[ ikilem ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 2g önce güncellendi
BELA GELİYORUM DEMEZ
@duyguatli
Okuma
539
Oy
101
Takip
24
Yorum
47
Bölüm
8
Karahan Çakıroğlu ~Namı diğer Kara! Kıbrıs’ta işlettiği casinoların dev imparatoru. Yer altı dünyasının genç liderlerinden Çakıroğlu aşiretinin veliahtı. Bir gün hiç tanımadığı bir yabancı kendisini dolandırmaya çalıştığında bunun karşılığında kendisine bir kız sunulmasını beklemiyordu. Asi, hırçın, dediğim dedik ve inat. Zeynep Kalender belanın göbek adıdıydı.~
Zeynep Kalender ~Namı diğer yedi bela! Onun hiç bir şey yapmasına gerek yok, sabit dursa bile bela ona muhakkak uğrayıp kapısını çalar. Hayatı şimdiye kadar hep çekişmeler üzerinde gitmiş olduğu yeri bir türlü benimseyememiş ve hep yalnız kalmış. Peki kökleri Ardeşen’in yaylarına kadar uzanırsa ne olur? Farkında olmadan kendisini bir girdabın içerisinde bulduğunda istemeden köklerinede yakınlaşmaya başlar~
“Sende biraz lazlık var sanki ha?” Dedi suratıma bakarak.
“Uy dema da!” Dedim az önce halasının sesini taklit ederek. İkimizde aynı anda gülerken bir anda kasıldı.
“Güldürma da! Yaraliyim haburda. Canima kastın mi var yoksa?” Şivesi bir anda ortaya çıktığında donup kaldım. Her zaman İstanbul Türkçesiyle konuşan adam topraklarında özüne iniyor ve bunu göstermekten zerre utanmıyordu. Yaptığı kinaye karşısında bir şey diyememiştim. Yattığı yerden başını doğrultup pamuksu yumuşaklıkta ki dolgun dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bu… asla beklediğim bir şey değildi. Kalbimin çarpıntısı beni zamansız yakaladı. Gözlerim adeta yüzünde donakaldı.
“Bugün hayatımı kurtardın. Teşekkür ederim.” Dedi pürüzlü bir sesle.
“Seni vuran bendim.”
“Ama beni iyileştirende sensin.”
devam ediyor 1a önce güncellendi
Kum Taneleri
@yazansuma
Okuma
14
Oy
5
Takip
1
Yorum
4
Bölüm
6
Kaç kum tanesi bir kum tepesidir, kaçıncı kum tanesinden sonra bu bir kum yığınıdır deriz? Doğru ve yanlış arasındaki çizgi de böyle belirsiz midir, yoksa bir bıçak gibi keskin mi? Aşk ve yakın arkadaşlık birbirinden ne kadar farklıdır? Bu öyküde neyin doğru neyin yanlış olduğuna siz karar vereceksiniz.
“Niye böyle yapıyorsun, nasıl istemem senin gelmeni? Beraber gitmeyi bile teklif ediyorum daha ne yapayım?”
“Gitme, kal.”
devam ediyor 5a önce güncellendi
Mesajın İzinde
@kapici_542
Okuma
79
Oy
37
Takip
5
Yorum
34
Bölüm
12
Sude, sıradan bir iş toplantısında hayatının en garip anını yaşar. Gözlerini kapattığında bile aklından çıkmayan, soğuk ve sert bakışlara sahip bir adam ve karşı konulmaz çekiciliğiyle başka biri…
Ama bu iki adamın hiçbiri ona doğrudan yaklaşmaz. Ancak, bilinmeyen bir numaradan gelen flört dolu, gizemli mesajlar hayatını alt üst eder.
Kimdir bu mesajların ardındaki kişi? Neden onu takip ediyor, neden sırlarını, korkularını biliyor gibi konuşuyor?
Sude, cevapları bulmaya çalışırken kalbi ve aklı arasında sıkışır. Her mesaj, hem bir adım daha yaklaştırır hem de bir sır perdesini aralar.
Bu oyun kimin planıdır? Ve gerçek aşk, buz gibi bakışların ardında mı gizlidir? Yoksa sıcacık bir bakışın ardında mı?
devam ediyor 6a önce güncellendi
KAYBEDİŞ
@ryazar17
Okuma
3
Oy
2
Takip
1
Yorum
1
Bölüm
2
Bir gün her şeyini kaybedebilirsin...
Tıpkı Elay gibi.
Elay, zengin ama tehlikeli bir ailenin göz kamaştıran kızıdır. Görünürde lüks ve ihtişamla çevrili bir hayat yaşar, ama perde arkasında ihanet, kan ve acı vardır. Doğum gününde gerçekleşen büyük bir saldırı, hayatını altüst eder. Sevdiklerini kaybeder, kendi canı pahasına bir savaşın içine sürüklenir.
Bu sadece bir intikam hikayesi değil...
Bu, bir kaybedişin ardından kendini yeniden var etmenin, karanlıkla yüzleşmenin ve en beklenmedik anda gelen gerçekle başa çıkmanın hikayesi.
"Kayıp Günler", ihanete karşı bir başkaldırı, geçmişe uzanan kanlı sırların gün yüzüne çıkışı ve güçlü bir kadının küllerinden doğuş hikayesidir.
Hazır mısın? Çünkü Elay`ın dünyasında hayatta kalmak, sadece güçlü olmayı değil... acımasız olmayı da gerektirir.
devam ediyor 1h önce güncellendi
Tokatlı Uşak
@tugcikk
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
"Onun dünyası topraktı, benimki ise cam ve fotoğraf karesi..."
İstanbul`un parıltılı cam dünyasından kopan, kızıl saçlı, narin bir fotoğrafçı, kariyerini ve bağımsızlığını kanıtlama hırsıyla, annesinin "kaba saba" diye yaftaladığı Tokat`ın bereketli kalbine gelir. Amacı, bu toprakların yorgun ama mağrur ruhunu ölümsüzleştirmektir.
Ancak kader, onun narin, şehirli düzenini alt üst etmek için, Beydağlı topraklarında ona zoraki bir rehber atar.
O, ne kibir ne de yalan bilir. Ela gözlerinde Tokat`ın tüm otoritesini taşıyan, tarlanın tozuyla kaplı elleriyle kaba saba bir Uşak`tır. Narin bir Cincuk olan bu kıza, pahalı makinesine ve ona dair her şeye tahammülü yoktur.
Bir fotoğraf makinesi, bir traktör ve zoraki rehberlik...
Kaba saba bir adamın kırılan gururu ve narin bir kızın mavi gözlerindeki inat, devrilen saksılar ve keskin söz düellolarıyla başlayan bu savaşı kısa sürede tehlikeli bir çekime dönüştürür. Ailelerin baskısı, geri dön çağrıları ve Tokat`ın sert kuralları arasında sıkışan bu imkânsız bağ; aşk mı, yoksa sadece toprağın, iki inatçı ruh üzerindeki kaçınılmaz bir oyunu mu olacaktır?