Bir gece kanlı ayda bir kız doğdu ve lanetlendi tam 18 yaşına girdiğinde laneti uyanacaktı o eli kanlı doğandı… Scarlet’ın bir doğum gününde ailesi bir balo düzenlemişti ancak balo gecesi geldiğinde baloya bir süikast düzenlendi ve o gece scarlet’ın lanetide uyanmıştı artık scarlet’ın peşinde bir katil ve bir lanet vardı sarayından kaçtığında bir adamdan yardım istedi fakat o adam onun en büyük aşkı olmuştu,o adam ülkenin en büyük haydutu gölge haydut’tu ve de aşkı hiç olmaması gereken bir adamda bulmuştu -seviyorum seni kızıl prenses +savaşın ortasında bir aşk itirafı ha?Etkilendim Ben senden her daim etkilendim gölge haydut -Savaşta her şey mübahtır prenses ❤️‍🔥

Dil yalan söylese de gözler yalan söylemezdi böyleydi değil mi? Ama hayır burada işler çok farklıydı. "Nerede?" Gözleri kıpkırmızı olmuş adam sinirle karşısında titreyen adama bakıyordu karşısında ki adam korku içinde bir iki adım geriledi ve başını hızla yere eğdi elleri titriyordu. "Nerede dedim!!" Öyle bir bağırmış tı ki yer ve gök titremişti kalbi korkudan yerinden çıkacak adam elindeki atalardan kalma kılıç ı karşısındaki imparatora uzatmıştı eğik kafasını bir an bile kaldıramayan adam bir cesaret imparatorun gözlerinin içine baktı. "Huzurunuzda ölsem dahi şimdi zamanı değil efendim onun yerini ben dahi bilmezken elimde tuttuğum bu kızl kılıç tan başka kimse bilmiyor ve bilmeyecek şimdi" Dedi elindeki kılıç bir anda yükselmiş ve simsiyah bir sandığın içine girmişti gözlerini tekrar yere indiren adam kısık ve korku dolu sesle konuştu. "Ya öldürün ya öldürün benden hiç birşey öğrenemezsiniz efendim kan ve gelecekteki varisimizin üzerine yemin ederim asla söylemeyeceğim zamanı gelince o kılıç getirecek onu bize." Aklına Bir şey gelmiş gibi vücudu bir anda ürperdi ve yüzündeki gülümsemeyle birlikte bu kez daha heyecanlı konuşmaya başladı. "Ve bir de onu tanımak için nişanlısı na ihtiyacımız olacaktır efendim daha doğmadı ama elindeki izle onu tanıyacaksınız unutmayın bir izle.." Bu arada kurgum kesinlikle korku değildir. Bunu söylemek istedim okursanız sevinirim şimdiden teşekkürler 🤗🤍🤍 Uyarı!! ( 18+ ) Bu hikaye tamamen hayal ürünüdür hiç bir olay döngüsü gerçek değildir içinde kan vs şeyler olacaktır. Dikkatle okuyunuz.

"Acıların arasında saklanan bir kral ve karanlıkta parlayan bir yıldız..." Bir zamanlar bilgelik ve huzurun hüküm sürdüğü Solmira, şimdi gölgelerin pençesinde. Tahtın gölgesinde saklanan sırlar, artık açığa çıkmak için sabırsızlanıyor. Ama herkes bu gerçeğe hazır mı? 👑 Emeric. Soğuk, acımasız ve hiç kimseye güvenmeyen bir hükümdar. Herkes ona "Buz Kral" diyor. Çünkü duyguları birer zırh gibi saklanmış, kalbi ise çoktan donmuş. Ama bir gün, hayatına hiç beklemediği biri giriyor. 🌿 Liora. Cesur, inatçı ve sırlarla dolu bir genç kadın. Onun geçmişi, sadece gölgelerin bildiği bir sır. Ama en büyük sırrı, Kral Emeric`in kaderini değiştirebilecek bir bilgiye sahip olması. Şifacılar unutuldu. Ama onlar hâlâ burada. Bir kral, hastalığa boyun eğmeyecek kadar inatçı. Ve bir kadın, her şeyi değiştirecek kadar kararlı. Fırtınalar koparken, ihanetler sinsice yaklaşırken, bir kral ile bir şifacının yolları kesişiyor. Ama asıl soru şu: Buz Kral `ın kalbi eriyecek mi? Solmira`da uyanış başladı. Peki, kim hayatta kalacak?

"Küçük bir kasabada sıradan bir hayat süren Lena, bir gün aldığı gizemli bir mektupla hayatının tamamen değişeceğini öğrenir. Kayıp bir krallığın varisi olduğunu öğrenen Lena, tacı geri almak ve krallığını kurtarmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Gölge Avcıları, büyülü sırlar ve geçmişinin karanlık gerçekleriyle dolu bu macerada Lena’nın cesareti ve kararlılığı sınanacak. Peki, Lena kaderini kabul edip halkını kurtarabilecek mi? Soluksuz okuyacağınız bu hikayede Lena`nın dünyasına katılın!"

Odamda otururken gizemli bir şekilde kendimi paralel bir evrende buldum.Yemyeşil ormanlar ırmaklar ve daha nicesi. Biri geliyor en iyisi ona sorayım. D:"Burası neresi?" L:"Burası en yalnız hissettiğimiz anda karşımıza çıkan içimizdeki paralel bir evren." Bu benim içimdeki paralel evren. İnsanlar,periler ve daha bir sürü varlığın yaşadığı mutlu,huzurlu,sakin bir ülke.

İstanbuldan gelen Ece ve en yakın arkadaşı Su`nun Ege`de tanışmasıyla hikaye başlar. Birlikte dolaşıp resim çekindikleri yerlerde enteresan notlar bulmaya başlarlar. İlk başta önemsemedikleri ve birbirlerinden şüphelendikleri bu notlar onları sıradaki maceranın içine çeken ufak ipuçları gibidir. Su`nun annesinin organize ettiği bir akşam yemeğinde esrarengiz notlar ve şiirler konusu açıldığında aileler kızların evlerde kalmasına karar verir. Takip edilme ihtimallerini düşünürler. Kızlarda rahatsız olsalar da bu durumun peşini bırakmak istemez ve en sonunda kendilerini bodrum kalesinin tünellerinde buldukları derin bir serüvene kucak açarlar.

Nefretten doğan bir aşkı kariyerleriyle devam ettirmeye çalışan iki gencin hikayesi.

ACIKLAMAYA NE GEREK VAR AYOLL

"İrade, doğru silahlarla bükülebilir..." <<< Beş bin yıldır bir efsaneye tutunduk can havliyle. Asırlar öncesinde bir hain, önce hatamızı yüzümüze eski bir paçavra gibi savuşturdu. Ardından da, yer yüzünün ve ÇEMBER`in en değerlisini aldı elimizden. Şimdi ise sefalet içindeydik... Zalimlerin elindeydik... Canavarlar içimizde nefes alıyordu... Beş bin yıldır... geri gelsin diye bekledik. Yalvardık, kendimizi hırpaladık... Ama ya her şey değiştiyse? Ya artık hiç birimizi önemsemiyorsa? Biz o zaman ne yapacaktık? <<< "Gökyüzü öfkeliyse eğer, sebebi ben değilim! Sebebi sizsiniz ve bundan sonrası sizin sorununuz!"

İmparatorluğun elçisi olan Hannah, çıktığı görevde arandığı haydut tarafından yakalanır ve haydut, Hannah`ı diyarın öbür ucuna götürür ve serüvenleri başlar...

Karanlık. Tehlikeli. Lanetli. Kalp kırıkılığım yüzünden tatile giderken asla bunların olacağını düşünmemiştim. Bunlarla başa çıkabilir miydim? Bu evrene alışık değildim. Ya kaçacaktım yada benden alınanları geri alarak onları pişman edicektim. Ve ben asla korkak biri olmamıştım.

Açıklama yok okuyun ve görün🩵💙❄️

Haku adlı bir fakir kızın kaçak bir şirket sayesinde para kazanmak için gidiyor ilk başta her şey ne kadar basit görünsede her şey olduğu kadar basit değil....

“Yağmacılar insan öldürmez mi?” “Nerede yaşıyorsun sen?” Prense küçümseyerek baktı Hüma. Nasıl olurda insanları avladıklarını düşünebilirdi. “Irkın savaşçı değil mi?” “Hayır! Biz yağmacıyız” Nhamo kimin doğru söylediğinden emin olamadı. Babası yani kral savaşçı olduklarını sık sık dile getirirdi. Hatta bu yüzden koyu, yağmacı kanını küçümsenmesinden haz etmezdi. “Aynı şey değil mi?” “Topraklarını korumamı değil de yağmalamamı istiyor olsaydın aynı şey olurdu” “Topraklarımı koru...” diyerek gülümsedi Nhamo “... Yağmalamaya gelince, ihtiyacın olduğunda beni yağmalayabilirsin” “Duvara benzeyen yüzünü özlemeye başlıyorum” diye söylendi Hüma.

Şansızlıklar içinde doğan Creslin’in gücü eline almak ve krallığın başına geçmek için döktüğü kanları ve ihanetleri anlatıyor

Benim ilk hikayem eğlencesine yazdım umarım beğenirsiniz 💙

Fantastik bir kitap

düşman krallıklardan iki çocuğun evden kaçıp birbiriyle karşılaşması sonucunda yola birlikte devam etmeleri ve başlarına gelen maceralar

Eski sevdiği çocuğu tekrardan aşık olan kız Eskiden reddettiği kıza sırılsıklam aşık olan erkek

Sitare, yıldız ve kader anlamlarına gelir. Benim kaderimin öyküsü de buradan geliyor.

Tatmin etmeyen bedeller ve karşılıksız bırakılmış karanlık vaaatler, en masumlara edebedi kafes olacaktı. Ve onlar ilk kurbanlarını daha doğmadan seçmiş, onlara sadece itaat etmek düşmüştü. Ve bu kurallara ilk başkaldıran Mehla Karadan, en tehlikelilerin dokunulmaz zaafı olacağını bilmiyordu. Adımlarının onu sürüklediği Mölüh, ateşsiz bir cehennimdi. Dalgalarında alevlerin içinde kül edilir, bağırışlarını duyanlara ”Hatalar cezasız bırakılmaz” denilirdi. O ise kurallarına sadık bir imparator. Bir kadın için amaçlarından dönmeyecekti. Onu bilmeyenler kusursuz yanıyla kolayca bağlanırlardı. Lâkin bilenler yanlızca uzakta durup korkuyla izlerlerdi Hişin Talır`ı. ”Merhametime güvenmem büyük hata Anteste siye. Çünkü seni bulursam acımam demiştim.”

Elenor, yasaklı bir kütüphanede eski bir parşömen bulur ve bir varlık çağırır. İnsan formundaki bu varlıkla kurduğu ilişki, onu kayıp dünyaların derinliklerine sürükler. Elenor, hem bu dünyaların sırlarını çözmeye çalışırken hem de varlıkla olan bağının karmaşıklığıyla yüzleşir. Okursan çok sevinirim 🫀🧸🫂🎀

Oluşturulan gizemli bir gezegen gezegen de olan bir krallık. Gezege`nin Koruyucuları. Gezegeni korumak için ve krallığı yıkmak için yapılan savaşlar... Acaba krallık yıkılacak mı? Krallık kimlerin eline geçebilir?

“Altın bir kafese doğan prenses ile sessiz bir savaşçının yolu, kaderin en karanlık kıvrımlarında kesişti. Kralların gölgesinde büyüyen yasak bir bakış, tüm bir imparatorluğu sarsacak kadar güçlü olabilir mi? Gözlerin görmediği, kalbin ise inkar edemediği bir aşk... Ve aşkın bile değiştiremeyeceği bir kehanet... ‘Gölgeler Altında’, hapsolmuş bir ruhla, geçmişin yükünü taşıyan bir savaşçının öyküsü. Taht oyunlarının, ihanetlerin ve yasak tutkuların arasında, özgürlük için atılan her adım, onları birbirine biraz daha bağlayacak. Ama her bağ, bir bedel ister. Ve bazı aşklar, krallıklardan daha büyük bedellerle yazılır.”

“Bedenler değişebilir, ama ruhlar birbirini hep bulur…” Soğuk, sanki kemiklerinin içine işliyordu. Uyandığında burnuna ilk çarpan şey, rutubetli ahşap kokusuydu. Tozla karışmış eski bir evin yalnızlığı. Gözlerini araladığında bir tavan gördü; ahşap kirişleri çatlamış, aralarından örümcek ağları sarkıyordu. Birden oturdu, kalbi göğsünü yumrukluyordu. Kimsin sen? Neresi burası? Neden hatırlamıyorsun? Etrafına bakındı. Oda küçüktü. Solgun ışık perdelerin ardından sızıyor, duvarlara asılı gölgeleri dans ettiriyordu. Yatak, eskiydi. Örtü yıpranmış, kenarında harfler işlenmişti: “E.A Ellerini yüzüne götürdü. Soğuk ten. Ama… bu onun yüzü değildi. Yüz hatları farklıydı. Eller daha zarif, daha narindi. Ayağa kalktı, sendeledi. Yerdeki aynaya doğru yürüdü, ağır adımlarla. Ve o an, göz göze geldiği yansıma… yabancıydı. Korkudan çığlık atmak istedi ama boğazında bir yumru vardı. Derin derin nefes aldı. Bu kadın kimdi? Ve neden onun bedenindeydi?