Savaşın ortasında bir kız... Onun adına alınan kararlar... Hayatta güçlü kalmaya çalıştıkça yıkıldığını düşünüyor... Gelin kızın hayatını beraber okuyayım.

Hayatın sizi nereye götüreceği belli olmaz ama Lara bu yolda kayboldu kim derdiki bir günde dünyan değişir Lara 17 yaşında ailesini kaybetti ama hayatın onun için başka planları vardı yetimhaneden kaçırılan Lara aslında dünyanın kaderini değiştireceğini bilmiyordu. İyi eğlenceler:)

Henüz 20 yaşında olan genç Ryogi, küçükken annesini ve babasını hatırlayamadığı bir şekilde kaybetmiştir. 3 küçük kız kardeşe sahip olan Ryogi, onları geçindirmek ve okutmak için fabrikada çalışmak zorundadır fakat bazen bu yetmez ve geceleri yeraltında illegal dövüşlere katılır. Bir gün rakibini yere serdikten sonra eve giderken, hayatı hiç beklemediği bir hızda değişir ve bildiği herşey tepetaklak olur. Siz okurların seveceğini düşündüğüm bu manga-tarzı kitap eğer güzel ilgi çekerse, yakında manga olarak yayınlamayı düşünebilirim! (eğer manga olarak yayınlarsam Türk olan ilk manga yazarı olacağım!)

“Kral Eldaron`un tek varisi, geleceğin umudu Prenses Aeliana, politik entrikalar ve gizli düşmanlıklar nedeniyle artan bir tehlike altındadır. Kral, kızının güvenliğini sağlamak için tek bir isme güvenir: Krallığın en yetenekli ancak aynı zamanda en duygusuz askeri olarak bilinen Yüzbaşı Şövalye Kael. Kael, çelik gibi disiplini ve sarsılmaz görev bilinciyle tanınır. Prensesi koruma görevini, kişisel bir fedakarlık veya duyguya yer olmayan, soğuk bir emir olarak kabul eder. Aeliana ise, sarayın kısıtlamalarına rağmen hayat dolu, meraklı ve insanlara karşı daima sıcakkanlıdır. Başlangıçta, Kael`in varlığı Aeliana için can sıkıcı bir gölge, yaşamının her anını denetleyen bir gardiyandır. Ancak zamanla, çıktıkları gizli yolculuklar ve atlattıkları tehlikeler sırasında, Kael`in zırhının altındaki onur ve sessiz fedakarlık prensezi etkilemeye başlar. Kael ise, Aeliana`nın tehlike altındaki masumiyeti ve ona duyduğu güven karşısında, hayatında ilk kez görev dışı bir duyguyla yüzleşmek zorunda kalır: Aşk. Bu yasak duygu, Kael`in disiplinini tehdit ederken, Prenses Aeliana`nın kaderi üzerindeki gölgeler giderek artmaktadır. Kael, ya krallığa olan yeminini ve görevini kusursuzca yerine getirecek, duygularını sonsuza dek inkar edecektir; ya da her şeyi riske atarak kalbinin sesini dinleyecek ve prensesi sadece kalkanıyla değil, aynı zamanda aşkıyla da koruyacaktır. Bu seçim, sadece ikisinin değil, tüm krallığın kaderini belirleyecektir.“

Instagram azimet340 Bu hikayemin bütün hakları saklı ve tarafıma aittir. En ufak taklit kopyalama vesaire yapılırsa resmi işlem atılacaktır. Zhen ve Azra Kehanetin içinde bir lâ*et. Lâ*eti başlatan bir kehanet... Bedeninde başka bir dünyadan kaçan bir ruhu taşıyan Azra. Ve ölümsüzlük için o ruhun altın kanını isteyen acımasız bir hükümdar, Galze... Galze`nin büyücü muhafızı Zhen, altın ruhun bedenini seçtiği Azra`yı bulmak için kara aynadan geçip kızı bulur. Zhen aklında sadece kızı alıp kendi dünyasına götürmek varken ona aşık ve ilki olacağını bilmiyordu.

Seçilmiş kişi olduğunuza inanırmısınız... Ben inanırdım, yani en azından hayal ederdim. 17 yaşımda geleceğini düşünüp duran yada partilerde ve mekanlarda kendinden geçen biri olmalıydım, fakat hayat bana altın tepside bir gelecek sundu, gerçek olduğuna inanmak isteyeceğim türden bir gelecek. Sentoria, yeni hayatıma atacağım ilk adımdır, cadı olduğumu öğrendiğimde hissettiğim gücü size anlatamam bile, fakat her güzel şeyin bir de olumsuzlukları var. Buna en büyük örnek tabikide Deamon Salvatore`un ta kendisiydi. Yıllarca benimle uğramıştı, onun alaylı, pislik bakışları bir kenara, oldukça anlamlı baktığınıda itiraf etmeliyim, fakat onun ait olduğu yer Sentoria iken benim ait olduğum yer dünyaydı, fakat bu sefer herşey farklı çünkü Deamon ile ben artık gerçekten rakiptir. Onun ise tek amacı beni Sentoria`dan tamamen uzaklaştırmaktı fakat hiçbir zaman buna ulaşamayacaktı. Buna izin vermeyecektim. Ben kim miyim? Ben Darlene Haven, 17 yaşında bir cadı olduğunu öğrenen ve düşmanına karşı birşeyler hissetmeye başlayan ve bu yolun beni bataklığa doğru çekmesine rağmen durmayan o kızım.

Bir okul düşünün. Suikastçı yetiştirmek için gençleri öğrenci kabul eden bir okul. Düşünün ki buraya eğitim için gelen her gencin ailesi başka bir suikastçının kurbanı olsun. Kalplerinde vahşetle doğarak sırf Ölüm Çukuru`ndan mezun olup saygı görmek için ailesini katletsin. Okula giren sayısız çocuk, genç ya da yetişkinden bir avucu sağ kalsın. Her sene elliye yakın öğrenciden ikisi, biri ya da hiçbiri mezun olamasın. İçeride verilen eğitimden bir haber olan yüzlerce kişiye mezar olan Ölün Çukuru, Vanheth`in tek arzusudur. Karanlık geçmişi, dört bir yanını gölgelerin istila ettiği dolunay yarası misali peşini bırakmaz. Kan kırmızısı koğuşunda, kendisiyle beraber hapsedilmiş yaşıtları ile, ömrünü ruhunun hapishanesinde harcamıştır. Bedenini dört bir yanının cesetler ile örtüldüğü cehennemden çıkarmak için önceliğinin ruhu ile verdiği savaş olduğunu bilmez. Ailesi, geçmişi ve cezası olana başkaldırışında ise yardım alacağı kimsesi yoktur.

Kadim zamanlardan beri herkesin adını fısıldamaya bile korktuğu, tehlikenin ta kendisi olan bir cadının gölgesi düşer masum bir doğuşun üzerine. Daha kundaktayken doğuştan gelen ilahi gücünü ele geçirme hırsıyla, bu kötü niyetli cadı tarafından kaçırılır o bebek: Tanrıça Stella. Yıllar boyu süren zindan hayatı, cadının planının bir parçasıdır. Çünkü o, ‘Kanlı Ay’ denilen uğursuz güne hazırlanmaktadır. Bu karanlık günde, Tanrıça’nın ilahi gücü alınacak, ve cadının gücü arşa çıkacaktır. Ancak kader, elli yıl sonra, o meşhur kanlı ay gecesinde beklenmedik bir şekilde ağlarını örer. Zincirlerini kırarak cadının evinden kaçan Stella, bir anda kendini hiç bilmediği, ait olduğu yere, yani diğer Tanrı ve Tanrıçaların yanında bulur. Alesia evreni. Orada aralarında kardeşlikten öte bir bağ kurduğu yeni dostluklar yeşerir. Bu ilahi topluluğun içinde, tüm diğerlerinden daha güçlü, kudretiyle nam salmış olan Tanrı Davin ile yolları kesişir. Başlangıçta sadece güçlü bir arkadaşlık gibi görünen bu bağ, zamanla arkadaşlığın ötesine geçen, sarsılmaz bir çekime, derin ve tutkulu bir ilişkiye dönüşür. Artık yalnız değildir. Yeni dostları ve Davin’in desteğiyle Stella’nın kalbindeki tek arzu alevlenir. Kendisini elli yıl boyunca esir tutan, kanını çalan o korkunç cadıdan mutlak ve acımasız intikamını almak! Kanlı Ay’ın laneti, artık bir intikam yemininin şafağıdır. -KAPAK, KARAKTERLER, KURGU VB. HER ŞEY BİZE AİTTİR. ÇALINMASI VEYA KOPYALANMASI DURUMUNDA HUKUKİ İŞLEM BAŞLATNAKTAN ÇEKİNMEYECEĞİZ-

Bir kız düşünün fantastik bir Dünya da var olmaması gereken bir şekilde doğuyo ve Damnum diyarını bir birine katıyor. ZATEN DAMNUM DİYARI HEP KARIŞIKTI AMA KARIŞTIRAN HEP FARKLIYDI.

"ağlama." "Ölmeye razıyım ama sen ağlama, yıldız kızı. Kendimi çaresiz hissediyorum."

Sanal bacımmm ve bennn

Tokito dünyasında insanlara hizmet eden bir insandı. Öldüğünde Tanrı tarafından affedilerek başka bir dünyaya gönderildi. Tokito, gözlerini açtığında suların büyüyle oluştuğu hayal gibi bir fantastik evrendeydi. Tokito kahraman olmak yerine Şeytan Kral olarak doğduğunu fark etti. Bir çok ırkın yaşadığı bu dünyaya ayak uydurmaya çalışan Tokito`yu nasıl zorluklar bekliyordu?

Emily, güçlü bir karakter fakat bunu abisi Edvard`a borçlu. Aslında ikiside birbirine güç ve güvence kaynağı olmuş ve her daim birbirlerini koruyup kollamışlardı

Sadece bi villada çalışıyorum nolabilirki en fazla

Yüzyıllar öncesinden kehaneti verilmiş bir çocuk olarak doğmak sizi şeytan mı yapar? Yoksa insanı şeytan yapan içinde büyüttüğü kötülüğümüdür? Peki melekler içlerinde derin sırlar saklayamaz mı, özlerinde ki saflığa ihanet etmeleri yasakmıdır? Minik bir melek saklanan sırlarları yanlışlıkla öğrenerek uzun bir serüvenin sebebi olur. Bu yolda ona yoldaşlık eden tek arkadaşıyla dünyayı kurtarmaya çalışır. Sizce beyinleri yıkanmış ceylanların arasında başarılı olabilirler mi? Ya da tek dostu olarak gördüğü kişi başından beri onu kurtarmak amacıyla yanında olan birisiyse? Bu soruların cevabını gerçekten merak ediyorsanız sanırım bu kitap tam size göre.)

Elorion kralığı yıkılışın eşiğindeyken kral willyam içkiye sığınmıştır. Oğulu lucas ve kızı hera kralık için zorlu bir mücadeleye adım atarken annelerinin ölümü ile sarsılmışlardır . İhanetler,sırlar ve fantastik bir dünyaya geçiş.

Lanetli bir kız... Onu avlamaya çalışan bir avcı... Çözülmeyen sırlar ve bilinmeyen kişiler... Kader ve tesadüf neler planlamıştı?

Yazmaya yeni başladım. Umarım beğenirsiniz. <3

Hayat gayelerimiz, mutluluklarımız ve hüzünlerimiz. Belki de gerçekten yaşayanlar için önemli olan şeylerdir. Benim var oluşum lanetli bir kehanetin çevresinde hayat bulmuş, hayat veren bitince geriye hiçbir şey kalmamıştı. Tanıdığım herkes tanımadıklarıma, anılarım yaşanmamışlıklara, aşkım ise gönlümüze hiç düşmemiş gibi olacaktı. Belki de annemin rüyalarımda seslenişi bile yalandır... belki de kendi kendime varım ben demenin yollarını aramış kendime sahte bir benlik yaratmışımdır. İsiliel`in yaptıklarına ve Yunor`un batırdıklarına karşın eski kehanet beni seçmiş ve bir noktaya kadar istediği yere getirtmişti. Artık gelinen bu noktada yapılacak olan ne varsa bana ait değildi. Ben sadece işlerini görebilsinler diye birkaç pürüzü halletmiştim. Tüm malzemeleri ayarlamıştım keki yapmaları için ve artık benim görevim bitmişti. İsiliel`in kehaneti neydi? Ne oldu? Kimse bilmiyor. Ama ben eski kehanetin gerekliliklerini başka bir kehanet ile sağlamıştım. Tek bildiğim buydu ve birde artık bana gerek kalmadığı...

"Kahanetin Gölgesi" Elementlerin uyanışıyla yazılmış bir kader... Aetherra — sisler içinde kaybolmuş, büyüyle örülmüş bir ülke. Yıllar süren sessizliğin ardından, büyüsüzlerin ülkesinden gelen bir saldırıyla yeniden alevlenir. Ama hiç kimse, savaşın kaderini belirleyecek kişinin sıradan bir kız olduğunu tahmin etmezdi. Elira, doğada ot toplayıp,iyileştirmekten başka bir amacı olmayan genç bir kızdır. Gücünün ne olduğunu bilmeden yaşarken, kader onu Aetherra`nın güçlü lorduyla karşı karşıya getirir. Onun kim olduğunu bilmeden, ardında bir gizemi takip eder... Fakat her adımı, gerçeğe biraz daha yaklaşmasına sebep olur. Ve gerçek... sadece onun değil, iki ülkenin de kaderini değiştirecek kadar güçlüdür. Şimdi Elira, kendi halkıyla büyülü topraklar arasında bir seçim yapmak zorunda. Ama gözleri hırsla kör olmuş bir ulusa karşı, tek bir kalbin ateşi yeterli olacak mı? Ya da ölümden kurtulabilecek mi?

Hogwarts fanficionn

Bir kasaba,sırlar,kan ve bunların içinde intikamını almak isteyen Alexsa. Alexsa daha bebekken ailesi bir suçlu tarafından öldürüldü ve Alexsa`nın intikamını almak ve karanlık sırları öğrenebilmek için Dreadmoor akademisine gider ama bu akademide Alexsa`yı beklenmeyen olaylara karşılaşır

Her şey bir astronomi dersinden daha çoklu evren tezim yüzünden atılmamla başladı... Ben Arya Yıldırım başıma gelenlere siz bile inanamayacaksınız...

📖 THE TYRANT WANTS TO BE GOOD 🔥 “Bir canavar bile, kalbini yeniden bulabilir mi?” 💔 Bir zamanlar herkesin korktuğu bir imparator vardı — Dorothea Millanaire. 👑 Gücü kanla kazandı, merhameti ise unuttu. Ama ihanetin bedeli ağırdı... ⚔️ Kendi halkı tarafından ölüme mahkûm edildi. Fakat kaderin cilvesiyle gözlerini yeniden açtığında, artık tahtta değil, çocukluğundaydı. 🕊️ İkinci bir şans… Bu kez tek dileği vardı: İYİ biri olmak. 💫 Ama geçmiş kolay affetmez. Sarayın altın duvarlarının ardında hâlâ zehir gizliydi. 👁️‍🗨️ Her adımı, her nefesi, bir sınav olacaktı. Karanlık bir tiran, kalbini kurtarabilir mi? Yoksa kader yine kanla mı yazılacak?.. 🩸

Asena kütüphaneden bulduğu garip kitapla kendilerin 4 arkadaşıyla birlikte hiç bilmedikleri bir evrende bulurlar