44. Bölüm

Çıkmaz sokak

Zaman Sızım
zamansizim84

 

 

Büyük salonun iki kanatlı kapısının önüne geldiğimizde içerden gelen sesler ile duraksadım.

 

"Delireceğim amca, telefonlarımızı açmıyor nerde bu kız?" diyen Hâkim'in sesi koridora kadar duyuluyordu.

 

"Altunların işi bu Hâkim, başka türlü nereye gider ki?" dedi babam.

 

Ona da kızgındım, beni daha erken uyarmayıp işlerin bu hale gelmesine göz yumduğu için.

 

"Erhan bulsa beni arar mı? Kıyar nikahı tutar elini karşıma dikilir."

 

Daha fazla dinlemeye gerek duymadan kapıyı açıp salona girdim.

 

Babamın,

 

"Birce kızım..." Diyerek bana gelişi, kollarını bedenime sarıp, "Çok şükür..." diyerek tekrar edişini salonda ki diğer gözler izledi.

 

Annem peşi sıra geldi,

 

"Yavrum niye açmıyorsun telefonlarımızı öldük meraktan..." derken sitem etse de saçlarımı okşayıp sarıldı sıkı sıkı.

 

"Ne oldu ki?" dedim herşeyden habersiz gibi.

 

Hepsi birbirine baktı bir anlığına, Hâkim'in gözü arkamdan salona girip köşede ki berjere yerleşen Sancar abiye kaydı.

 

"Sancarla mı geldin?" diye sordu.

 

"Önce benim soruma cevap ver, sonra benden cevap bekle Hâkim ağa!" dediğimde büyük kuzenin de olan bakışlarını çekip bana döndü.

 

"Ne olduğunu en az benim kadar bileğine eminim Birce."

 

Alaycı bir tebessüm ile annemden ayrılıp Hâkim'e doğru yürüdüm,

 

"Beni bu kadar iyi tanımanı seviyorum biliyor musun?" dediğim de gözlerinden öyle bir ışıltı geçti ki, gören ona ilanı aşk ettiğimi sanır.

 

"Tanıyorum... Herkesten çok... Herkesten iyi tanıyorum..." dedi itiraf etmeliyim ki bu tavrı çok genç kızın hoşuna gidecek kadar özgüvenli ve karizmatik duruyordu.

 

"O zaman beni arayıp neden uyarmadığının da mantıklı bir açıklaması vardır Hâkim Karademir?" dediğim de aranızda ki mesafeyi iyice azaltmıştım. Bu dik tavrıma hem hayran olduğunu, hem de ona eğilmeyişime delirdiğini gözlerinde okudum. Bu çelişkili hayatı kendi seçmişti benim sorunum değildi.

 

Benim azalttığım mesafeyi bir adım da o azaltı,

 

"Seni arasam kaçıp giderdim Birce..."

 

Omzundan itip,

 

"Sen de Erhan Altun'un eline geçmem pahasına aramadın beni öyle mi? Hayatım da senin kadar bencil insan görmedim." diye çıkıştım.

 

"Onların peşinde adamlarım vardı Birce, sen benimsin kimse bunu değiştiremez." diye tısladı yüzüme.

 

İşaret parmağımı kalbine bastırıp ittim tekrar,

 

"Ben senin değilim, kimsenin malı değilim. Değiştir bu kafayı artık."

 

Söylediklerim ile dişlerini sıktığında özenle kısaltılmış kirli sakallarının süslediği çene kemiği seyridi ama çabuk toparladı. Bir adım geri atıp bedenine her daim yakıştırdığı takım elbisesinin kollarını düzeltti. Sonra saçlarına attı elini, tek eliyle geriye tararken gözleri sinsice kısıldı,

 

"Baba imam efendiyi arayın gelsin, Birce hanım da artık kime kafa tuttuğunu anlamış olur bu sayede." Dedi tüm özgüveniyle.

 

Bu kez benim kaşlarım çatıldı, annemle babamın sessiz kalışı onun duruşunu daha da dikleştirirken,

 

"Ne imamı Hâkim? Ne saçmalıyorsun sen?" diye sordum tüm hırsımla.

 

"Berdel olsun diye bekleyenleri nasıl boşa düşüreceğim sanıyorsun Birce, ancak evli olursan bu işten kurtulursun." dedi saklamadığı bir mutlulukla. "Sana demiştim hatırlıyor musun? Sen benim kaderimsin, hep bir Karademir olarak kalacaksın demiştim. İşte o gün geldi Birce ya benimle evlenirsin yada Berdel bedeli olursun ki ben buna asla müsade etmem."

 

Yeni kitabıma hepinizi bekliyorum arkadaşlar

Bölüm : 13.02.2025 17:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...