Aşkı hiç tanımadı. Herkes bir şeyler hissetti, sevdi, bağlandı, vazgeçti... Oysa onun kalbi, hep bir adım geride kaldı. Ne içi kıpırdadı, ne sesi titredi. Yalnızca bakıp geçti; ama hiçbir şeyin içinden geçemedi. Bu, aşkı bilmeyen bir kalbin hikâyesi. Sevilmekle yetinmeyip, ilk defa gerçekten sevmek isteyen bir genç kızın iç yolculuğu. Onu kimse incitmedi, ama eksik kalan bir şey hep vardı. Adını koyamadığı o eksiklik, artık bir sızıya dönüştü. Ve bazen en derin aşk, hiç yaşanmamış olanda gizlidir.

Birbirlerini sevdiler, yıllarca… Ama kader, düşman yazdı onları. Z.Ş`den, yüreğe dokunan bir roman…

Görünmez bir kızın hikayesi. Bizim gibi görünmez olanlar toplansin..

Üstümü bile değiştirmeden uykuya dalmışım ki telefonuma gelen bildirim sesleri uyandırdı beni. Hayır bir tane de değil ki. Oflaya puflaya telefonumu elime almıştım ki mesajları görünce sanki yüzüm beyazladı. Bilinmeyen numaradandı tüm bildirimler. "Bizi polise vermen senin için saçma bir davranış olmadı mı Sasa?" "Kendine taktığın değişik isim sayesinde senin gerçek kimliğini bulamayız mı sandın?" "Yanlış kayaya çarptın Meri."

“Aynı kişiye aynı anda âşık olmak mı daha zor, yoksa hiç tanımadığın birine kalbini kaptırmak mı?”

0542***"Bana bulaşmakla çok büyük hata yaptın küçük hanım, artık istesende kurtulamazsın." 0542***"Bana geleceksin, yatağıma koynuma, kollarımın arasına." Yakamoz: "Sana iyi rüyalar o zaman, çünkü anca rüyanda görürsün söylediklerini

"beyefendi ben sizi görmekten yoruldum siz neden karşımda beliriyorsunuz" "Bilmiyorum Kamer sence"

Alya, kimsenin bilmediği bir görevi olan genç bir sanat tarihçisidir. Eski eser kaçakçılığı üzerine çalışırken, bir müzayedede tesadüfen Ayaz Koral ile tanışır. Ayaz, İstanbul’un yeraltı dünyasında adı fısıltıyla anılan bir mafya lideridir — görünürde soğukkanlı, kuralcı, acımasız… ama içten içe aşka inanmayan biri. Alya, onun geçmişini araştırmak üzere görevlendirilmiştir. Ancak Ayaz’ın karanlık geçmişine yaklaştıkça, aralarındaki mesafe bulanıklaşır. Ayaz’ın karanlığında bir yalnızlık, Alya’nın saflığında bir sır vardır. Ve zamanla aralarındaki ilişki, bir oyun olmaktan çıkıp ölümüne bir bağlılığa dönüşür.

"Aşk, prospektüste yazmaz ama kalpte etkisini gösterir" Eflal Gece Güneş... Yaman Kuzey Bozkurt...

Bir tren sabahı. Sessiz bir kasaba. Ve geçmişiyle baş edemeyen bir adam: Leo. Onun yolu, adını hiç öğrenemediği bir kadınla kesişir. Kadın bir bilmece gibidir; gizemi, suskunluğu ve taşıdığı acıyla... Ama her kelimesi Leo’nun içindeki boşluklara sızar. Ve her sessiz an, Leo’yu kendine biraz daha yaklaştırır. “Sen Gibi Biri”, bir aşkın değil; aşka inancın, yaraların iyileşmesinin, ve zamanla örülmüş bağların romanı. Kasabanın dar sokaklarında, bir çardağın altında, göletin sessizliğinde fısıldanan bir hikâye bu. Kaybedilen geçmişler, sarı sayfalarda kalan defterler, ve en sonunda cesaretle atılmış bir adım... Belki de aradığın kişi, çoktan kalbine dokunmuştur. Adını bilmeden, seni senden önce tanıyarak. Tıpkı Leo gibi. Tıpkı Eva gibi. Bu kitapta herkes, birini bekliyor. Belki senin gibi birini.

Bazı aşklar sessizce başlar... ve asla bitmez. Zeno, geçmişin karanlığında kaybolmuş bir adam. Alda, zamanla yarışan ama kalbi ışıkla dolu bir kadın. Bir Venedik akşamında kesişen yolları, yalnızca bir tesadüf değil, kaderin fısıltısıdır. Bir şiir gibi başlayan hikâyeleri, hayatın en kırılgan anlarına dokunur. Kayıpların, suskunlukların ve fırtınaların içinden geçerken, aşkın yalnızca bir duygu değil; bir inanç, bir duruş, bir direniş olduğunu hatırlatır. Bu kitap, unutulmaz bir sevdanın izini sürerken, okurun kalbine sessizce dokunacak. "Bazı insanlar kısa kalır hayatta, ama sonsuzluk kadar iz bırakır."

Yazlığa tatile gelen Ilgın yeni kurulan arkadaş grubuna katılır.

Babasıyla birlikte seri katil olan Alaz Kaya, soğukkanlı, planlı, duygularını ustaca saklayan biri. Cinayetleri bir sanat gibi gören, her eylemini kusursuz planlayan bir seri katil. Onun için öldürmek iş değil, görev. Vicdanını susturmayı yıllar önce öğrenmiş, sessizliği tehdit, bakışı bile tehlike. Ama öldürmesi gerektiği yeni hedef olan Duru Çevik, karşısına çıktığında içindeki yangın ilk kez kontrolünü kaybeder.

Aşkın ne zaman, nerede, nasıl geleceğini kim bilebilir ki? Bazen bir bakışta başlar, bazen yanlışlıkla gönderilen bir mesajda… Ve bazen de sıradan bir günde, sıradan bir adrese gelen o pakette saklıdır. Bu hikâye, bir paketle başlıyor. Ama içinde ne elektronik bir eşya ne de bir kıyafet var. İçinde hisler var… Teslim alınmamış umutlar, unutulmuş dualar ve belki de hiç yazılmamış mektuplar kadar gerçek duygular… “Kargo Kodu: Aşk” bir aşk romanı gibi görünebilir ilk bakışta. Ama biraz daha yaklaştığında, sadece bir aşk hikâyesi olmadığını fark edeceksin. Bu, bir rastlantının kaderle nasıl birleştiğinin, küçük detayların hayatı nasıl değiştirebildiğinin ve kalbin, hiç tanımadığı bir kalbe nasıl ait hissettiğinin öyküsü. Kapına gelen bir kargonun, sana sadece bir ürün değil, bir duyguyu da taşıyabileceğini hiç düşündün mü? Belki sen açarken sadece poşeti açarsın, ama aslında o an, kader kendi paketini sana teslim ediyordur. Kırılmasın diye baloncuklara sarılmış hisler… Adres yanlış yazılmasın diye titreyen parmaklar… Teslim edildiğinde içinden çıkan, sadece bir eşya değil… bir itiraf gibi... Bu hikâyede iki yabancı var. Ama zamanla, onların göz göze geldiği her an bir tanışıklığa, bir tanışıklık bir teselliye, bir teselli ise bir aşka dönüşüyor. İsimlerini, yaşadıklarını, ne kadar mücadele ettiklerini okuyacaksın. Ve her satırda kendinden bir parça bulacaksın belki. Çünkü aşk hepimize biraz benzer. Bu kitabı eline aldıysan, bu bir tesadüf olabilir. Ama belki de değil. Belki bu da senin “kargo kodun”, aşkın sana ulaşma şekli… Hazırsan, zili çalıyorum. Ve o kapıyı birlikte açıyoruz. Sevgiyle, Nupelda Toksöz

Derin ve Ege`nin motor sevdası ve hikayesi

Elif, son zamanlarda telefonuna gelen gizemli mesajlar ile sarsılıyor. Mesajların sahibi, kim olduğunu açıklamadan, ona bir şekilde dokunuyor. Kendisini koruyan ve gözlerden uzak kalmaya çalışan bu gizemli kişi, Elif’in duygularını derinden etkiliyor. Ama bir sır var: Mesajların ardındaki isim, onu her an izliyor. Mert, okulun popüler çocuğu gibi görünüyor ama arkasında gizlediği karanlık bir hayatı var. Elif’in peşinden gitmekte kararlı ve ona olan hislerini asla açıktan söylemiyor. Mesajlar ve gizli dokunuşlar arasında bir çekim gücü yaratıyor, ancak Mert’in kim olduğunu öğrendiğinde, Elif’in içinde bulunduğu karmaşa daha da büyüyecek. İkisi arasında başlayan bu yasaklı ilişki, dokunuşlar ve bakışlarla şekilleniyor. İki kişi, birbirine yakınlaşırken, kalp atışları hızlanıyor, duygular açığa çıkıyor… Ama bu ilişkideki sırlar, her an patlak vermek üzere. Aşk, arzu ve tehlike, Elif’i bir çıkmazın içine çekiyor.

Bir okul çıkışı yaşananlardan sonra hayatını bir lanete emanet eden Arina olanlardan sonra gerçekler karşısında ne yapacak? Telefonla konuşurken hızla bir kafeye girdim. Babamın gizli işleriyle ilgili yine birşeyler öğreniyordum,garson yanıma geldi ve şöyle dedi:"Dobro pozhalovat`, Miss Chernaya Koshka"(hoşgeldiniz bayan kara kedi). Türk restoranı olduğu için kimsenin umursamadığını sanmıştım,ta ki...

3 yıldan beri platonik takıldım abimi arkadaşıyla sevgili oluyordum

Luan güçlü bir iş adamıdır. Maya ise işinde en iyisi olmayı hedefleyen doktor bir kızdır. İlk kitabim hatalar olursa özür dilerim

Kitabın konusu 2 aşık genç ve aralarında geçen eğlence ve maceralar

Eyşan doğduğu zaman annesi çoktan ölmüştür. Bu durum Eyşan kadar babadınıda sarsmış ve kızından kurtulmanın en iyi yolunun onu bir mafyaya satmak olduğunu düşünmüştür...

Yıllarca saklanmış, hayatların çürümesine, ilişkilerin kopmasına sebebiyet vermiş bir sır. Parla ve Emir birbirine çaresizce aşık iki genç, birbirinden nefret eden. Parla, Emir`in nefretini hakedecek ne yapmıştı? Kendini aklayabilecek miydi..?

Bu kitap tamamen aklımdan yazcağım bı kitap

"Bazen en çok duymak istediğimiz şey, kendi kalbimizin sesidir." Lalin, duygularını yalnızca kelimelere dökerek anlatabildiği bir yazın ortasında, hiç beklemediği biriyle, kelimelerin sessizliğinde karşılaşır. Alaz’a yazarken Serdar’a rastlar… Ve gerçek aşkın en çok, söylenmeyenlerde gizli olduğunu fark eder. Kalbimdeki Ses, karşılıksız hislerin, rastlantıların ve iç yolculukların içten bir hikâyesi.

Bir veda ne kadar uzun sürebilir? Duru ve Doruk… İki kalbin aynı ritimde çarpamadığı bir hikâyede tanıştılar. Aşkları bir şarkı gibiydi—başta melodisi güzeldi, ama sözleri eksikti. Sonra zaman, sessizliği çoğalttı. Ve bir gün, yalnızca iki kelime kaldı geriye: Hoşça kal. Bu kitap, bir vedanın içinde kaybolan bir kızın hikâyesi. Gidenin ardından kalan sorular, iç sesine karışan şarkı sözleri ve sessizlikle örülü bir yeniden doğuş… Bazı ayrılıklar unutulmaz. Çünkü bazı insanlar gitse de, izler...