Kanatsız bir melek olarak dünyaya gelen Marven in asker olarak başladığı yolda cehenneme sürüklenmesi

Hazal Bozancır Ankara`da bir savcı adayı olarak yaşamına devam ederken kendisini bir anda bu baş döndürücü efsanenin içinde bulur.Soğuklar adında mor tenli,elf kulaklı yaratıklar bu efsanenin başrolleridir.Bu efsane Hazal`ı bir çıkmaza sürükler ve Hazal kendisini korkunç bir girdabın içerisinde bulur.Yalanlar Hazal`ın dengesini bozarken aşkı dünyanın dengesini bozar.Hazal ya insanlığından yada aşkından vazgeçmekle hükümlüdür.Aksi takdirde tüm evrenin düzeni bozulur ve dünya yok olur. YALANCI BİR AŞK TEK BİR KESİNLİK EVRENİN DÜZENİ BOZULUYOR.

Kitap içerisinde geçen olaylar tamamen hayal ürünüdür bir gıdım gerçeklik payı yoktur!!!!

Mina, zorbalıkla ve yalnızlığıyla dolu bir dünyada hayatta kalma mücadelesi verirken, vampirlerin ihanetinin yarattığı düşmanlıkla yüzleşmek zorundadır. Umut arayışı ve gizemli bir portalın peşinde koşarken, kendi kaderini şekillendirecek kararlara yönelir. Ve Vamafia`da ne olduğu bilinmeyen varlıklarla hayatta kalma mücadelesi verir.

"Yokluğun bir fırtına gibiydi, güneş bile küsmüştü yaza. Sen benden gittin gideli ben de kendime uğramadım hiç." Öldükten sonra hafızasını kaybedip tekrar dirilen Gece, artık bedeninde kendi ruhuyla beraber Marceline`in ruhunu da misafir etmeye başlamıştı. Gece`nin iç çatışmalarıyla ve sürekli kendini suçlayıp durmasıyla yaşadığı felaketler, doğaüstü bir okula giderek aydınlanmaya başlar. Gece`yi yönlendiren farklı, kara bir ruh, Gece`nin yaşamak için aradığı tüm nedenleri doğaüstü bir okulda bulacağını söyler. Melez kızımız gideceği okulda beklenmedik olaylarla, çağ dışı savaşlarla ve binbir türlü ihanetle karşılaşacaktır. Bakalım Gece, kimsesizliğin tozunu nasıl atacak? Yürüdüğü yolda kaç farklı yol ayrımına rastlayacak? Kimlerle tanışacak? İçinde yaşadığı ikinci ruhu, bedenine kavuşturabilecek mi? Daha da önemlisi, Gece hiç hatırlamadığı aşkını bir gün hatırlayacak mı? ~>Her bölüm için, elimden geldiğince, bölüm kapakları tasarlamaya çalışıyorum. Bu işte amatör olduğun için lütfen kusura bakmayın. ~> Instagram: gozyasikullugu ~> Tiktok: gozyasikullugu . . . . . . . . . . . . . . ~>BU KİTAPTA GEÇEN ZAMANLAR, MEKÂNLAR, KİŞİLER, OLAYLAR, SAVAŞLAR, ZEHİRLER, TILSIMLAR, BÜYÜLER VE KİTAPLAR TAMAMEN KURGUDUR! HEPSİ BENİM HAYAL GÜCÜMÜN ALTINDAN ÇIKMIŞTIR!

Bu benim ilk kitabım olacak yazım yanlışlarına ve noktalama işaretlerine pek takılmayın 🤗

~Sen Andromeda`da bir rüya olarak anımsadın bunu. İkimizde ölüydük. Sen o gün öldün ve ben de o gün ölebilmen için öldüm. Bu zaten kaderin istediğiydi. ~Hepimiz Andromeda Galaksi`sinde bulunan bir trilyon yıldızın içerisinden bir tanesinde doğarız. Hangisinde doğacağımızı bilemeyiz. Bu yıldızlarda Samanyolu Galaksi`sinin halkı doğar...

Fuhkkhgdgjutrcjjlpıukçşşıgdvbhvjybkumşomkhvhh li iş

Asırlar önce hapsedilmiş karanlık, işlenen günahlar ve kulakları sağır eden çığlıklar hâlâ tazeydi; intikam arzusuyla yanan bir ejderhanın ateşi kadar yakıcıydı. Ödenecek bedeller vardı ve karanlık, doğru günü bekliyordu. Milyonlarca yıl önce insanlar, cadılar ve iblisler arasında süren savaş, tarih sayfalarına hep eksik yazıldı. Kimileri bunun bir isyan ve bağımsızlık savaşı olduğunu söyledi, kimileri ise susup unutmayı seçti. İnsanlar en altta, onların üstünde cadılar, en tepede ise iblisler vardı. Anlatılara göre iblisler zalim yaratıklardı: insanları eğlence için öldürür, sapkın şölenler düzenler, cadıları ise büyüleri için zincire vururlardı. İsyana kalkışanlar, zindanlarda işkenceyle can verirlerdi. Fakat gölgelerin altında gizli tarikatlar doğmuştu; insanlar ve cadılar, iblislere boyun eğmemek için ant içmişti. Sonunda isyan başladı. Cadılar ve insanlar, iblisleri en savunmasız anlarında kara büyülerle öldürdü. Cadılar özgürlüğe kavuştuklarını sandılar… ama yanıldılar. İnsanlar, nankörlükle kendi müttefiklerini ateşe verdiler; büyük yıkımda cadılar diri diri yakıldı ve sadece insan soyu kalana dek durmadılar. Onlar, evrende yalnızca kendilerinin kaldığını düşündüler. Fakat milyonlarca yıl sonra karanlıkta bir alev yeniden yandı. İnsanlar bunu önemsemedi, unutmaya devam ettiler: atalarının ihanetlerini, kanla yazılmış yeminleri, yanlış anlatılan tarihi. Ama o tek alev büyüyecek… ve bir gün hepsine unuttuklarını hatırlatacak.

Lexi, Dyroth,Lilith,valdrix Element krallığının soylarını taşıyan Element savaşcılarıydı. Hepsinin ayrı bir yönettiği güç vardı ancak krallığın bilinmeyen ruhlar Tarafından ele geçirilir.

Her sey bitmişti! Gözlerim doldu. Düz bir şekilde oturur duruma geldim. aynı zamanda korkudan geri geri ilerliyordum. Ve bir anda onu gördüm! koca Kurt gelmişti o tamda dibimdeydi! Öylece durmuş hırlayarak beni izliyordu. O... o cidden korkutucuydu! Her an ölebilirdim ve de öyle olucaktı. Burada olmam bir hataydı. İstemsizce gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Korkmak hiçbir işe yaramıyordu. Gözlerimi kurda dikerek ölmeyi bekledim. Ondan kurtulmam imkansızdı o çok büyüktü. Bekledim, bekledim ve sadece bekledim. Fakat çok tuaf bisi oldu! Onun sarı gözleri parlamaya başlamıştı, Bu inanılmaz bir şeydi! Şaşırdım. Kurdun yüz ifadesi benim gibi sasirir bir hal aldı. korkudan bana öyle geldi diye düşündüm. Ama cidden şaşırmış gibiydi! O simsiyah tüylü kurt az önce bana sinirli bakarken birden ne olmustu anlamamıştım. Ama her an ölebilirdim. *****

🌑 GECENİN ELMASLARI 🌑 Zifiri karanlıkta bile parlayanlar vardır... Onlar, Gecenin Elmasları’dır. Elmas ve Zümrüt krallıkları… Birbirine düşman iki dünya, aynı gecede var olamaz. Elmas Krallığı’nın üç büyük şehrinden biri olan Ateş Böceği Şehri, gecenin ortasında bile ışıldayan bir kale gibidir. Şehrin düzeni, genç ama keskin zekâlı bir lider olan Seidna ve sadık dostu Erevan sağlanmaktadır. Seidna`nın zihni karanlıkta savaşırken bile halkına ışık olur. Ve ikisi de krallığın en seçkin savunucuları, halk arasında efsaneleşmiş krallığı koruyan “Gecenin Elmasları”ndan sadece biridir. Krallığın üst yönetimi dört büyük liderin elindedir ve Seidna onların otoritesine bağlı çalışmaktadır. Her şey yolundayken, gölgelerin arasından gelen bir tehdit tüm düzeni sarsar. Bu tehdit, Seidna’yı yüksek meclisin yani 4 büyük liderlerle beraber kararlarına ortak olmaya zorlar — ama bu ittifak, sadece güç getirmez… Aşkı, ihaneti ve dostu düşmana dönüştürecek çatışmaları da beraberinde taşır. Ve Zümrüt Krallığı artık sadece bir sınır ötesi değil, kalplerde başlayan bir savaşın adı oacaktır...

Sihirler büyüler ve dahası...

Ben Hayat ismimin ta kendisi olmaya geldim ben bu hayatta bir Hayat Aksoy geçti dedittiricem Tabi bunları söylerken soy adımın ve hatta hayatımın değişeceğini bilmiyordum...

Yaşadığı tüm zorlukları bir yana bırakıp okumaya ve dövüş dersleri almaya başlayan arzela, birgün babasının ölmediğini, öldürüldüğünü öğreniyor. Tam o sırada intikam ateşi körükleniyor içinde.

Denizler, geceleri kan kırmızısına bürünen ayın gölgesinde fısıldar. Hiçbir limanın kabul etmediği, hiçbir krallığın boyun eğdiremediği o lanetli geminin adı herkesin dilindedir: Kanlı Ay’ın Mürettebatı. Kaelvar, zincirlenmiş fırtına tahtının esiri… Ayselva, geçmişinden kaçarken geleceğin pusulası olan genç kız… Ve kanlı geçmişleriyle birbirine bağlanmış tayfa… Bu gemide dostluk da vardır, ihanet de. Özgürlüğün bedeli zincirlerle, zaferin gölgesi kanla ödenir. Kanlı Ay yükseldiğinde, denizler ya özgürlüğe uyanacak ya da sonsuz karanlığa gömülecek.

Lanet eskiydi. Kanla mühürlenmişti. Ve o lanet şimdi yeniden uyanıyor... "Sinister Blood" adıyla bilinen karanlık bir güç, gölgelerden çıkıp dünyayı parçalamaya başladı. Edwin, sırlarla dolu geçmişini ararken, kendini kutsal bir savaşın ortasında buldu. Düşmanlar insan değil, dostlar masum değil. Ve gerçek... sadece ölümle açığa çıkacak. O, ölümün gölgesinde doğan bir efsane. Bu savaş sadece kimin hayatta kalacağını değil, kimin gerçekten insan kalacağını da belirleyecek. Edwin, sadece geçmişin sırlarıyla değil, geleceğin tehlikeleriyle de yüzleşmek zorunda. Güçlerini nasıl kontrol edecek? Kime güvenebilir? Ve en önemlisi... ailesi neden onu geride bıraktı?

Elektra’nın kaderi, bilinmezliklerle dolu bir yolculuğa sürüklendiğinde onu kurtarabilecek tek bir kişi vardı: Kraliçe Lyra’nın Dünya’daki kızı Güneş. Kendi kimliğinden bile habersiz olan Güneş, boynundaki kolyenin taşıdığı büyük gücü keşfetmek üzereydi. Ancak onu bekleyen yalnızca bu sır değildi; peş peşe açığa çıkan gizemli olaylar, evrenin dengesini değiştirecekti. Uzayın derinliklerinden gelen bir genç, Elektra’dan Dünya’ya gönderilmişti. Görevi, Güneş’i bulmak ve ona vaadedilen koruyuculuk görevini yerine getirmekti. Fakat bilmediği bir şey vardı: Dünya’ya ayak bastığında tam bir yıl boyunca geri dönemeyecekti. Üstelik Kraliçe Lyra’nın Dünya’da pişmanlıklar içinde bıraktığı eşi, Komiser Emir , geçmişin gölgelerinden sıyrılıp onların peşini bırakmayacaktı. Aşk ile görev, gizem ile gerçek, bilim kurgu ile polisiye… Her türden kurguyu içinde barındıran bu sürükleyici hikâyede hem evrenin sırlarına tanık olacak hem de unutulmaz bir serüvene adım atacaksınız.

Onlar sadece eğlenmek istemişti. Gökyüzü ve gölün serin sularının ev sahipliğinde olanlar, yeni bir kaosu Mera ve arkadaşlarına hediye etmişti. Kaosla birlikte gelen dostluklar hayatlarını renklendirmişti. anlayamadıkları tek şey fazla rahat hareket ediyor oluşlarıydı. Kullandıkları yollar başkalarına aitti. 🫶🏻🫶🏻🫶🏻

Bir mafya takip ettiği bir kadına aşık olursa ne olur? Kaan ve Lena`nın muazzam aşk hikayesi.

Üvey bir kız olan Alara, eski bir tapınağa adım attığında içine bir iblis girer. Bir iblis avcısı olan Gökay, Alara’yı kurtarmaya karar verdiğinde ikili, aynı kaderi paylaşan yol arkadaşlarına dönüşür. Büyülü bir kız. İçinde bir iblis. Ve onu öldürmek için tetikte bekleyen bir avcı… ✨ Ne beklemeli? ✨ ✧ Büyülü çölde zorlu bir yolculuk. ✧ Yozlaşmış dünyadan sağ çıkabilecek mi? ✧ Alara ve Gökay birbirlerine güvenebilir mi? ✧ Ve en önemlisi… İblis aslında ne istiyor?

Jisung bir bilim insanıydı ve çok heyecanlıydı çünkü bugün yeryüzüne inmiş 3 uzaylı görücekti ama kim bilebilir dimi aralarından birine aşık olacağını

Thallassa… Dört büyük krallığın yüzyıllardır süren savaşıyla parçalanmış, barışın adının unutulduğu bir diyar. Zora Krallığı’nın prensesi Luisa, bu savaşın en kanlı gününde, şafak sökerken doğmuştu. Onun kaderi, daha ilk doğduğu anda belirlenmişti. Barışı isteyen bir kalbe sahipti. Ama barış, kolay elde edilmezdi, savaştan daha üstün değildi. Ve öz abisi, önünde duran en büyük engeldi. Luisa, bir seçimle karşı karşıya kalmıştı Ya abisine, düzene, krallığa karşı gelecekti... Ya da yaşadığı bu topraklar savaşın kanı ile sulanacaktı... Bazı savaşlar kazanılmaz. Bazı zaferler kanla ödenir. Ve bazı kaderler… şafakta yeniden yazılır. 20 yılda bir gerçekleşen Şafağın etkileri büyük olacaktı...

Yanlizligin içindeki aydınlık

Yıllardır anlatılan masallardaki cadı, peri, ejderhalar ve denizkızlarını hepimiz biliyoruz. Ama bir masal kahramanı ya da efsane olarak. Ama gerçeği hiçbirimiz bilmiyor. Çünkü onlar gerçek. Ama size büyük bir sır verebilirim. Oda daha da derin bir sır. Her burcun bir takımyıldızı vardır. Bu takımyıldızları birer gezegendir. Ama Koç burcunun yöneticisinin laneti gün gelir ve gerçekleşir. Burşüçların dengesi bozulup teker teker gezegenleri kaybederken her şeyi düzeltmeye çalışmak kolay mı sanıyorsunuz? O zaman arkanıza yaslanın ve okumaya devam edin. Eğer bir cadı sizi lanetlerse bu benim hatam değil ama.