Nihal YILDIRIM
@olumun_kaleminde
TAKİP ETTİĞİ KİTAPLAR
devam ediyor 2a önce güncellendi Polatlı Mahallesi
@moyomoyo12
Okuma
49.62k
Oy
2.5k
Takip
250
Yorum
567
Bölüm
34
"Ya sen kafayı mı yedin? Annem bir daha yan yana bile gelmeyeceksiniz dedi! Hayatımdan çık Bahadır abi zarar veriyorsun bana." söylediklerim sanki kayaya çarpıp dağılıyordu. "Sen beni hiç tanımamışsın Zeynep. Ölsem de bırakmam seni. Bir daha böyle şeyler söyleyip damarıma basma 6 ay sabret. Annen de alışacak bana." kafamı kaldırıp masmavi gözlerine baktım. "Peki ya ben ? Ben seviyor muyum da böyle iddialı iddialı konuşuyorsun." dedim. Gözlerini kısıp yüzümün her detayını inceledi. "Seveceksin. Belki benden çok sevemezsin ama seveceksin elbet. Kavuşacağız biz. " kendinden ve en çokta benden emindi...Ben Bahadır abiyle yapamazdım...
devam ediyor 1y önce güncellendi ÇİSELEYEN YAĞMUR
@yagmurluhikayeler
Okuma
0
Oy
0
Takip
182
Yorum
0
Bölüm
0
Sibel, neşeli bir lise öğrencisidir. Okula yeni gelen öğretmenin okuldaki zorba kesim ile samimiyeti dikkatini çeker. Öğretmen ve zorbaların ortak konusunu bulmaya çalışır. Gitgide çamurlara batan Sibel burada yeni bir kimliğe bürünür. "Damla," diye fısıldadı. "Hayatımdaki tek güzel şeysin. Hayatımın kendisisin." Elini açıp avcuna dökülen çiseleyen damlalarını bir müddet bekledi. Sonra avcunu kapattı. "Ben de seni böyle avcuma aldım, bir daha da açmam elimi." "Açma," dedim. "Ben çok üşürüm yoksa. Avcunun içi sıcacık, Toprak." Gülümsedi alayla. Ya halime ya haline. "Cehennem ya, ondandır."
devam ediyor 5a önce güncellendi KARA ÇİY : HAN MAHALLESİ
@yagmurluhikayeler
Okuma
354.58k
Oy
16.84k
Takip
2.06k
Yorum
5.65k
Bölüm
47
"Şeytan, meleğin kanatlarını severken yanlışlıkla kopartabilir, güzel kiracı."
devam ediyor 10a önce güncellendi Çok Sevmek Yasaklanmalı | Mahalle Hi̇kâyesi̇
@senemeevren
Okuma
65.65k
Oy
3.96k
Takip
2.45k
Yorum
1.02k
Bölüm
28
Wattpad`de 100 bin okunma. "Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yazdığım bir hikâyeydi. Yüzüne bakmadığım için ne tepki verdiğini görememiştim ama onu tanıdığım kadarıyla -bu da çok uzun bir zaman dilimine tekabül ediyordu- şu anda hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyor olmalıydı. "Hayır," dediğinde sesinde bariz bir sorgu vardı. Onunla konuşmaktan kaçındığımı çok iyi bildiğinden onunla sözlü iletişime geçmiş olmama oldukça şaşırmıştı. "Bir gün bir adamın kolunda ufak bir yara açılmış." diye başladım çatallı sesimle konuşmaya. "Çok ufak bir yaramış ama, öyle hastaneye gitmesine gerek yokmuş. Küçük bir sıyrıkmış sadece." Kalbim acıyordu. Keşke bu şekilde gelmesiydi bana. Böyle gelmeseydi. Hafifçe yutkundum. "Bir yakınından yara bandı istemiş. Kapatmış yarasını o yara bandıyla. Kısa bir süre birlikte yaşamışlar mecburen. Birkaç gün içinde iyileşmiş adam ve kolundaki yara bandını bir an bile düşünmeden atmış çöpe. İhtiyacı olduğunda hemen sarıldığı yara bandından iyileştiğinde hemen kurtulmuş." Sustum, çünkü devamını getirmek zordu. Ona hayır demek çok zordu. Hafif ıslanmış gözlerimi tekrardan gözlerine çevirdiğimde onun hâlihazırda bana bakan gözleriyle karşılaştım. Gözlerinin içine bakarak devam ettim. "Olan da yara bandına olmuş. Temiz, tertemiz yaşamı bir çöpte sonlanmış. Çok zaman geçmiş, en sonunda biri bulup temizlemiş." Keyifsizce tebessüm ettim bir anlığına dolu dolu gözlerimle. Gözlerimdeki bakışları dudaklarıma düştü. "Eskisinden daha iyi, daha temiz görünüyormuş artık. Ama..." Gözlerimiz birleşti. "İçi paramparçaymış." "Dilara..." Bu gece ikinci kez kestim sözünü. "Ben yara bandının yaşadıklarını yaşamak istemiyorum."
Loading...