devam ediyor 3g önce güncellendi
Mardin Gelinciği
@ruhefza_yazar
Okuma
1.66k
Oy
163
Takip
92
Yorum
34
Bölüm
9
YAŞANMIŞ BİR HİKÂYEDİR.
Bu kitap, doğuda zorluklarla, törelerle ve acılarla yaşayan tüm kadınlara ithafendir...
Zorla yazılmış kaderlerin, suskun bakışların ve yangın gibi aşkların arasında sıkışmış iki yürek... Bir kadının suskunluktan haykırışa, çaresizlikten direnişe uzanan hikâyesi... Önce Kuma olarak satılan, ardından adam ölünce berdel için harcanan, ailesi tarafından susturulan Zühre, acılarla örülü bir zinciri kırmak için yola çıkar.
Kuma edildi, berdel edildi, susması beklendi, itaat etmesi istendi. Ama o her darbede biraz daha dik durdu, her gözyaşında biraz daha çelikleşti. Her adımı kayıptır, her susuşu çığlık... Diğer yanda Tahir, geçmişin kanlı gölgesinden kaçarken kalbine inatla direnen bir kadının gözlerinde kendi sonunu bulur. İstenmeden başlayan bir yolculuk, nefretle örülen bir evlilik...
Ama aşk bazen küllerden değil, yangının tam ortasından doğar.
---
Bazen bir elbise kefene benzer... Bazen bir mendil savaş ilanıdır. Tahir, "Beninle evlenmek kendi celladına yürümek gibi. Cehennemine hoşgeldin. Umarım bu kefen üstünde iyi durur." notuyla Zühre`ye bir elbise gönderdi.
Zühre, o elbiseyi siyaha boyadı ve cevabını kendi notuyla verdi:
"Celladına gülümseyen kadınlara dikkat et.
Onlar kurban değil, ecelin ta kendisidir."
Bu bir aşk hikâyesi değil. Bu, iki yaralı gururun, yıkılmış hayallerin ve inatla atılan her adımın hikâyesi. Ve sonunda, birbirini yakarak ısıtan iki kalbin.
•Mardin Gelinciği adlı yazılmış ilk kitapdır ve öyle kalacaktır.
•Kitabın tüm hakları şahsıma aittir, herhangi bir (ç)alıntı durumunda yasal işlem yapılacaktır.
•Bu kitap herşeye rağmen güçlü kalan kadınlar içindir.