Instagram: zamaninsilgisi Wattpad uygulamasında yayımlanma Tarihi 19 Aralık 2021 ⚖ (Kişi, kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur. Her şey bir kurmacadır.) ⚖ Yirmi yıl sonra ülkesine yalnızca bir düğün için döndüğünü sanıyordu. Ama Rana’nın geçmişi, aralanmayı bekleyen kapı onu ailesinin terkedilmiş evine sürükledi. Orada bekleyen sırlar, sadece çocukluğunu değil, bugünkü hayatını da alt üst edecekti. Yanında kim olduğunu bilmeden götürdüğü yabancı, aslında hiç de yabancı değildi. O adam bir savcıydı ve geçmişin tozlu raflarındaki sırlar artık yalnızca Rana’nın değil, onun da meselesiydi. Bazen bir dönüş, her şeyin başlangıcıdır…

Mersin’den Bitlis’e uzanan bir hayat. Vedasız gidişlerin elbet bir dönüşü var mıdır? Sert, disiplinli ve kontrolcü bir üsteğmen “Buralar senin oyun alanın olamaz Savcı Hanım” Enerjik, sosyal ve işinde ciddi bir stajyer savcı “Oyun oynamak isteseydim kuralları ben koyardım Asker Bey, duracağınız yeri bilin.” Ciddi, disiplinli ve işinin en iyisi bir savcı “Yüzme bilsen bile duracağın yeri bilmediğin an boğulursun Umay Yıldırım” Gökçe Umay Yıldırım, Mersin’in sıcak denizlerinden Bitlis’in soğuk dağlarına doğru açılan yeni bir sayfa, aşk, görev ve vatana adanmış bir hayat. Vatan için her şey mübah mıdır? Peki her şey bir gün son bulur mu? “Trabzon’a tayinim çıktı savcım, gidiyorum buralardan. O dönerse söyleyin ona olur mu? ‘Umay seni bekliyor’ diyin.” Ve yerinde duramayan iki baş belası, Gökberk ve Gökdeniz Yıldırım. “Abla bize bir bungalov ayarlarsan ifşalarını silmeyi düşünürüz.” “Kapat şunu Götdeniz.” * “Seni delirtmeyi seviyorum.” “Sana deli olmayı seviyorum.” “Bir başkasından sonra herkes gelebilir ancak vatandan sonra hiç kimse.”

17 Eylül 1998`de, hamilelik sürecini daha sağlıklı geçirmek için eğitim veren bir kurumda çıkan yangın sebebiyle sekiz ayını doldurmuş hamile kadınlardan birkaçı, yangından etkilenip erken doğum yaparlar. Bu sebeple İzmit Seka Devlet Hastanesi`nde, 17 Eylül 1998 gününde toplam 11 çocuk dünyaya gelir. Seneler sonra bir seri katil, 17 Eylül 1998, İzmit Seka Devlet Hastanesi doğumlu iki adamı peş peşe iki sene doğum günlerinde öldürür; biri 17 Eylül 2025`te, diğeri ise 17 Eylül 2026`da vahşice katledilir. Davanın savcısı Erkin Gümüşpala, bunun bir seri cinayet olduğunu kavrar kavramaz deliye döner çünkü yakın arkadaşı Cumhuriyet Savcısı Varan Alp Çakmak da aynı gün, aynı hastanede dünyaya gelmiştir. 17 Eylül 1998, Seka Devlet Hastanesi doğumlu yetişkinler tehlikededir. 2027`ye kadar çözülemeyen dava, gelip çatmıştır. Peki bu tarihten itibaren neler yaşanacaktır? Bir araya gelen kuvöz arkadaşları, seneler sonra anlaşabilecek midir? Üstelik kimi avukat, kimi savcı, kimi polis memuru, kimi doktor olmuşken... BU KİTAPTA GEÇEN KİŞİ, KURUM VE OLAYLARIN TÜMÜ KURGU GEREĞİ YAZARIN HAYAL ÜRÜNÜDÜR, GERÇEĞİ ASLA YANSITMAMAKTADIR. TÜM HAKLARI SAKLIDIR.

Bu bir son mu? veya yeni bir başlangıç... _________________________________________ Ben Karmen Aytolun. yeni bir şehir, yeni bir hayat, yeni bir yaşam. bize ne getireceğini bilmediğim bir gelecek. _______________________________________ Cehennemin ateşinden geriye mavi bir kül kaldı. Külden ise yeni bir ateş doğdu, mavi ve soğuk.

“Kendi obasını terk etmek zorunda kalan genç kız, artık önündeki kader yazgısı nereye ve kime götürürse onu yaşayacaktır.”

ndnsndnsssndnjsjdjsjd

Yasmin, mutlu sandığı hayatının aslında bir yalandan ibaret olduğunu öğrendiğinde her şey altüst olur. Savcı zannettiği anne ve babasının aslında birer katil olduğunu keşfetmesiyle büyük bir yıkım yaşar. Bu gerçek, onu derin bir depresyona sürüklerken, annesi Maria da hem kendi geçmişindeki travmalarla yüzleşmek hem de çocuklarını bu felaketin içinden çekip çıkarmak zorunda kalır. Yasmin’in küçük kardeşi Edwin, ailesi hakkında öğrendiği korkunç gerçekler karşısında perişan olur. Aile içindeki kaos daha da büyürken, Yasmin’in en büyük abisi ve halası Elizabeth, işledikleri cinayet nedeniyle hapse girer. Artık Yasmin için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bu karmaşanın içinde duygusal olarak da büyük bir çıkmazın içine sürüklenir. Sevgilisi Kaya ile eski aşkı Atakan arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Hangisini seçeceğini bilemezken, iç dünyasında büyük bir savaş vermektedir. Tam toparlanmaya çalışırken, annesinin odasında bulduğu bir belgeyle hayatı bir kez daha yıkılır. Bu yeni gerçek, zaten altüst olmuş dünyasını daha da sarsar. Yasmin, kendisini saran yalanlarla nasıl baş edeceğini ve hayata nasıl devam edeceğini bulmak zorundadır.

Avukat Eylül`ün ve Baş savcı Poyraz`ın mücadelesi...