devam ediyor 4h önce güncellendi
Zehirli Cennet
@cerennokszz
Okuma
3.76k
Oy
296
Takip
68
Yorum
68
Bölüm
44
“Sevmek bir zayıflık değildi. Ama bu sistemde birini sevmek, ölümle aynı şeydi.”
Zehirli Cennet, göründüğü gibi olmayan bir dünyanın iç yüzüdür. Sırtını devlete dayayanların, maskelerle gezenlerin ve suçlarını sistemle aklayanların oyun alanı. Ama bu evrende birileri susmaz, birileri unutturmaz ve birileri cehennemi içinden inşa eder. Adaletin makyajla örtüldüğü, iyilerin sessiz, kötülerin ise profesyonel olduğu bu düzende, kurallar yazılır ama uygulanmaz. Doğrular bilinir ama söylenmez.
Gazel Lina Erten, kusursuz maskelerin ardında yaşayan, geçmişi suskunlukla mühürlenmiş bir psikologdur. Onun için hayatta kalmak, duygulardan sıyrılmakla mümkündür.
Ama Gazel sadece, sıradan bir psikolog değildir. O, karanlığın içinden doğan, kurşun kadar soğuk, yara kadar keskin bir ajandır. Devletin en gizli birimlerinden biri olan SİS`in en ölümcül üyesidir. Onun için hayatta kalmak, yalnızca nefes almak değil; iz bırakmadan yok etmek demektir.
Ve bir gün... Atlas Süvari çıkagelir. Zenginliğiyle gazetelere, suskunluğuyla masalara hükmeden bir adam. Onun geliş amacı belirsiz, sözleri ölçülü, gözleri ise fazlasıyla dikkatlidir. Ama her bakışında Gazel`in geçmişinden bir şeyler kıpırdar. Her cümlede bir sır daha gün yüzüne çıkar.
Gündüz danışan ve psikologlar. Gece iki düşman.
Biri devletin karanlığını yönetiyor. Diğeri yeraltının ta kendisi.
Ama kader onları bir masada yüz yüze getiriyor.
Ve ne geçmiş susuyor, ne kalpler...
Biri geçmişte susarak hayatta kaldı, diğeri konuşarak hükmetti. Ama ikisi de o gün, birbirlerinin hayatını değiştirdi.
"Adını unut, yüzünü sil. Çünkü bu aşkı gölgeler taşıyacak."
Gerçek kimliklerini bilmeden, birbirlerinin hayatlarına sızarlar.
Danışan ve psikolog olarak.
Avcı ve av olarak.
Ama en çok da... kader olarak.
İkisi de düşmandı. İkisi de maskeliydi. İkisi de birbirinin kaderiydi.
Zehirli Cennet, bir aşk hikâyesi değil. Bu, bir hesaplaşma, bir yüzleşme. Kendinle. Onunla. Geçmişinle. En çok da kimliğini kaybetmeden sevebilme ihtimalinle. Burada aşk bir duygu değil, bir savaş yöntemidir. Her kimliğin ardında bir silah gizlidir.
Birbirine hem siper hem hedef olan iki insanın hikâyesi. Kanla yıkanmış eller, gecenin içinde yankılanan iç sesler ve her şeyin ortasında susmak zorunda kalan bir kalp. Aşk mı daha tehlikeli, geçmiş mi? Kimliğini saklamak mı daha zor, yoksa kalbini açıkta bırakmak mı?
Zehirli Cennet’te herkesin bir maskesi vardır. Ama bazı maskeler… kan tutar.
Bazı tutkular ölümcüldür. Bazı aşklar ise… tam anlamıyla zehirli bir cennettir.
Bitti sandın ama bitmedi.Sisin sana söyleyecek son bir sözü var.
Eğer bu sayfalara dokunduysan artık tarafsız değilsin.Çünkü bu sistemde susmak da bir suçtur.
Sen bu kelimeleri okudun.
Bir kadının susturulmuş çığlığını,
Bir çocuğun titreyen bakışlarını
Ve maskelerin ardına gizlenmiş o kanlı düzeni gördün.
Geri dönemezsin.
Çünkü artık biliyorsun.
Ve bilen herkes gibi
Ya savaşacaksın,
Ya da bir gün hedef olacaksın.
Şimdi sana soruyoruz:
Masumların yanında mısın,
Yoksa sustukça büyüyen o karanlığın ta kendisi mi?
Ama unutma:
Biz;
Çocukların gözyaşları için şehirleri yakacağımıza,
Kadınlara uzanan elleri tek tek kıracağımıza,
Sadece vatanımız için nefes alacağımıza
Ve merhamet taşımayacağımıza,
Şerefimiz ve namusumuz üzerine yemin ettik.
Şimdi cevap ver:
Bir çocuğun canına kastettin mi?
Bir kadının sesini susturdun mu?
Bu toprağa ihanet ettin mi?
Bu bayrağın gölgesine leke düşürdün mü?
Eğer cevabın ‘evet’se:
Kaçma.
Gece seni çoktan gördü
Ve artık SİS’in yeni hedefi sensin.
Biz yasaları uygulamayız.
Biz, onları gölgede yeniden yazarız.
Ve adaletin bittiği yerde
SİS başlar.
Biz, adaletin sustuğu yerde kurşun gibi konuşuruz.
Biz, sustuğumuzda bile öldürürüz.
Bu satırları okuduysan
Artık ya bizimlesin
Ya da sıradaki hedefsindir.
Karar senin değil… çoktan verildi.