dair bir mesaj atmıştı. Bugün uğradığını ama uyuduğu için rahatsız etmek istemediğini de eklemişti.
Hesna hayatın masum yanıydı aynı Ayşe gibi... En büyük şansı Bekir Karacahan ile kesişen yoluydu, karısına çok aşık bir adamdı Bekir abisi.1
Resminin etrafında ki yeşil halkaya dokundu parmağı, dün paylaştığı ultrason fotoğrafı geldi önüne. Zelfi kıvrılmış dudaklarının farkında olmadan sevdi küçük beyi. Kim bilir nasıl neşe getirecekti aileye. Onların sevincini düşünürken Cihan çıkageldi aklına, Hesna'nın hamile olduğunu öğrendiklerinde hastanede ki o sevinci, şükür duaları...2
Gözlerine bakan bal rengi gözler geldi oturdu karşısına, çok güzel bakıyordu Zelfi'ye...4
Birde vurulmadan önce öğrendikleri vardı, üzerine düşünmeye fırsat bulamamıştı ama sümen altı edemeyeceği kadar açık seçik ortadaydı durum.
Peki ya hâlâ seviyor muydu Zelfi'yi?1
İçinden bir ses 'seviyor' diye fısıldadı...1
Bir başkası 'sen öyle olsun istiyorsun, ne yapsın adam senin gibi kurumuş bir çalıyı?' diye iyimser tarafını payladı.2
Hesna'nın zorla açtırdığı Instagram hesabın girdi, arama kısmına Cihan Karacahan yazarken buldu kendini...2
Hesabı gizli değildi ama otel için kullanılan resmi bir hesaptan öte de değildi. Takım elbiseli bir kaç fotoğrafta dolandı Zelfi'nin gözleri.
Fotoğrafı bal rengi hareleri görmek ister gibi biraz büyüttü ama istediği manzaraya kavuşamadı.
Dudağının içini ısıra ısıra gezdi bütün sayfayı...
Sonra telefonun ekranını kapatıp yana bıraktı, ne yapıyorsun Zelfi? Dedi... Ne yapıyorsun?
O kim sen kim?3
Olacak iş mi?3
Kim yakıştırır seni ona?3
Kim gelinim diye yanına alıp dolanır seni...3
Gülhan hanımın bir tanecik oğlu sana mı kaldı?2
Kadın iki yüzüne güldü diye, kendini nerelere denk görür oldun?2
Sen o aile için sadece vicdan azabı olarak kalacaksın, saçma heveslere kapılma.3
Cihan ise aklını karıştırıp giden Derya'nın ardından yanlız kalmak için otelde ki suit odasına gelmişti, kendini işe güce vurup saati akşam etsede aklındaki susmayan sesler sessizlikte iyice sazı eline almışlardı.
Derya hanım niye bu kadar ısrar etmişti?1
Ve en büyük soru bir yalana başlayıp Derya ve Boran gibi mutlu sona ulaşabilirler miydi?1
Nerden başlayıp ne yapmalıydı, şu sıra peşine düşmek için çok uygun bir zaman değildi.
Önce Murat'ın iyileşip hastaneden çıkması, Zelfi'nin vicdan yükünün hafiflemesi gerekiyordu.
Günlerdir kendi kendine eziyet ediyordu...
Beraber bir yemek yeseler, Cihan anlatsa Zelfi dinlese...
Herşeye, herkese rağmen elini tutup peşine takılsa...2
Mardin'e şan olacak bir düğünle gelini olsa...
Sadece eli tutsa yeterdi Cihan'a, sabırla beklerdi Zelfi'nin kapılarını kendine açışını...
Bu evliliğin normal seyrini bulması, iğneyle kazılacak bir kuyuda olsa beklerdi Cihan. O kuyudan Zelfi'nin elleriyle bir yudum su ikram edeceği günü sabırla beklerdi...
Kırmaz, incitmez, gözünden sakınırdı...2
Sabır Cihan'ın adıyla bir bütün olmuşken aradan günler geçti Murat'ın eve çıkışı bayram havası getirdi. Ayşe ve Murat evlerine dönünce Zelfi de Derya ile kalmaya başlamıştı.
Karşı evde ki şenlik havasını buruk gözlerle izledi Karacahan ailesi, özellikle olayları sindiremeyen Gülhan hanım. Ayşe ve Zelfi'ye geçmiş olsun diyemeyecek kadar mahcup hissediyordu. Hatta bir kaç kere denk gelmemek için yolunu çevirmişti.1
Kızı ve kocasının yaptıklarından utanıyordu kalbi güzel kadın...2
Onun bu haline anlam veremeyen Zelfi ise içten içe üzülse de kabullendi yeni durumu.1
Derya ablası ile Gülce ona iyi geliyorlardı, Murat iyileştikçe Ayşe'nin neşesi de yerine gelmişti. Kapıda bir güvenlik ordusu bekliyordu ama yok sayarak yaşamaya devam etmekten başka şansı yoktu.
Evden çıkmıyor, hayatı konak ile huzur bulduğu aşk yuvası arasında geçiyordu.
İki insanın birbirine bu kadar aşık, böylesi düşkün olabileceğini hiç düşünmezdi Zelfi, Derya ve Boran'ın evliliğini imrenerek izlemekten kendini alıkoyamıyordu. Gülce kız ile mutlu yuva taçlanmış, mutlulukları katmerlenmişti sanki...
Yine keyifli bir sabaha uyanmışlardı, Derya ile Zelfi kahvaltı hazırlığında iken Boran oyun halısındaki kızını oynatıyordu. Gelen tokmak sesi ile Zelfi kapıyı açmak için mutfaktan geldi. Boran da kızını kucağına almış kapıya yönrlmişti.
Güvenliklerden geçip kapıya kadar ulaşmışsa gelen yabancı olmasa gerekti.
Zelfi karşısında kocaman gülümseyerek kendisine bakan esmer güzeli bir kız bulmayı beklemiyordu.
O kızı, kız onu tanımasa da gülümsemesini soldurmadan,
"Günaydın." Diye şakıyan kıza,
"Günaydın." Dediği sırada Boran'ın,
"Yasemin!" Diyen şaşkın sesini duydu. Hızlı toparlayan adam "Hoş geldin abicim, bu ne güzel sürpriz." Deyince gelenin yabancı olmadığını anladı Zelfi.1
Derya'nın mutfaktan koşar adım gelişi "Yasminnn!" Diyerek kızı kucaklamasıyla içeri geçtiler.
"Ayyy ne güzel sürpriz yaptın bize, nasıl özlemişim." Diyerek sarıldığı kızı bırakmadan salona yönelen Derya'nın peşine takıldılar.
Koltuklara yerleşen ahaliyi orada bırakıp kahvaltıyı hazırlamaya devam etti Zelfi.
Kim olduğunu bilmese de Derya ablasının çok kıymet verdiği biriydi belli ki, Boran Ağa da tanıdığına göre akraba olabilirdi.
Çok geçmeden kahvaltı sofrası Derya ve Yasemin'in kahkahaları ile inlerken, Boran gülen gözlerle izliyordu onları. Gülce bile kıkırdamaya başlamıştı.
Kızın çok farklı bir enerjisi vardı, bulunduğu ortama pozitif etkisi inkar edilmez seviyedeydi.
Boran'ın işe uğurlanmasının ardından kahvaltı masasında çay keyfine devam ederken,
"Ay Derya abla ne güzel buralar bayıldım. Evin ayrı güzel, ailen ayrı güzel, sen ayrı güzelsin... Maşallah kız sana." Dedi hafiften omzuna vurarak.
"Çok bayıldıysan seni de buralara transfer edelim Yasemin, bulalım şöyle aklı başında birini Hanım ağa ol ne dersin?" Deyince Yasemin kocaman bir kahkaha attı.
Aklına geleni yapıp söylemekle meşhur kişiliğini töre romanı içine sığdıramadı yine de,
"Ben pek buraların insanı değilim Derya abla ama sabah şu karşı evden bir yakışıklı çıktı. Boy pos yerinde, takımları çekmiş sabah sabah yani bi acaba mı dedirtmedi desem yalan olur." Deyip göz kırptı çapkınca "Ona yaparsan kalırım bak."4
Derya ile Zelfi birbirine baktılar anlık, karşı evdeki yakışıklı boylu poslu diye anlatılan ya Cihan'dı ya Bekir...
Derya elinde ki çay bardağını bıraktı usulca,
"Orda iki kişi var biri evli diğeri bekar hangisini gördün acaba?" Dedi gözlerini kısarak.1
"Evli olan olsa karısı uğurlamaz peşine bakmaz mıydı? Benim öyle kocam olsa uydudan verici taktırır takip ederim. Peşine bakan kimse yoktu." Deyip mest olmuş gibi alt dudağını ısırdı, "Böyle bal rengi gözleri var, uzaktan bile fark ediliyor." Deyince Derya ve Zelfi'nin dudaklarından aynı anda,1
"Cihan.." ismi döküldü.2
Zelfi'nin boğazına bir yumru gelip çakıldı. Öyle ki Derya'nın onun tepkisini merakla bekleyişini bile fark etmedi.
Gözleri dolacak gibi olunca kahvaltıyı toplamak bahanesiyle ayaklandı. Eline masadan rastgele birşeyler alıp adaya taşımaya başladı.
"Ay sen Cihan'ı diyorsun, biraz suyu sert bir tiptir ama olmaz diyemem. Gönül kimi seçerse ona göre şekil alır sonuçta." Diyen Derya ile dondu kaldı.
Ve hiç ihtimal vermediği bir gerçek geldi aklına kuruldu, Cihan'ın evliliği... Kendilerine dair hiç bir umut beslenese de asla aklına getirmediği o ihtimal...
Dönüp göz ucuyla Yasemin'e tekrar baktı, yoldan gelmiş olmasına rağmen ışıl ışıl parlayan gözler, kusursuz esmer bir ten ve esas önemli olan ve ilk göze çarpan yüksek bir yaşam enerjisi.
Kendi üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi gülmeyi bile bazen lüks sayarken, kızın hayat saçan neşesi...
Kendini toparlanmak için biraz oyalansa da kulağı masada ki sohbette idi,
"Barlas abim de serttir dışarı karşı ama bak Benan ablam parmağında oynatıyor onu. Hele şimdi hamile ya dört dönüyor etrafında. Birşey olmaz Cihan Ağa'yı da ben oynatayım parmağımda." Deyip keyifle çayını yudumlayan kıza ne demeye hakkı vardı.
"Derya abla ben bir Ayşe'ye bakayım." Diyerek cevap bile beklemeden çıktı evden.
Öğleden sonra ya kadar Ayşe'nin yanında oyalandı ama aklından Cihan ile Yasemin'in yan yana olabileceği ihtimali hiç çıkmadı. Kızdı kendine, çok kızdı hemde...
Ya yola çıkarsın ya yolu açarsın dedi iç sesi, bu adam sana gelse kabul edecek misin?
O cesareti bulamadı içinde, yapamazdı bir evliliğin içinde bile düşünemiyordu kendini...
Adam gelmiş otuzuna senin keyfinimi bekleyecek, zaten Yorgi ustanın söyledikleri ve Cihan'ın bir iki güzel bakışından öte ne vardı orta da? Hiç...
İmalı bir iki söze tav olcak kadar sevilmeye muhtaç kalbi kanıp gitmeye dünden razıydı. Herşeyi istediği gibi anlamıştı belki de...
Düşündükçe kurdu, kurdukça içi içini yedi.
Kimseye birşey diyemediği için sıkıntısı yüreğini sıktı...2
El mecbur öğlenden sonra kaçtığı eve döndüğünde mutfakta hummalı bir çalışma vardı, Derya ve Yasemin'in başarın da yemenileri birinin eli hamurda öbürü hızlı hızlı birşeyler doğruyor halde buldu.
Pusetinde sıkılmış olacak ki Zelfi'yi görünce kucağına alsın diye atılan Gülce kızı kucağına alıp,
"Derya abla hayırdır? Bu ne hazırlık seslenseydiniz yardıma gelirdim. Misafirimizi mutfağa sokmuşsun ilk günden." Dedi.
Derya'ya sorduğu sorunun cevabı Yasemin'den geldi,
"Ay Zelfi ne misafiri canım, ben de bu evin kızıyım değil mi Derya abla?" Dedi şımarık bir tonda ama asla yapmacık değildi tavrı. Kendine bu hali nasıl beceriyorsa yakıştırıyordu.
"Değilsin kuzum, Zelfi'm sana kıyamadı da ondan öyle dedi." Diyerek ikisinin de gönlünü yakan Derya ince ince kıydığı soğanı kıymaya kattı.
"Gel Zelfi gel, Kayseri mantısı yapıyoruz. Derya ablayı kandırdım şu karşı ki yakışıklıyı yemeğe çağırdık. Eee... Kalbe giden yol mideden geçer gülüm,şöyle bçr kaşığa kırk tane sığacak mantı açayım da aklını alayım bal gözlünün." Demesiyle yaşadığı şoku atlatamadan Derya'ya baktı.2
"Akşam Boran'ın doğum günü ya canım, Ela'yla Hesna'yı aradım yemeğe gelsinler diye araya Cihan da gelsin diye sıkıştırı verdik Yasemin'in gül hatrı için." Diye açıklama yapan kadına zoraki gülümsedi,
"İyi düşünmüşsünüz, ben akşam Ayşelere geçsem ayıp olmaz değil mi?" Dşye sordu.
"Ay Zelfi bahçede yiyeceğiz hep beraber Ayşe'yle Murat'a davet mi gerek onlar evin insanı." Deyip kaçacağı tek yolu da kapatan Derya'ya baktı kaldı.1
Sırayla Gülce kızı eğleyerek akşam için hazırlık yaptılar. Boran'ın pastasını bile kendi elleriyle yaptı Derya.
Akşam üstü tek tek gelmeye başlayan misafirler ile ev kalabalıklaşmaya başladı.
Hesna sımsıkı sarılıp öptü arkadaşını,
"Zelfi nasılsın gülüm, rengin yerine gelmiş iyi bakıyor Derya abla sana." Dedi içten bir samimiyetle.
"İyiyim şükür canım, Derya ablayı biliyorsun." Dedi açıklamaya gerek yoktu Mardin'de herkes Derya Hanoğlu gerçeğini biliyordu artık.
Ela da gelince herkesle çabucak kaynaşan Yasemin'in neşesi tümev ahalisine yansımıştı. Hatta bir ara Hesna göbeğini tutarak,
"Ay güldürmeyin ben hamileyim ya içerde kafayı buldu çocuk." Dedi gülüşünü zaptedmeye çalışarak.3
Ayşe günler sonra ilk defa içten gülüyor, ortamın belgesine ayak uyduruyordu.
Beylerin gelişi ile bahçeye büyük bir sofra kurulmaya başlandı, Zelfi içerde Gülce ile oyalanmayı tercih etti, Yasemin açık açık Cihan'a yürüyecekti. İyi de Zelfi ne yapacaktı, ifadesiz kalmayı başarabilecek miydi?
Cihan ise Zelfi'nin kendisine çay getirdiği sohbet ettiği masada yine bir an olsun yüzünü görebilmek için mutfak kapısında ki her hareketi göz ucuyla takip ediyordu.
Murat iyiydi artık hatta Ayşe de yanında ki esmer kızla gülüşüp duruyordu. Herkes neşesini bulduğuna göre Zelfi ile konuşmak için harekete geçebilirdi.
Nihayet sofra tamamlandığında Zelfi dekucağında ki Gülce ile bahçeye çıktı, işte o anda da Cihan'ın güneşi doğmuş oldu. Dalga dalga saçlarını omuzlarına dökmüş, zerre makyaj olmayan yüzünde kendi güzelini ışıldıyordu.
Yada Zelfi'nin herhali Cihan'a güzeldi...
Cihan'ın bir baş selamı olsun vermek için yaptığı takip sonuçsuz kaldı, Zelfi yönünü bile dönmüyordu ondan tarafa...
Buna canı sıkılsa da umudunu kesmedi adam, bu yola başkoymuşken dönecek değildi.
"Mantıyı beğendiniz mi Cihan bey?" diyen kıza ilk defa baktı Cihan, adını nerdenn biliyordu bir, niye bunca insan dururken onu fikri sorulmuştu iki.3
"Herşey güzel olmuş ellerinize sağlık deyip konuyu herkese açık hale getirdi.
Fakat kız sohbete onla devam etmekte ısrarlı görünüyordu,
Sahibi oldukları otellerden girip, spor hocası olarak çalışmak istediğine, Mardin'e çok beğendiğinden dem vurup geçen yıl animasyon ekibiyle çalıştığıma kadar bir sürü şey anlattı. Derya hanımın misafiri olduğu için mecburen anlatılanları dinledi Cihan ama kızın niyetini anlamayacak kadar saf değildi.
"Çalışmak istiyorsanız CV oluşturup resepsiyona bırakırsınız, otel müdürümüz ihtiyaç halinde size dönüş yapacaktır." diyerek gayet resmi ve kendi ile tekrar iletişimden uzak uzak bir cevap verdi.
"Referans olarak adınızı yazabilir miyim?" diyerek şansını zorladı Yasemin.
İşte tam o anda Zelfi'nin anlık bakışını yakaladı Cihan ve o gözlerde bir duygu gördü, delirmesine sebep olacak bir duygu? Zelfi kızdan ve bu sohbetten rahatsızdı, kıskançlık vardı kurban olduğu kahvelerde...
Bu ne güzel bir akşamdı... Bu bakışı gördü ya daha karada ölüm yoktu Cihan için.3
"Siz Nevşehir'de ki otel için bir CV oluşturun Yasemin hanım, bu topraklar da hayat zordur. Kendi memleketimiz de daha rahat edersiniz." deyip Yasemin'in yolunu tamamen kapattı.
Yasemin'in düşen yüzüne tezat Zelfi'nin saklamaya çalıştığı tebessümü takıldı gözüne...
Başını çevirdiği gibi Derya hanımın ikisini kıskaca almış bakışlarına denk geldi, kucağında ki kızını saran elinin ile yumruk yaptığı baş parmağını kaldırarak çaktırmadan onay verdi Cihan'a.
Artık Zelfi ile bir yemek yemenin zamanı gelmişti...6
Zelfi?1
Yasemin?1
Bu arada Yasemin Ezelim kitabi da ki tatlış görümcemi, okumayanlar için belirtmek istedim. Kötü biri kesinlikle değildir☺️4
Oy vermeyi ve yorumlarınızı esirgemeyin arkadaşlar...3
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
78.06k Okunma |
8.15k Oy |
0 Takip |
66 Bölümlü Kitap |