İki genç kızın sanaldan başlayan arkadaşlığının sonucunda genç kız Hayal Rüya ile aynı şehir` e taşınır ve hayatına orda devam etmeye başlar ama yaşadığı iki kızın zorlukları bitmez ve asıl olaylar küçük adımlarla ortaya çıkmaya başlar.

Her ailenin bir sırrı vardır. Bazıları mezara kadar gider... Bazılarıysa, mezar açılmadan gün yüzüne çıkar. Yıllar boyunca susulan bir gerçek, kan gibi ağır, yalan gibi keskin... ve sevgi gibi karmaşık. Zamanla unutuldu sanılan bir ihanet, tam her şey yoluna girmişken kapıyı yeniden çalarsa ne olur? Kimin kalbi gerçekten temiz? Kimin geçmişi gerçekten geçmişte? Bu hikâye, yıkılan güvenin, suskunlukla örülmüş bir ailenin ve affetmenin ne kadar pahalıya mal olduğunu anlatıyor. Bazı gerçekler, sustukça büyür. Ve sonunda... herkesin canını yakar.

Bazı hayatlar, başlangıcından itibaren sırlarla örülüdür. Bazı gerçekler, zamanla değil bir anda oraya çıkar ve dünyanızı değiştirir. Bir parça geçmişin, bir damla sevginin ,bir tutam aidiyetin peşinde yürürken kim olduğunu ve nereden geldiğini sorgulamak kaçınılmazdır. Bu, kaybolan ve yeniden bulunan bir kızın hikayesi. “Onun kendi dünyasına ait olmak için verdiği savaş” Klasik abi kurgusudur

Genç boks antrenörü Sevgi nin memleketinde aile sorunları başlar ve Sevgi eşi ve oğlu ile başka memlekette yaşamaya karar verir ama Sevginin gittiği şehrin ailesinin kabusu olacağından haberi yoktur...

İtalya’nın dar sokaklarında saklı bir sır, bir ailenin parçalanmış kalbi ve birbirine sıkı sıkıya tutunan kardeşler… Türkiye’de doğan üçüzlerden biri, Seren, henüz bebekken kaçırıldı. Geriye, Seren’in ikizleri Selim ve Semih, 10 yaşındaki meraklı Sarp ve kalp hastası küçük melek Selen kaldı. Aile, Seren’in kayboluşunun ardından Türkiye’den Floransa’ya taşındı. Herkes geçmişi unutmaya çalıştı ama o boşluk hiç dolmadı. 17 yıl sonra… Bir mesaj her şeyi altüst eder: “Onu görmek istiyorsanız sessiz olun.” Mesajda Seren’in güncel bir fotoğrafı vardır. Seren hayatta, hem de İtalya’da… Selim ve Semih, küçük kardeşlerini korumaya çalışırken, Seren’i bulmak için tehlikeli bir oyunun içine çekilirler. Onların bilmediği şey ise Seren’in bambaşka bir hayatın içinde olduğudur. Seren, büyüdüğü evde Marco adında bir “abi” ile yaşıyor ve onu öz abisi sanıyor. Peki, Seren gerçeği öğrendiğinde hangi aileyi seçecek? Kayıp Üçüz, aile bağlarını, kaybolmuşluğu, umut ve cesaret dolu bir macerayı anlatıyor. Bazen kan bağı değil, birlikte atılan adımlar kardeşliği tanımlar. Ve bazen kaybolanları bulmak, kendini bulmaktır

Bazen, en sessiz gecelerde bile bir şeyler kırılır. Cam değil. Zihin. Rüya, üçüncü kattaki eski dairesinde yalnız değildi. O bunu biliyordu. Duvarların nefes alışını duyuyor, mutfaktaki musluğun kendi kendine açılıp kapanmasını izliyordu. Ama en çok da o gölgeyi hissediyordu. Her gece gelen adamı. Lodos Kurdağ. O bir hayal miydi, yoksa hatırlanması yasak bir gerçek mi, bilmiyordu. Ama her gece 03:00`te mutfakta bir ışık yanar, ayak sesleri yankılanır, sonra sessizlik gelir... Ve Rüya`nın kalbi yeniden çatlamaya başlardı. Hiç konuşmazlardı. Ama birbirlerini tanıyorlardı. Lodos, onun geçmişini. Rüya, onun yokluğunu. Dışarıda İstanbul susarken, içeride iki karanlık birbirine yaslanıyordu. Ve hiçbir şey henüz başlamamışken bile, her şey çoktan parçalanmıştı.

"Kalpten geçen en büyük sözler, zihinlerde son bulur." Bazı hayatlar acılarla, bazıları ise gözyaşları ile şekillenir. Kanat on sekiz yaşında çocukluğundan beri hayatın en karanlık yüzleriyle tanışmış bir genç. Babasının annesine ve kendisine uyguladığı şiddetten kaçmak için bulduğu bütün yollar çıkmaza çıkar. Okulda zorbalığın, evde şiddetin verdiği ağır yükle hayatta kalmaya ve annesini kurtarmaya çalışır. Bir cinayet işlenir ve suç Kanat`a atılır. Kanat kaçmak için yollar arar ancak çareyi yolculuk etmek üzere olan bir tekneye atlayarak bulur. O tekne sayesinde Bulgaristan`a giden Kanat orada İnci, Demir ve Özgür ile tanışır. Kanat, hayatının aşkı ve iki arkadaşı ile üstüne atılan lekeyi temizlemeye çalışırken yazdığı şarkı belki kayıplara belki de yeniden doğuşlara vesile olacak. "En çıkmaz yol, kalbe giden yoldur."

İstanbul da düzenli ve güzel bir hayatı varmış gibi gözünen ama geçmişi yüzünden pusulasını kaybeden Bilge Seçkin ve iş adamı olan geçmişi ile yanan ve bunu saklamaya çalışan Emre Adanan. Bilge Emre nin şirketine haber bölümde girmeye çalışır ama bir torpil yüzünden giremez. Sinirlenen Bilge bunu basına sızdırır. Emre ise kızın peşine düşer ama geçmişleri nin birbiri ile çakışması dışında kendi geçmişi ile Bilge `nin geçmiş ile de yanar. Ancak yaptığı büyük hatalar Bilge nin ondan daha de nefret etmesine yol açar...

"İnsanlar çiçeklere benzer. Topraktan yaratılırlar ve eninde sonunda toprağa geri dönerler." Ben Lena, Adel Lena. “Lena” ismini babam koydu. Anlamında da olduğu gibi, bana hep “ayışığım” derdi. “Adel” ismini ise annem verdi. Bu isme layık bir kız olmamı isterdi. İki isim, iki beklenti. Biri bana sevgiyle bakarken, diğeri beni şekillendirmeye çalıştı. Ben de bu iki ismin arasında büyüdüm; bazen ay gibi parladım, bazen sert rüzgârlarda savruldum. Ama ne olursa olsun, toprağımı unutmadım. Nereden geldiğimi, kim olduğumu… Ben Lena. Ay ışığında büyüyen, karanlıkla barışık bir çiçek.

okumayin oyle canim sikiliyo diye yaziyorum

Kalbi iyileştirmek, bir sakatlığı tedavi etmekten zordu. Nabzı ölçtü ama kendi ritmini kaybetti. ... Onu iyileştirmeye geldi ama kendi kalbini kaybetti. Karsu için sahalar hastane kadar yabancıydı. Doğuş için ise iyileşmek, bir gole ulaşmak kadar zordu. Biri kurallara bağlıydı, diğeri sınır tanımıyordu. Ama o 90 dakikalık maç ikisinde hayatını sonsuza denk değiştirecekti. ᯓDokunuş bir tedavi, bakış bir gol gibiydi...

Yeraltı mafyası Aram soykan ile Sıradan bir kız olan Balım güneşin macera dolu aşk hikâyesini okumaya hazır mısınız? Kitabıma bir şans verirsen sevinirim ☺️

Lise son sınıf olan, Aden Bolatlı ve Toprak Akdemir`in aileleri uzun zamandır yakın arkadaştı. Ve Aden 8 yıldır Toprak`a platonikti, Toprak ise Aden`i doğru düzgün tanımıyordu bile. Aden`in ailesi iş için başka bir şehre gidicekti, Aden ise hem tek arkadaşı olan Ela`dan hem de Platonik olduğu Toprak`tan uzaklaşmak istemediği için gitmek istemediğini söyler. Bu yüzden de Aden`in ailesi, Aden`i Toprak`ın ailesine emanet eder ve 6 aylığına yani okul bitene kadarlığına Aden Toprak`ın ailesi ile birlikte kalmaya başlar.

Helin bir sabah karıştırıldığını öğrenir ve hayatı değişmeye başlar...

Sinir hastası olan Filiz önceki okulunda bir kıza yapılan zorbalıklara tahammül edemediği için okuldan atılır.Yeni okulunda yaptığı davranışları bir daha tekrarlamamak için kendine yeni bir sayfa açmaya çalışsada her şeyi berbat eder.Fakat 4 yeni kızla tanıştıktan sonra hayatı daha canlı bir hal alır.

16 yaşına kadar her şey normaldi...

İlya:NEDEN BENİ KURTARDINIZ ? ARAZ:NE OLURSA OLSUN SEN BENİM DÜŞMANIMSIN VE SANA SADECE BEN ZAREkle javascript:void(0);AR VEREBİLİRM ....

Hayatta kalmak için…

Klasik bir gerçek ailem hikayesidir, 3 yaşından beri ailesinden şiddet gören Alara, 17 yaşında gerçek ailesi ile tanışınca hayatının ne kadar büyük ölçüde değişeceğinden habersizdi…

Çiçekçi Hera Özdemir`in bir adama çarpmasıyla hayatı mahvolur ama bir şey vardır onu buraya bağlayan. Yusuf Şahin

Henüz belirtilmedi

"sinir en büyük koruma kalkanım şimdi sen bana sakin ol diyorsun ya bu bana kendini koruma kalkanını indir ve savunmasız kal diyormuşsun gibi geliyor..."

Baban öldükten sonra annen başkasıyla evlenir ve üvey abinle bir birinize takıntılı olursunuz

Efe başka okulda defneyi zorbalıyordu defne bu sebeple başka okula nakil oldu ama Ege`de başka okula nakil oldu ne şanski ikisi aynı okula nakil oldu...

Açıklanamayan, dilimizin ucuna gelmiş ama söylenememiş şeyler bizi karanlığa itmez mi?