TAKİP ETTİĞİ KİTAPLAR
devam ediyor 1h önce güncellendi AMADEYİ EMRİNE BERDEL
@aytengul
Okuma
10.03k
Oy
802
Takip
177
Yorum
92
Bölüm
16
"Bir kere ya, bir kere! Bir kere de ben dediğimi yapın lan! Bir kere! Dişimi kıracağım, sizin gibi lavuklar ancak bana rast gelir zaten. Şerefsizler." Asabım bozulmuştu. Neymiş efendim, şirket hisselerinin birçoğu evli ve çocukları olan abilerime verilecekmiş! Bok yerler... Ben sağ olduğum müddetçe, kimse benim olanı alamaz. O kadar! Sandalyeye daha da yayıldım, başımı ellerimin arasına alıp soluklandım. Daha şirketin yolunu bilmeyenler, bana ahbaplık kesilmekten başka bir şey bilmiyorlardı. Oysa ki ben canımı dişime takıp gece gündüz çalışmıştım. Onlar ortalıkta fink atarken, ben ter döküyordum. Onlar gece kulüplerinden çıkmazken, ben kendi çabamla yolumu çiziyordum. Onlar her gece bir kadının koynunda uyurken, ben iyi bir geleceğim olsun diye didiniyordum. Ben koskoca Kenan Azadoğlu’yum. Buraların hiçbirine yapmamıştım, yapmayacaktım da. Babam ağa olmasına rağmen, ben kendi şirketimi kurmuştum. Babamın şirketi iflas etmişken, benim şirketim her geçen gün biraz daha ihtişam kazanıyordu. İlaçlarımı içmeliydim. Doktor, ilaçlarımı ihmal edersem durumumun kötüye gideceğini açıkça söylemişti. Sakin olmalıydım. Daha 26 yaşındayken felç kalmak isteyeceğim son şeydi. Maazallah başıma bir şey gelse, beni ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yaparlardı. Hele o Kezban cadısı... Kimseye fırsat vermeden, ilk o beni cehenneme yollar. Şeref yoksunu bir insandan farksızdı. Kimseye bir hayrı dokunmayan, aile dağıtan bir kadındı. Kadın demek bile kadınlara hakaretken, bu kadın, ortada namuslu rolü kesip göz boyamaktan başka bir bok bilmiyordu. Yedi aylık hamile annemi merdivenlerden itmiş, annemin ölümüne sebep olmuştu. Üstelik kardeşim de o olay yüzünden erken doğmuştu. Kezban yüzünden, güzeller güzeli can parçam Canan’ım tekerlekli sandalyeye mahkûm kalmıştı. Telefonum titrediğinde aramaya baktım. Can parçam arıyordu. Derin bir nefes alıp hızla kendime geldim. Onu üzmek, isteyeceğim son şeydi. Telefonu açtığımda Canan bıcır bıcır konuşmaya başlamıştı bile. Canan: Ağabeyim, nasılsın, iyi misin? Ben: Güzelim, can parçam, sen iyi misin? Canan: Abi, benim canım çiğköfte istedi. Geldikten sonra bana ellerinle çiğköfte yapıp yedirir misin? Ben: Can parçam, lafı mı olur? Ağabeyin değil miyim? Yaparım tabii. Sen iste, konağı ateşe bile veririm. Kıkırdadı Canan: Ağabeyim, sen iyi ki varsın yaa... Yine lafları uzatarak konuşuyordu. Biliyordu ki, en sevdiğim şeydi. Ben: Ağabeyin kurban olur kuzuma. Merak etmeyesin. Erken geleceğim. Sen şimdi git, bir iki bir şeyler ye. Aç kalma sakın. Canan: Ağabeyim, beni hiççç merak etmeyesin. Benim karnım yıla basa dolu. Sen gelene kadar da yerim. Ben: Yiyeceksin tabii. Ağabeyin boşuna çalışmıyor yaa. Canan: Canım ağabeyim, sen hiç merak etme. Ben senin kazandığın paraları çatır çutur yiyorum. Bugün de mağazaya gitmeyi düşünüyorum. Ben: Can parçam, hava sıcak. Sağlığın etkilenmesin. Canan: Ağabeyim, ben iyiyim. Hem tek çıkmayacağım. Korumalar da yanımda olacak. Ben: Elbette ki olacaklar. Boşuna para vermiyorum. Şöyle bir karı kız peşine düşmesinler de, yanında adam gibi dursunlar. Canan: Ağabeyim, sen hiç merak etme. Senin korkundan, bir milim bile benden uzak durmuyorlar. Ben: Can parçam, ben kartına para atacağım. Gönlünce harca, gez dolaş. Sağlığına dikkat et. Bu arada başka diyeceğin yoksa kapatmam lazım. Canan: Ağabeylerin bir tanesi, canım ağabeyim... Sen merak etme. Ben: Hadi sağlıcakla. Canan: Bye bye. Telefonu kapatır kapatmaz Cihan’ı aradım. Cihan ve Cahit… Aradığımda her zamanki gibi uzun süre çalmasını bekledim. Beşinci çalışta açılan telefonla bir an duraksadım. Normalde pezevenk onuncu çalıştan önce açmazdı, şaşırdım. Ben: Alo. Cihan: Buyur ağam, hayrola? Ben: Canan elbise falan alacak. Yanında durun. Cihan: Ağam etme eyleme... Canan Hanım mağazaya gitti mi çıkmıyor, bir de akşam olmadan dönmüyor, bilirsin. Ben: Cihan, oraya gelirsem topuklarından asar, yarım saatte bir kafanı suya sokarım. Dediğimi yap. Cihan: Ağam, emrin ola. Ben: Ha şöyle, adam ol. Ha bu arada, Cihan, kaşın gözün oynamasın. Cihan: Ağam, benim kaşım gözüm ne zamana oynamış? Tessüf ederim. Ben: Cihan, Cahit’i sana  düz getirip yan sokmadan dediğimi yap de. Cihan: Emrin olur ağam. Telefonu kapatıp işime odaklandım. Bu ayki kazançlar epey yükselmişti. Ancak boşa harcayacak zamanım hiç yoktu. Elimdeki dosyaları alıp teker teker okumaya ve imzalamaya başladım. Hiçbir evrakı gözüm kapalı imzalamazdım. Zamanında yaşadığım tatsız olaylar, bu konuda titiz davranmamın en büyük sebebiydi. Küçüklüğümden beri tek isteğim, biricik kız kardeşimin her isteğini yerine getirmekti. Annemin yokluğunda ona en iyi şekilde bakıp, iyi bir hayat yaşamasına olanak sağlamak için elimden geleni yapıyordum. Elimdeki dosyalara gömülüp projeyi incelemeye başladım. Dosyada, gelecek vadeden bir projeye gözüm takıldığında dudaklarımda hafif bir gülümseme oluştu. Tamamen doğa dostu ve düşük maliyetle hayata geçirilecek bu proje, epey para edecek gibiydi. Hemen önümdeki telefonu aldım ve asistanımı aradım. Sen: Alo, Sezin. Bana müdürü çağır. Sezin: Tamam efendim. Telefonu kapattım, gözümü tekrar dosyaya çevirdim. Kısa süre sonra Cemil Bey kapıyı tıklattı. "Gel," dedim. İçeri çekingen adımlarla girdiğinde, karşı koltuğu işaret ettim. "Fire Oranlarını Azaltma Projesi" başlıklı dosyayı önüne bıraktım. Gözümle “bak” der gibi işaret ettim. Dosyaya göz attığında ona döndüm. "Güzel iş," dedim. Bunu beklemiyor olacak ki, şaşırdı. "Efendim, beğenmenize sevindim," dediğinde, hafifçe güldüm. Yüzüne baktım. "Bir de sen açıkla bakalım projeyi," dedim. Bana bakıp hızla konuşmaya başladı: Cemil: “Bu çalışmanın amacı, üretim hattında meydana gelen firelerin sebeplerini analiz ederek, üretim süreçlerinin iyileştirilmesi ve fire oranlarının düşürülmesine yönelik sistematik öneriler sunmaktır. Bu proje sayesinde: Maliyetler azaltılacak, Kaynak israfı önlenecek, Üretim verimliliği artırılacak ve Kalite standardı iyileştirilecektir.” Yüzüne baktım. "Aferin," dedim. "Efendim, beğenmenize çok sevindim. İnanın, güveninizi sarsmayacağım," dedi. "Bak," dedim, sesimi biraz alçaltıp sertleştirerek, "Bu proje iyi sonuç vermezse, bu belgeleri sana yediririm." Yutkundu. "Tamam efendim," deyip odadan çıktı. Saatler sonra gelen telefon aramasıyla hızla ayağa kalktım. Arayan Canan’dı ve sesi korkmuş gibiydi. Canan: Ağabey, hemen eve gel! Ben: Ne oldu canım? Bir şey mi oldu? Canan: Abi... Yaren Abla, Dağdelenlerin oğluyla kaçmış! O an yerimde donakaldım. "Osalak kızın böyle bir şey yapacağı belliydi," dedim dişlerimi sıkarak. Canan: Ağabey... Berdel kararı aldılar! Bu söz, kafamın içinde dönüp duruyordu. Bir an sustum. Canan’ın sesi beni kendime getirdi. Canan: Ağabey? Ben: Kime berdel istiyorlar?! Canan: Sana, ağabey... Boğazımdan öfkeyle gelen bir homurtu koptu. Ben: Nasıl olur bu?! Canan: Vallahi ağabey, Dağdelenlerden Burhan Ağa, kızını kolundan tutup evin önüne attı bile. Berdelin olmama gibi bir ihtimal kalmadı, herkes sus pus! Ben: Olmaz. Sertçe ve kararlı bir şekilde söyledim. Canan: Vallahi abim, gelmelisin. Hemen gel! Ortalık çok karıştı, çok! Hemen yerimden kalkıp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Odadan çıkıp asansörün önüne geldiğimde, düğmeye bastım. Asansör hızla geldi. Biner binmez dakikalar içinde aşağı indim. "Hemen arabamı getirin!" dedim. Dakikalar sonra araba gelirken hızla kapısını açıp bindim. Emniyet kemerini bile takmadan aracı sürmeye başladım. Ellerim titriyordu. Birinin benim adıma karar vermesi, en nefret ettiğim şeydi. Böyle bir kararın da ancak Kezban cadısının başının altından çıkacağı belliydi. Trafik ışığının kırmızıda yanmasına aldırmadan geçtim. Çıkacak ceza, gram umurumda değildi. Konağın önüne geldiğimde, arabayı hızla kenara çektim ve indim. Koşar adımlarla konağa girdim. Yerde ağlayan bir kız, görüş alanıma girdi. Üstü başı toz toprak içindeydi. Üstelik giysilerinde kan lekeleri vardı...
devam ediyor 1a önce güncellendi Vişne Mahallesi 2
@gunnur_28
Okuma
40.1k
Oy
3.97k
Takip
1.13k
Yorum
1.46k
Bölüm
9
Asrın " Beni bekleme Deniz " Bu bana ve sevdama yazılmış bir sondu. Sonumuzu yazan ise aşık olduğum, sevdiğim adamdı. Vatanım ve sen diyen Asrın Karlıdağ, beni ardında bırakıp gitmişti. Sadece benden değil, herkesden gitmişti. O gideli tam tamına iki yıl , 3 ay ,on gün oldu. Ne ailesini bir kere aramış . Ne de sevdiği kadını.. Ve ben Deniz Bozbey artık sadece Deniz Bozbey değilim. Ben artık Dr. Deniz Bozbey `im. Kendi ayakları üzerinde duran ve yeğenine anne olan bir kadınım. Ve artık yeni bir şehire , yeni arkadaşlara ve hayata adım atıyorum. Başlıyoruz ♥️
devam ediyor 3g önce güncellendi Geçmişin hisleri
@arabissa_
Okuma
41.76k
Oy
4.26k
Takip
565
Yorum
3.32k
Bölüm
30
Leyla 17. Yaş gününde Poyraz`a açılır lakin Poyraz Leyla`ya bana göre küçüksün der, Leyla o günden sonra başka bir şehire okumak için gider 8 yıl sonra Leyla babasının zoruyla Poyrazın komutanlığını yaptığı time teğmen olarak gelir ama Leyla çok değişmiş ve güzelleşmiştir.
tamamlandı 3h önce tamamlandı Bordo bereliler 🐞
@geceninbuyusu
Okuma
102.05k
Oy
8.87k
Takip
323
Yorum
890
Bölüm
111
Gerçek ailem ve Asker kurgusudur. "Hazal Sevdiği adama çevirdi bakışlarını "Altay artık dayanamıyorum lütfen bir şey yap! Altay bir adım geriye gitti. Verdiği bütün sözleri yok saydı "Anneme saygısızlık etme ! Hazal saygısızlık etmemesine rağmen duyduğu hkaretlere daha fazla dayanamayıp karşılık verince yüzüne yapışan tokadın acısını ölünceye dek unutmayacaktı.
devam ediyor 3a önce güncellendi Avukat Hanım ||Gerçek Ailem
@_daisyjohnson
Okuma
20.72k
Oy
2.12k
Takip
179
Yorum
311
Bölüm
32
Her şey daha ne kadar kötü olabilir dedikçe dahada kötüsü olması ne kadar hoştu, değil mi? Gerçek ailemi bulduğumda her şeyin düzelebileceğine bir an olsun inanmıştım ama geçmişim ve geçmişimdeki insanlar beni bırakmamıştı. Üvey babam hayatımı mahvetmişti. Ama o mahvettikçe, gerçek ailem ve sevdiğim adam beni toparladı. //You drew stars around my scars But now I`m bleedin`//
devam ediyor 6g önce güncellendi BİR NERGİS TUFANI
@yagmurluhikayeler
Okuma
165.48k
Oy
13.29k
Takip
1.48k
Yorum
7.37k
Bölüm
34
"Tefeciden para alıp kaçarsam ne olur?" "Seni bulur."
devam ediyor 1g önce güncellendi Güz Matemi | Mahalle
@marsell
Okuma
84.79k
Oy
5.98k
Takip
469
Yorum
7.86k
Bölüm
69
Güz Matemi isminde ilk kitaptır. *Mahalle kurgusu* Karganın kanat çırpışlarının ardından kulaklara Manolyanın masalı uğuldadı...
devam ediyor 4a önce güncellendi SUNGURUN PENÇE İZİ
@rukiye.as
Okuma
71.04k
Oy
6.54k
Takip
547
Yorum
1.3k
Bölüm
43
BU BİR ASKER KURGUSUDUR. "Sen nasıl özel kuvvetsin ya? Mayına bastım diyorum. Kasaturayla falan imha etsene yüzbaşı!" Bir yandan da hönkürerek ağlıyordum. "Kal böyle de aklın başına gelsin. Belki akıllanırsın ağlayan bela." Ağlarken küfrettim."Senin gelmişini geçmişini..." Beni durdurup sırıttı. "Sana yardım edecek yegâne kişi benken küfür mü edeceksin?" Telaşla bağırdım. "KÜFÜR YOK! VALLAHİ BİLLAHİ TİLLAHİ YOK!" "Tamam sus artık kızım ya! Yardım edeceğim." Bu sefer de sevinçten ağladım. "Şimdi ne yapacağız komutan. Sen benim yerime bassana şuna ben yoruldum." Yere bakmadan parmağımla işaret etmiştim mayını. Hayretler içerisinde bana baktı. "Yok yok ben gidiyorum. Dünya için bu iyiliği yapmam gerekiyor." "Ölüme mi terkedeceksin beni?" "Tek seferde anlamana sevindim." Arkasını dönüp gidecekken durup hala zırlayan bana baktı. "Neyse sana ufak bir kıyak yapayım. Sakın ayağını oynatma. Yoksa uf olursun. Hadi rastgele." Yürümeye başlamasıyla ağlayarak tek bir cümle çıktı dudaklarımdan. "ANNEMİ İSTİYORUM BEN!" *. *. *. Yüzbaşı Cihangir Demiralp. Pilot Teğmen Devrim Işık Uluöz.
tamamlandı 4a önce tamamlandı Urfa'ya Sürgün
@yazan1beritan
Okuma
26.96k
Oy
1.85k
Takip
321
Yorum
442
Bölüm
26
Dr. Mihriban Akaydın & Üsteğmen Ferman Soydere
devam ediyor 2g önce güncellendi Döneceksin Diye Söz Ver
@melinogut
Okuma
282.12k
Oy
24.04k
Takip
2.96k
Yorum
8.28k
Bölüm
36
"Üsteğmen... Evlensen ya benle." Dört kelime. İki hayatı bilinmez bir oyuna sürükleyen dört kelime. Peri`nin sığınacak bir liman ararken tutunduğu tek adam. Ve Mahir`in aklını susturup kalbini dinlemek zorunda kaldığı tek kadın.
Loading...