TAKİP ETTİĞİ KİTAPLAR
devam ediyor 2a önce güncellendi Demirhanlı (berdel)
@bittervanilya_0
Okuma
4.04k
Oy
292
Takip
82
Yorum
165
Bölüm
12
Bir çift göze aşık olursun sonra tüm gözlere kör
devam ediyor 2h önce güncellendi Berdel
@narenimmm
Okuma
1.16k
Oy
136
Takip
19
Yorum
55
Bölüm
10
“ Bırak beni serhad ağa bırak yoluma gideyim.”dedim ağlamaklı çıkan sesimle. Her iki kolumdan tutup beni kendine doğru çekti.” SENİN YOLUN BENİM! Senin yolun benim! İster bunu şimdi kabul et! İster 10 sene sonra istemezsen de azrailin pençesinde Zeynep! SENİN BENDEN BAŞKA YOLUN YOK!” Dedi son sözleri teker teker öfkeyle yüzüme bağırarak” “ Bu yol değil Serhad ağa bu mecburiyet. Bu zülim, ÖLÜM BU ÖLÜM!”dedim bende aynı öfkeyle… Benim hikayem ama ben yazmadım, ben seçmedim, ben istemedim. Ben sadece bedel ödedim hep olduğu gibi . Bu evi de ,bu evliliği de ,ruhumdan kalan son parçaları yok eden bu adamı da . Bu hikaye Serhad ve Zeyneb’in hikayesi..
devam ediyor 2g önce güncellendi Kuzenim mi (yarı texting)
@gulsu_7
Okuma
10.29k
Oy
235
Takip
32
Yorum
18
Bölüm
24
Alt tarafı kuzenimin evine gittim ne olabilir ki
tamamlandı 4a önce tamamlandı Berdel
@haatice.acaar
Okuma
32.37k
Oy
1.62k
Takip
223
Yorum
959
Bölüm
20
"Seninle evlenmek istemiyorum!" "Maalesef seçim sansın yok. Bundan sonra benimsin..."
devam ediyor 1h önce güncellendi AMADEYİ EMRİNE BERDEL
@aytengul
Okuma
10.01k
Oy
801
Takip
176
Yorum
92
Bölüm
16
"Bir kere ya, bir kere! Bir kere de ben dediğimi yapın lan! Bir kere! Dişimi kıracağım, sizin gibi lavuklar ancak bana rast gelir zaten. Şerefsizler." Asabım bozulmuştu. Neymiş efendim, şirket hisselerinin birçoğu evli ve çocukları olan abilerime verilecekmiş! Bok yerler... Ben sağ olduğum müddetçe, kimse benim olanı alamaz. O kadar! Sandalyeye daha da yayıldım, başımı ellerimin arasına alıp soluklandım. Daha şirketin yolunu bilmeyenler, bana ahbaplık kesilmekten başka bir şey bilmiyorlardı. Oysa ki ben canımı dişime takıp gece gündüz çalışmıştım. Onlar ortalıkta fink atarken, ben ter döküyordum. Onlar gece kulüplerinden çıkmazken, ben kendi çabamla yolumu çiziyordum. Onlar her gece bir kadının koynunda uyurken, ben iyi bir geleceğim olsun diye didiniyordum. Ben koskoca Kenan Azadoğlu’yum. Buraların hiçbirine yapmamıştım, yapmayacaktım da. Babam ağa olmasına rağmen, ben kendi şirketimi kurmuştum. Babamın şirketi iflas etmişken, benim şirketim her geçen gün biraz daha ihtişam kazanıyordu. İlaçlarımı içmeliydim. Doktor, ilaçlarımı ihmal edersem durumumun kötüye gideceğini açıkça söylemişti. Sakin olmalıydım. Daha 26 yaşındayken felç kalmak isteyeceğim son şeydi. Maazallah başıma bir şey gelse, beni ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yaparlardı. Hele o Kezban cadısı... Kimseye fırsat vermeden, ilk o beni cehenneme yollar. Şeref yoksunu bir insandan farksızdı. Kimseye bir hayrı dokunmayan, aile dağıtan bir kadındı. Kadın demek bile kadınlara hakaretken, bu kadın, ortada namuslu rolü kesip göz boyamaktan başka bir bok bilmiyordu. Yedi aylık hamile annemi merdivenlerden itmiş, annemin ölümüne sebep olmuştu. Üstelik kardeşim de o olay yüzünden erken doğmuştu. Kezban yüzünden, güzeller güzeli can parçam Canan’ım tekerlekli sandalyeye mahkûm kalmıştı. Telefonum titrediğinde aramaya baktım. Can parçam arıyordu. Derin bir nefes alıp hızla kendime geldim. Onu üzmek, isteyeceğim son şeydi. Telefonu açtığımda Canan bıcır bıcır konuşmaya başlamıştı bile. Canan: Ağabeyim, nasılsın, iyi misin? Ben: Güzelim, can parçam, sen iyi misin? Canan: Abi, benim canım çiğköfte istedi. Geldikten sonra bana ellerinle çiğköfte yapıp yedirir misin? Ben: Can parçam, lafı mı olur? Ağabeyin değil miyim? Yaparım tabii. Sen iste, konağı ateşe bile veririm. Kıkırdadı Canan: Ağabeyim, sen iyi ki varsın yaa... Yine lafları uzatarak konuşuyordu. Biliyordu ki, en sevdiğim şeydi. Ben: Ağabeyin kurban olur kuzuma. Merak etmeyesin. Erken geleceğim. Sen şimdi git, bir iki bir şeyler ye. Aç kalma sakın. Canan: Ağabeyim, beni hiççç merak etmeyesin. Benim karnım yıla basa dolu. Sen gelene kadar da yerim. Ben: Yiyeceksin tabii. Ağabeyin boşuna çalışmıyor yaa. Canan: Canım ağabeyim, sen hiç merak etme. Ben senin kazandığın paraları çatır çutur yiyorum. Bugün de mağazaya gitmeyi düşünüyorum. Ben: Can parçam, hava sıcak. Sağlığın etkilenmesin. Canan: Ağabeyim, ben iyiyim. Hem tek çıkmayacağım. Korumalar da yanımda olacak. Ben: Elbette ki olacaklar. Boşuna para vermiyorum. Şöyle bir karı kız peşine düşmesinler de, yanında adam gibi dursunlar. Canan: Ağabeyim, sen hiç merak etme. Senin korkundan, bir milim bile benden uzak durmuyorlar. Ben: Can parçam, ben kartına para atacağım. Gönlünce harca, gez dolaş. Sağlığına dikkat et. Bu arada başka diyeceğin yoksa kapatmam lazım. Canan: Ağabeylerin bir tanesi, canım ağabeyim... Sen merak etme. Ben: Hadi sağlıcakla. Canan: Bye bye. Telefonu kapatır kapatmaz Cihan’ı aradım. Cihan ve Cahit… Aradığımda her zamanki gibi uzun süre çalmasını bekledim. Beşinci çalışta açılan telefonla bir an duraksadım. Normalde pezevenk onuncu çalıştan önce açmazdı, şaşırdım. Ben: Alo. Cihan: Buyur ağam, hayrola? Ben: Canan elbise falan alacak. Yanında durun. Cihan: Ağam etme eyleme... Canan Hanım mağazaya gitti mi çıkmıyor, bir de akşam olmadan dönmüyor, bilirsin. Ben: Cihan, oraya gelirsem topuklarından asar, yarım saatte bir kafanı suya sokarım. Dediğimi yap. Cihan: Ağam, emrin ola. Ben: Ha şöyle, adam ol. Ha bu arada, Cihan, kaşın gözün oynamasın. Cihan: Ağam, benim kaşım gözüm ne zamana oynamış? Tessüf ederim. Ben: Cihan, Cahit’i sana  düz getirip yan sokmadan dediğimi yap de. Cihan: Emrin olur ağam. Telefonu kapatıp işime odaklandım. Bu ayki kazançlar epey yükselmişti. Ancak boşa harcayacak zamanım hiç yoktu. Elimdeki dosyaları alıp teker teker okumaya ve imzalamaya başladım. Hiçbir evrakı gözüm kapalı imzalamazdım. Zamanında yaşadığım tatsız olaylar, bu konuda titiz davranmamın en büyük sebebiydi. Küçüklüğümden beri tek isteğim, biricik kız kardeşimin her isteğini yerine getirmekti. Annemin yokluğunda ona en iyi şekilde bakıp, iyi bir hayat yaşamasına olanak sağlamak için elimden geleni yapıyordum. Elimdeki dosyalara gömülüp projeyi incelemeye başladım. Dosyada, gelecek vadeden bir projeye gözüm takıldığında dudaklarımda hafif bir gülümseme oluştu. Tamamen doğa dostu ve düşük maliyetle hayata geçirilecek bu proje, epey para edecek gibiydi. Hemen önümdeki telefonu aldım ve asistanımı aradım. Sen: Alo, Sezin. Bana müdürü çağır. Sezin: Tamam efendim. Telefonu kapattım, gözümü tekrar dosyaya çevirdim. Kısa süre sonra Cemil Bey kapıyı tıklattı. "Gel," dedim. İçeri çekingen adımlarla girdiğinde, karşı koltuğu işaret ettim. "Fire Oranlarını Azaltma Projesi" başlıklı dosyayı önüne bıraktım. Gözümle “bak” der gibi işaret ettim. Dosyaya göz attığında ona döndüm. "Güzel iş," dedim. Bunu beklemiyor olacak ki, şaşırdı. "Efendim, beğenmenize sevindim," dediğinde, hafifçe güldüm. Yüzüne baktım. "Bir de sen açıkla bakalım projeyi," dedim. Bana bakıp hızla konuşmaya başladı: Cemil: “Bu çalışmanın amacı, üretim hattında meydana gelen firelerin sebeplerini analiz ederek, üretim süreçlerinin iyileştirilmesi ve fire oranlarının düşürülmesine yönelik sistematik öneriler sunmaktır. Bu proje sayesinde: Maliyetler azaltılacak, Kaynak israfı önlenecek, Üretim verimliliği artırılacak ve Kalite standardı iyileştirilecektir.” Yüzüne baktım. "Aferin," dedim. "Efendim, beğenmenize çok sevindim. İnanın, güveninizi sarsmayacağım," dedi. "Bak," dedim, sesimi biraz alçaltıp sertleştirerek, "Bu proje iyi sonuç vermezse, bu belgeleri sana yediririm." Yutkundu. "Tamam efendim," deyip odadan çıktı. Saatler sonra gelen telefon aramasıyla hızla ayağa kalktım. Arayan Canan’dı ve sesi korkmuş gibiydi. Canan: Ağabey, hemen eve gel! Ben: Ne oldu canım? Bir şey mi oldu? Canan: Abi... Yaren Abla, Dağdelenlerin oğluyla kaçmış! O an yerimde donakaldım. "Osalak kızın böyle bir şey yapacağı belliydi," dedim dişlerimi sıkarak. Canan: Ağabey... Berdel kararı aldılar! Bu söz, kafamın içinde dönüp duruyordu. Bir an sustum. Canan’ın sesi beni kendime getirdi. Canan: Ağabey? Ben: Kime berdel istiyorlar?! Canan: Sana, ağabey... Boğazımdan öfkeyle gelen bir homurtu koptu. Ben: Nasıl olur bu?! Canan: Vallahi ağabey, Dağdelenlerden Burhan Ağa, kızını kolundan tutup evin önüne attı bile. Berdelin olmama gibi bir ihtimal kalmadı, herkes sus pus! Ben: Olmaz. Sertçe ve kararlı bir şekilde söyledim. Canan: Vallahi abim, gelmelisin. Hemen gel! Ortalık çok karıştı, çok! Hemen yerimden kalkıp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Odadan çıkıp asansörün önüne geldiğimde, düğmeye bastım. Asansör hızla geldi. Biner binmez dakikalar içinde aşağı indim. "Hemen arabamı getirin!" dedim. Dakikalar sonra araba gelirken hızla kapısını açıp bindim. Emniyet kemerini bile takmadan aracı sürmeye başladım. Ellerim titriyordu. Birinin benim adıma karar vermesi, en nefret ettiğim şeydi. Böyle bir kararın da ancak Kezban cadısının başının altından çıkacağı belliydi. Trafik ışığının kırmızıda yanmasına aldırmadan geçtim. Çıkacak ceza, gram umurumda değildi. Konağın önüne geldiğimde, arabayı hızla kenara çektim ve indim. Koşar adımlarla konağa girdim. Yerde ağlayan bir kız, görüş alanıma girdi. Üstü başı toz toprak içindeydi. Üstelik giysilerinde kan lekeleri vardı...
devam ediyor 1a önce güncellendi Kararlarımda Ki Son Başlangıç (Berdel)
@semaninevren
Okuma
3.23k
Oy
182
Takip
40
Yorum
397
Bölüm
22
Mardin’in taş duvarlarında Atılmış çığlıklar Susturulmuş varlıklar Kaderine mahkum edilmiş insanlar Baş kaldıranın başının koparıldığı Boyun eğenin ezildiği topraklar Mardin Midyat toprakları Bu topraklar kimine yuva kimine mezar olur peki ya kaderine mahkum olan bir kadın için bu topraklar mezar mıdır, yuva mıdır Kaderine boyun eğmeyenin yaşatılmadığı masumların hep mezarı olan bu topraklar Asel lorin’e ne olacak tı??? Kopyalanması tamamen yasaktır kopyalanması durumunda yasal işlem başlatılacaktır❗️
devam ediyor 6g önce güncellendi ÖRÜMCEĞİN AĞIDI
@zeynepizem
Okuma
125.66k
Oy
13.46k
Takip
2.11k
Yorum
9.11k
Bölüm
21
"Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun, küçük köstebek." Yutkundum. O, Eymir Valen`di. Aynı otelde, yan yana odalarda kalmıştık ve ben ona yakalanmıştım. Beni bir köstebek olarak görmesinin sebebi buydu çünkü hakkında bilgi toplamaya çalıştığımı sanıyordu. Oysa benim amacımın Eymir`le hiçbir ilgisi yoktu. "Peki ya sen, benim hakkımda ne biliyorsun?" "Bir köstebek olduğunu." Kendi söylediği cümleyi düzeltti. "Güzel bir köstebek." Dudaklarım iki yana kıvrıldı. Belki harekete geçip varlığını ifşa etmem gerekirdi ama ben genelde kuralları çiğnerdim. "Burada olmamalıydın." Dedim, net bir şekilde. Abimler onu fark ederse cesedini çıkartırlardı. "Burada olmasaydım yarattığım şaheseri görme imkanını nasıl bulacaktım?" Bence benden bahsetmiyordu, elbiseden bahsediyordu. "Şaheserini bana göndermek yerine evinde muhafaza da edebilirdin." "Seni evimde muhafaza etme fikrini sevdim." 🕸 Mafya▪︎Düşman Aileler▪︎Anlaşmalı Evlilik Yayım tarihi: 22.08.2025
tamamlandı 3a önce tamamlandı MAFYA - KAÇMAYLA BAŞLAYAN ÖPÜCÜKLE BİTEN
@blueaura
Okuma
1.56k
Oy
53
Takip
9
Yorum
1
Bölüm
10
Lasia, özgürlüğüne düşkün, hayat dolu bir kadındı. Hayatına kimseyi karıştırmaz, kendi kurallarını kendi koyardı. Ta ki, karanlık sokakların gölgesinde, kader onu Azer’le çarpıştırana kadar...
tamamlandı 5a önce tamamlandı Mafyanın hizmetçisi
@haatice.acaar
Okuma
37.3k
Oy
2.17k
Takip
187
Yorum
1.3k
Bölüm
20
Evinde çalıştığım adamı, cinayet işlerken gördüm... "Dur!" Diye arkamdan bağırdı. "Yemin ederim, kimseye söylemeyeceğim!" "Bundan nasıl emin olacağım? Ya beni şikayet edersen?" "Hayır, yemin ederim şikayet falan etmeyeceğim" "Sana güvenmiyorum" "Ne yapacaksınız? Beni de mi öldüreceksiniz?" "Hayır, seninle ilgili daha farklı planlarım var" "Ne yapacaksınız, bana?" "Karım"
devam ediyor 4a önce güncellendi BERDEL ( YENİDEN 2)
@silinen299739
Okuma
62.01k
Oy
6.03k
Takip
345
Yorum
1.24k
Bölüm
48
Mervan Ağa hırıltılı nefesler alıyordu. Saçları dağılmış, gözü dönmüş bir kurda dönmüştü. Birden belindeki tabancayı çekti. Metalin o soğuk şakırtısı odadaki herkesi titretti. Bir uğultu koptu. Herkesin yüreği ağzına geldi. Tüm bakışlar Sidar’ın kanlı suratında toplandı. Kimse nefes almaya bile cesaret edemedi. Çünkü herkes Mervan’ın o anda Sidar’ın kafasına sıkacağını düşündü. Ama Mervan Ağa tabancayı havaya kaldırdı, namluyu ağır ağır çevirdi. Ağalara baktı. Sesi bu kez buz gibi çıkıyordu.“Ben birini istiyorsam alırım. Kimse bana engel olamaz! Engel olmak isteyen varsa... buyursun gelsin!” Derin bir sessizlik oldu. Kimse cevap veremedi. Kimse kımıldayamadı. Mervan Ağa tabancayı indirdi ve öfkeyle arka odaya yürüdü. Kadınların olduğu odaya girince orada da fırtına gibi esti. Herkes panikle geri çekildi. Bir tek Avşin kalakaldı. Elinde tepsi vardı. Öylece duruyordu. Gözleri kan çanağı gibi şişmiş, ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Titreyen dudaklarıyla bir şey söylemeye çalıştı ama sesi çıkmadı. Mervan Ağa bir an durdu. Onu öyle görünce içi bir anlığına yumuşar gibi oldu. Ama hemen ardından Diyar’ın yüzü geldi gözünün önüne. Diyar’ın kardeşi... düşmanın kanı...
Loading...