devam ediyor Zamansal sorun güncellendi
VÂVEYLÂ: AÇIK YARALAR |ASKERÎ DİSTOPYA
@nedenkineeee
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
Rusya ile olan bir savaş esnasında esir düşen yüzbaşı ve getirildiği krallık tesisi. Krallığa, yıllardır esir olmasına rağmen başkaldırır; çünkü bir sebebi vardır:
Hedefindeki her şeyi ve herkesi elde etmek.
Bazen dış bir güçle, bazense kendi iç gücüyle savaşırdı insan. İki savaş da bizi bir harabeden çıkmışızcasına yorar; hatta bazen üzer, ağlatır, diri diri gömerdi. Savaşlar hiçbir zaman mutlu son yazmazdı. Savaş, yalnızca ölümden önce bize verilen son haberlerdi.
Hayatım savaşlarla, çöküntülerle, harabelerin içinde yaşamaya çalışarak geçmişti. On sekiz yaşından küçük, reşit olmayan bir kızın içmesi yanlış görülürken kimse, daha o reşit dahi olmadan içen kızın ne yaşadığını, yıllardır annesiz babasız büyüdüğünü; daha da kötüsü, anne babasının kim olduğunu bilmeden yaşayan bir kızın on sekiz yaşına girmeden bu kadar acıyı, yükü taşımasının ne kadar doğru olduğunu sorgulamıyordu.
Demiştim ya, benim hayatım hep hapisti. Bir gün ise o karanlık zindanların birinde attığım acı dolu çığlık, birinin beni yıllar sonra duymasını sağlamıştı. Belki bu yüzden bir daha asla konuşamayacak, sesli gülemeyecektim; fakat sesimi birisi duymuştu. Geride kalan her şey gereksizdi...
O asker, hayatıma iyi ki girmişti.
✈︎
"Düşünsene Avcı," dedim, yine fazlasıyla uzaklara dalarak. Sanki mümkünmüş gibi bu ülkenin, bu tesisin, bu düzenin dışına çıkıyordum. Hayaldi işte, sadece hayal. Kendimi yineledim. "Düşünsene… Buradan çıkıp gidiyoruz bir gün. Hedef hiçbir yer; hedef, sadece bizim huzur bulacağımız bir yer. Senin yaralarının iyileşeceği, benim düşlerimin gerçekleşeceği bir yer."
Hevesle ona dönüp bir anda gözlerimi büyüttüm. "Çok güzel olmaz mıydı?"
Bakışlarını yeşillerime kaldırdı ağır ağır. Gülümsedi fakat samimi bir gülümsemeden oldukça uzak; mutlu bir gülümsemeye göre her zamanki gibi çok buruk ve kırıktı.
"Bilmem," diye mırıldandı, dudaklarını birbirine sertçe bastırarak.
"Hayalini kuramıyorum."
Sigarasından bir nefes daha çektiğinde, sanki sıkışan benim göğsümmüş gibi hissettim.
Kaşlarımı çattım; böyle kötü düşünmesi için söylememiştim ki ben bunları.
"Hayal kur, Avcı," dedim neşeli bir sesle. "Hayal kurmak güzeldir; hayaller insanı ayakta tutar. En masum isteğimizdir hayal."
Bakışlarını gözlerimden çekti fakat yüzümde gezinmeye devam etti. En sonunda ise özünde siyah olmayan fakat şimdi simsiyah tutamları olan saçlarıma derin bir iç çekti.
"Hayallerim gerçekleşseydi belki kurardım," dedi net bir sesle.
"Ama unutmuşum. Elimden yine alınır her şey diye korkmuşum. Bana hayal kurmayı öğret çünkü ben bilmiyorum. Bana güzellikleri anlat çünkü ben, içimdeki karanlık yüzünden etraftaki hiçbir rengi göremiyorum."
Uyarı: Bu kitap yoğun gerilim, distopik ve dramatik olaylar içerir.