"Adını söylemedin." dedi. Güldüm. "Bir daha karşılaşacakmışız ya. O zaman söylerim." O da güldü. "O zamana ben öğrenirim zaten." "O halde kendine iyi bak Tunga." Bana sadece Yiğit adını söylemişti. Ben Tunga deyince bakışları merakla bana döndü. "Benim kim olduğumu biliyormuşsun!" Arabadan geri çekilip el salladım. O bana şaşkın şaşkın bakarken Sıtkı amca eski arabasıyla köy yoluna çıktı.

Her şey Eymir Ataman`ın kaybolduğumda beni evime bırakmasıyla başlamıştı. Nereden bilebilirdim ki hayatlarımızın tekrar kesişeceğini... Eğer bu hikayenin sonunda kaybolacağımı bilseydim asla onunla aynı yolda yürümezdim.

Mihrimah kitabında geçen yan karakterler olan Pınar ve Mahir için yazılmıştır. Karısının ölümünden sonra yanlızlığa savrulan bir adam düşünün. Kucağında bebeğiyle bir başına. Diğer tarafta ise Mahir`e çocukluğundan beri sevdalı bir kadın. Pınar, her şeye rağmen birbirine muhtaç iki insan. ** "Yeniden yaşamak değil. Sen hala ölmüş biriyle yaşayan birisin." derken gözyaşlarım yanaklarımın kenarından akıp gidiyordu. Onu böyle kabul etmiş olsa da dayanmak bana azap veriyordu. "Hayır" dediğin de başını kaldırdı ve havaya baktı. "Lanet olsun ki hayır" diyip gözlerini yumdu hemen. "Onunla değil seninle yaşıyorum." derken bile inanmak istedim lakin içim tutuyordu beni.

Varlığı sigarayı bıraktırdı. Yokluğu sigaraya başlattırdı...

Anrenetör babası olan Ervanın babasının öğrencisi olan Yiğit e olan aşkı

Okulun ilk günü… ve her şey tam bir felaket gibi başlıyor. Defterlerim yere saçılıyor, karşıma o çıkıyor: Atlas. Lisenin en çekici, en sinir bozucu ve en umursamaz çocuğu… ve tabii ki geçen yıl beni herkesin önünde rezil eden kişi. Ama bu yıl bir şey değişmiş gibi. Düşmanlığımız yerini tuhaf bir çekime mi bırakıyor? Kalbim istemsizce hızlı atarken, sınıfta sıradan bir gün yaşamak imkânsız hale geliyor. Aynı Sırada, Aynı Kalpte; dostluk, çatışma ve lise aşkının tüm tatlı-acı hâlleriyle dolu bir hikâye.

Her şey sadece bir oyundu. Burnu havada bir kız, egosundan geçilmeyen bir çocuk, ikisini çevreleyen dostlar, düşmanlar ve tabii ki... bir iddia. Aras için bu sadece bir meydan okumaydı. Duru içinse, kontrolü elinde tuttuğu sürece hiçbir şey tehlikeli değildi. Ta ki kalbi, planlara sığmayana kadar. ❝Her şey planlıydı... âşık olana kadar.❞ Ruvan Koleji`nde geçen bu sürükleyici gençlik hikayesi, nefretle başlayıp tutkulu bir aşka evrilen bir ilişkide sınırları zorluyor. Flörtöz oyunlar, dostluklar, ihanete yaklaşan sırlar ve kalpleri zorlayan seçimlerle dolu bir hikâyeye hazır mısın?

Sezen sıradan bir öğretmendi, ta ki İzmir`den İstanbul`a anneannesinin yanına dönene ve Tepeli Deve ile tanışana kadar. Başlangıç; 17 Eylül 2022, Wattpad

Bir zemheri ayında vuruldum sana ben...

Ağır cinsellik yaşı küçük olanlar okumasın

Evde canı sıkılan Mina, numara sallamaya kara verir ve bu numara hayatını tamamen değiştirecek o adama denk gelir.

Yonca, sıradan bir apartman dairesinde sakin bir hayat sürerken, karşıkom komşusunun dünyasının hiç de sıradan olmadığını anlar. Yanlışlıkla başlayan bir tartışma, ardından gelen küçük tesadüfler ve en sonunda hayat kurtaran bir pansuman… Hepsi onu gizemli komşusu Aras’a biraz daha yakınlaştırır. Aras ise göründüğünden çok daha farklı bir adamdır. Sert, mesafeli ve sırlarla dolu. Tehlikeli bir dünyanın içinde yaşarken, kalbine açılan bu kapıyı uzun süre kapalı tutabileceğini sanır. Ama Yonca’nın masumiyeti, merakı ve inadına ışık saçan varlığı, onu beklemediği bir şekilde sınar. Bir çiçek buketiyle başlayan teşekkür, kısa mesajlarla devam eden yakınlaşmalar, iki farklı hayatı aynı kaderde buluşturur. Yonca’nın kalbi, Aras’ın karanlık dünyasında açan tek çiçek olabilir mi? “Bazen en büyük tehlike, en masum bakışlarda saklıdır.”

Düzenleyip yeniden attım inşallah beğenirsiniz

Bazen en büyük sırlar duvarın öteki tarafinda saklıdır.

Babasının kızını takıntılı mafyasına satmasıyla başlıyor herşey...

Geçmişi bir türlü peşini bırakmayan bir doktor...Basarılı, gizemli ve yakışıklı bir doktor...Bir zamanlar düşerken elini tuttuğunun, gün gelir uzaktan severek düşmemesini dilersin. Çünkü artık onun elini tutamayacağını bilirsin...

Öylesine yazdım ve onu buldum...

Zoral evlilik...

Düşman ailelere sahip olan Aksa Gök ve Ares Avcı yıllardır birbirlerinden nefret ediyorlardı. İki mafya çocuğu olan bu ikili birbirlerini öldürmeye ant içmişlerdir. Ta ki o güne yani ikisinin de hayatının devrim noktası olan o tarihe kadar...

Büyük miktarda borç sahibi olan Güneş ve mecburi iş için hizmetçilik yaptığı evin oğlu Enes`in hikayesi

"seni sevmiyorum..."dedim gözü dolarken bana bakıp "eğer bir şans verseydin dünyayı ayaklarının altına sererdim" dedi sol gözünden bir damla yanağına doğru süzüldü bana yalvarırcasına baktı ve "bize bir şans veremezsin ha gülüm" dedi "yapamam" dedim fısıldayarak "neden" diyebilmişti sadece sonra devamını getirdi "neden ben senin için dünyayı karşıma alıyorken sen yapamıyorsun" dedi zor tutuyordu kendini damarları belli olmuştu bu haliyle bile bana zarar vermeden çok sakin bir şekilde konuşuyordu hafif gözüm yanıyordu ona bakıp "çünkü benim Dünyam abim onu karşıma alamam üzgünüm..." Dedim ve oradan uzaklaştım

“İmkanım olsaydı, seni sonsuza dek severdim.” Ben Deniz. Tek kelime bir mahlasın ardından bütün dünyaya haykırdım. “Merhaba dünya, ben Yazamayan Yazar!” Fakat bugüne dek beni duyan kimse olmamıştı, ona rastlayana dek. 🌊🐚🌁 “Elimde, içinde yalnızca iki tişört, iki elbise, para, defter, bilgisayar ve iki pantolon olan bir sırt çantası var. Bunca riske rağmen sorsanız, inanın içimde gram korku yok.” Muğla’nın kıyı köylerinden birine gittiğinde kimseyi tanımayacaktır. Oysa kader, hayatını gemisine adamış genç bir adamla yollarını kesiştirene dek. Deniz, içinde hapsolduğu kafesin anahtarını bulmak için sarılacaktır bu özgür adama. Asaf Çakır. ⚓️🛥️🪢 “Çok vaktim kalmadı benim ama biliyorum, sen bana özgürlüğü öğreteceksin.” *** 🌊⚓️🦋🌺 Romantik/ Dram **Bu kitabın hiçbir kurum kuruluş ve/veya kişi ya da yer ile alakası yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Herhangi bir benzerlik veya aynı olma durumu yalnızca tesadüften ibarettir. **KİTABIN HAKLARI TARAFIMA AİTTİR.

Dil bir bıçaktır. Fakat kanatmayan yaralar bırakır. Her katil bıçak kullanmayı bilmez. Öyleyse bizler bir çok kalbin katiliyiz...

"Küçücük bir kararın hayatını ne denli değiştireceğini asla bilemezsin." Eğer gitmeseydi o gün müdür odasına, şikayetini dile getirmeseydi, onu yönlendiren kişi farklı bir öğretmen olsaydı tanışmayacak mıydı onunla? Dalgalı saçlarına dokunamayacak, misket gözlerine bakamayacak mıydı? "Senin yanında dünyam değişiyor. Yaşadığımı hissettiriyorsun bana."

Bu kitap,Bir erkeğin ve bir kızın aşkıyla başlamıştır. Fakat Kaan o kızı,yani Dora`yı istediği için ikisini ayırmaya çalışmıştır. Ama o Erkek, yani Burak buna izin vermemiştir. Ardından gizem dolu bir cinayet olmuştur.. Sahte Şahitler tutarak Burak`ı suçlu göstermeye çalışmışlardır..