Alex, fırtınanın şiddetli uğultusu ve yağmurun amansız hücumu altında başını gökyüzüne kaldırdı. Şimşekler, gecenin karanlığını yırtarken gökyüzünde açılan boşluklar, içindeki fırtınayı da gün yüzüne çıkarıyordu. Gözyaşları, yağmurun damlalarına karışıp belirsizleşirken içindeki derin pişmanlık, her bir yağmur darbesiyle daha da yoğunlaşıyordu. Kafasını kemiren tek bir soru vardı: "Her şeyi değiştirebilir miydim? Yoksa en iyi son bu muydu?"
Milyonlarca yıldır gezegeni dengede tutan, ayakta tutan bir grup vardı. Kaizen, artık gezegen zorlu bir sürecin eşiğindeydi. Zamanın Varisi, gizemli yetenekleriyle gezegenin kaderini değiştirecek ve bilinmeyen sırları açığa çıkararak kendi yolculuğuna başlayacaktı.
Tümü cezalandırılmış bir grup erkek...
Hepsi çok ama çok yakışıklı...
Hiçbiri insan değil...
Daha önce görmediğiniz binlerce türün var olduğu bir akademiye tıkıldılar ve burada hayatta kalmak için yaşam mücadelesi veriyorlar.
Kaçı hayatta kalacak?
Kaçı cezalandırılmaları sonucu geldikleri bu akademiden başarıyla mezun olacak?
Bunu merak ettiğinizi ve öğrenmek istediğinizi duyuyor gibiler.
O halde şimdiden size hoş geldiniz diyelim.
Doğaüstü Yakışıklılar Akademisi, kapılarını sizlere özel olarak araladı ve yaşananlara tanık olmanızı bekliyor.
***
Biricik kurguma hoş geldiniz. Umarım beğenirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. ❤️❤️
Aymuna diyarı biri kraliyet ailesi olmak üzere 9 soylu aile tarafından yönetilen bir yerdir. Merkezde başkent Kolorian`da Rondak ailesi vardır. Yaklaşık 2000 yıldır süren bir savaş nedeniyle soylu veya sıradan bir çok genç insan diyarın dört bir yanında kurulmuş olan 6 akdemide eğitim alır. Yıldız Akademisi bu akademilerin en eskisidir. Her yıl yetenek gelişim okulundan mezun olup başvuru yapan 18 yaşını doldurmuş 200 genci puan sıralamasına göre kabul eder. Bu yıl giriş yapan öğrencilerden biri de yeteneği ile kendini gösteren Mila Kortas adında sıradan bir genç kızda bulunuyor. Geçmişi kendisinin bile bilmediği sırlarla doludur.
Her salı yeni bölüm!
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde insanların bilmediği sadece fantastik canlıların yaşadığı bir diyar varmış. Bu diyarın adı Orinlafec’miş.
Elementallerin, Wangunların, Lekesizlerin, Avcıların, Elflerin, Büyücülerin ve daha nicelerin yaşadığı yermiş Orinlafec. Bu diyar da kötü olaylar pek yaşanmaz türler kendi aralarında barış ve huzur ile yaşarmış. Tabii yüzyıllar önce ki bir lanetin kötü mirasını taşıyan büyücüler haricinde...
Gel zaman git zaman derken bir gün olan olmuş Orinlafec’in üzerine kara bulutlar çökmüş.
Korkunç bir dehşet baş göstermişti. Irkların hepsi korku içinde bir sonraki ölümü bekliyordu. Durdurulamaz güçte bir katil; sabah selamlaştıkları Elementleri, yemek arasında muhabbet ettikleri Wangunları, güvenliklerini sağlamak için uğraşan Lekesizleri teker teker öldürüyordu. Türlerin, hepsi tehlikedeydi.
Onlara sorarsanız birisi değildi, Büyücüler. Hayır, sorun sadece vahşet başladığından beri hiçbir cadinin ölmemesi değildi. Büyücülerin korkunç bir geçmişi vardı ve saygınlıklarını yüzyıllar önce kaybetmişlerdi. Artık günah keçisi onlardı ve işlenen en ufak suçta bile akla gelen ilk türdü.
Yıllarını Element olma hayaliyle geçiren, ancak büyücü olduğunu öğrendikten sonra dünyası başına yıkılan Hayley
Ve...
Normal dünyada yaşayan, güçlerinden bihaber olan ikizler, Efil ile Efsun.
Hayley ve ikizlerin bu garip durumu tüm Güçler Kurulu’nun hareketlenmesini sağlarken tek yumurta ikizi olan Efil’in bir Elemantal, Efsun’un ise bir Büyücü olması hem Sihir Bakanlığı hem de Orinlafec’in kraliyet ailesini ayağa kaldırmıştı.
Hiçbir zaman birbirinden ayrılmayan ikizler iki düşman ırka mensupken bu durum onların kardeşlik bağına zarar verecek miydi?
Her şeye rağmen sevgi her daim kazanabilir miydi?
Hayley ve Efsun sevdiği birçok kişiyi ardında bırakarak atılmak zorunda oldukları cadı dünyasına alışmak üzereyken patlak gösteren bu olaylar hiçte iyi olmamıştı. Suçlu olarak bilindikleri için okullarına müfettiş ve güvenlik görevlileri gönderilmiş, baskı kurulmuştu. Onları bekleyenler bununla sınırlı değildi.
Sevdiklerini kurtabilecekler miydi?
Geçmişleriyle yüzleşebilecekler miydi?
Geleceklerini göz ardı edip katili bulacaklar mıydı?
Katil kimdi?
Sayfalar sayfaları takip eder, hayaller hayatları. Bir taşıyıcı gelir, bir taşıyıcı gider ama ruh hayvanı yeni sahibini ancak kendisi seçer.
18. Yaşına gelen Drake doğum gününde ejderha şeklinde bir bileklik alır ve bilekliği takınca ruh hayvanı yani nouserı ile tanışır. Fakat fazla anlayamadan akademi adlı bir yere gitmesi gerektiğini öğrenir. Ve Drake akademiye başlar. Orada gökyüzü ve tanrılar bir kehanet bahsederler ve Drake zorlu görevler verirler. Akademide neler olacak? Tasıyıcılar ruh hayvanlarına kavusabilecekler mi? Peki ya kehanet gerceklesebilecek mi?
Harry poter, mucize uğur böceği ve kara kedi, winx gibi filmleri seviyorsanız bu kitabı sevebilirsiniz. Çünkü bir nevi hepsinin harmanlanıp üzerine eklenmiş hali.
Çocuktum:
Hayalleri gerçekle karıştıran saf ve masum bir çocuktum.
Büyüdüm:
Kalbimi söküp yerine farklı bir kalp taksam bile, bu paramparça ruhum iyileşmezdi.
Öldüm:
Sadece kötü olmanın iyi olmaktan daha kolay olduğunu öğrendim.
Dört farklı ırkın, efendileri. Sonunda kan olacak halk, birisi asla geri dönemeyecek. Hüsran, yanlızlık ve araya sızan soğuk
Adonis`i güçlendirecek.
Tarih tekerrür edecek, ölüm bu birliğin farkındalığı olacak. O gün dolunayın efendisi,
Yıkımın, ölümün canavarı Adonis`in günü olacak.
Adonis`in Dolunay Tılsımı
Herkese merhaba, yeeeepyeni bir kurguyla ben geldimmm.
Bu sefer bambaşka bir hikaye ile karşınızdayım.
Bu kurgu için ne kadar heyecanlı olduğumu size kelimeler ile anlatabilmem mümkün değil.
Benim çok sevdiğim bir kurgu oldu.
Umarım okudukça sizde benimle aynı hisleri paylaşırsınız.
Daha fazla uzatmayayım, sizi ufak bir tanıtım bölümüyle baş başa bırakıyorum.
-" Büyünün her şey olduğu dünyada sende zerre kadar büyü yok. Ne kadar değersiz bir şeysin. Bu dünyada hiçbir şey yapamazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin. " Dedi.
Cümlesini tamamladığında attığı güçlü ve aşağılayıcı kahkahalar eşliğinde yüreğimi paramparça olurken bedenimi acımasız sözleriyle tuzla buz ediyordu. Kahkaları arasında yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Sağ elinin baş ve işaret parmağıyla sol gözüne iyice açıp iris kısmını görmemi sağladı. Gözünün iris kısmında bile aşağılayıcı bir bakış vardı.
-" Sen doğuştan eziksin! " Dedi lafını tekrarlarken güçlü kahkahaları arasında.
O güldükçe içimde kopan fırtınalardan haberi bile yoktu. Artık bu aşağılayıcı duruma dayanamıyordum. Sağ elimin yumruk yapıp tırnaklarım etimi derlercesine sıktım ve konuştum.
- " Ben ezik değilim! " dedim.
Kahkahaları arasında güçlü ve kararlı çıkan sesimi duyunca irkilip bir adım geri çıktı.
Düştüğüm yerden ayağa kalkıp hiçbir korkum olmadan gözlerinin içine bakıyordum.
-" Ne demek istiyorsun? " Diye sordu tereddüt içerisinde kalırken.
-" Ben ezik değilim. Ben benim gibi olanlar için umut olacak bir ışığım. " Dedim.
*********************************
İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücüne sahipken benim zerre kadar gücüm yoktu. Bir gün köyümüze gelen elçi bütün hayatımı değiştiren bir mucize yarattı.
Şimdi akademiye gidip daha önce sahip olmadığım güçlerimle bütün dünyayı değiştireceğim.
“Bu sen değilsin Lavin. Kendine gel.”
“Son kez.” diye fısıldadım rüzgara doğru, boynumda kolye olmuş çaresizliğimi yüzümü yalayıp geçen esintisiyle almasını dileyerek.
“Son kez beni bırakma Aren.” dedim titreyen sesimi artık kontrol aktında tutamayarak. Gözlerim gecenin karanlığında parıldayan yıldızları süzüyordu. Yüzüme hoş dokunuşlar konduran hafif esinti, ruhumun bir parçasıydı.
“Sevapkar cennetteki günahkar çiçeğim..” dedi Aren. Yüzümü yavaşça ona doğru çevirdim. Yüzünde birkaç saniye süren bir endişe görmüştüm. Karanlıkta bile yüzünü sanat eseriymiş gibi ezberlemiş olduğum için ayırt edebiliyordum. Üzerinde yıllar boyu uğraşılmış olduğunu düşündüğüm ve benim için herkesi tehlikeye atacak olan elleri kanlı o adam. Ademcik elmasına kadar muhteşem olan, bir ressam tarafından detayı detayına işlenmiş o zarif insan.
Aren gözlerini kapattı. Yutkundu. Derin bir nefes verdi. Aren`i doğru cümleleri ararken bocalamasını görmek tanıklık etmek istediğim bir şey miydi? Emin değildim.
“Gece, o gün ağır aksak ve sessiz, omurganı zedeleyen ürpertici tınısıyla seni ölüme davet edecek. Ve o daveti kabul etmemen için daima yanında olacağım, Elzem`im.”
Nesli Ay`a dayanan Elementerler, Dünya`nın düzenini korumak için var olmuş ve elementlere hükmeden bir ırktır. Helena ise bir Elementer olduğundan habersiz, ona bir kafesteymiş gibi hissettiren hayatına devam etmektedir.
Ta ki, Çağrı`ya kadar.
Çağrı ile birlikte Alderwild Akademisi`ne giden ve bir Elementer olmakla yüzleşen Helena`yı bekleyen şeylerden sadece birkaçı; zorluklar, arkadaşlıklar ve en önemlisi de aşk...
Bir yandan Dünya`nın düzenini korumak için elinden geleni yapacak, bir yandansa ihanetin avcunda eriyip gitmemek için mücadele verecek...
"Helena Lincoln`ün hikayesi buraya kadardı.
Bir kafeste başlamıştı ve cehennemde son bulacaktı."
•••
Bu isimle yazılan ilk seridir!
Gelişmeleri, karakter görsellerini, tanıtım videolarını ve kitap alıntılarını @aykusagi.serisi Instagram hesabından takip edebilirsiniz.
Lanetli ruhları görebildiğini fark ettiğinden beri tek bir isteği vardı, o da bir Ruh Bükücü olmaktı.
Başına gelecek her şeyin kıvılcımını çakanın bu olacağını nereden bilebilirdi ki?
Ölümün kızı, eşi benzeri görülmemiş bir sınavın eşiğinde gezindiğinden, bir uçurumun kenarında yürüdüğünden habersizdi.
Asıl sorun ise yürüdüğü o tekinsiz yol değil, yol arkadaşının kim olduğuydu...
"Bütün insanlar meleklere inanmayı bıraktı. Çünkü artık yalnızca şeytanları görüyorlardı."
bu isimle yayınlanan ilk kurgudur ve tamamen bana aittir, hiçbir şekilde çalınamaz. Bir yerde benzerini görürseniz lütfen bana bildirin.
Kanlı ay gökyüzünde belirdiğinde tarih kendini tekrarlayacak .
Avcıdan kaçmak zorundasın , güçlerine sahip çıkmalısın .
Mühürler kırılıyor kendini ve sevdiklerini korumalısın.
Kime güvendiğine dikkat etmelisin .
Güçler ve mühürler , kanlar ve ölüler , kahramanlar ve aşklar .
Oyun daha yeni başlıyor ya kazanan olacaksın ya kaybeden .
Bir kız ...
İki farklı hayat...
Hayatının sandığı gibi olmadığını öğrenen Zoé gerçekleri öğrenmeye başlar. Ancak onu bekleyen bir şey vardı. Tüm insanlığı bir anda değiştirecek bir şey...
Mutlu bir kraliyet ailesinin ardındaki gerçekleri biliyor musunuz?
Bilmiyorsunuz...
Peki öğrenmek ister misiniz?
Teknolojinin en üst seviyede olduğu Loreya ülkesinin varisi Laren Balty, ailesi tarafından iki kuzeniyle bir akademiye gönderilir. Herşey düzeninde ilerlemeye çalışırken akademiye karşı gizli bir suikast düzenlenir. Laren farkında olmadan bütün olayların kalbi haline gelmiştir. Arttık seçenekler kısıtlıdır.
Öl yada öl...
Akdeniz açıklarında bulunan ve harita üzerinde yeri olmayan bir adada yaşayan Niran, küçük bir çocukken adanın bombalanarak yok edilmesi üzerine Ankara`ya getirir. Niran, element yüzüğüne sahip olan bir safkandır. Element yüzükleri, kişilere uygun olan elementin kontrolünü kişiye sağlar. Adadan tek kurtulanın 4 yıl boyu sadece kendisi olduğunu düşünür. Adanın bombalanmasının 4. Yılında onu bu fikirden vazgeçerek ve adanın aslında neden yok edildiğini, kimin yok ettiğini öğreneceği bir grupla tanışır.
Başta olaylar çok mantıksızve gereksiz yere hızlı gelişiyor gelmeye başlasada sonunda kendini bu olayların tam merkezinde bulur.