Kelimelerin coğrafyasında bir yolculuğa davet ediyor okuru. Aşkın kıyılarında, hüzün vadilerinde, umudun doruklarında dolaşırken her sayfada farklı bir duygunun izine rastlıyoruz. Bu kitapta bazen bir çocuğun gülüşü kadar saf, bazen bir gecenin sessizliği kadar derin dizeler bulacaksınız. Farklı temalardaki şiirleriyle okurun kalbine pusulasız dokunuyor; çünkü bazen yön, sadece bir dizede gizlidir.

Bir gönlün iç sesi, bir yüreğin usulca kanayan köşesi… Mihrimah, olarak ilk şiir kitabım "Kelimelerin Ucunda" ile sizleri kalbimin kıyısında gezintiye çıkarıyorum. Her mısrada bir suskunluk, her dizede bir haykırış gizli… Kırgınlıklar, susmalar, beklemeler… Söylenemeyen her söz, bu sayfalarda kelimeye dönüşüyor. Kimi zaman bir dua, kimi zaman bir iç döküş. Hayatın yorgunlukları, insanın eksik yanları ve umutla sarılan yarınlar… Bu kitap, şairi tarafımın ilk fısıltısı; içe işleyen, usul usul büyüyen. Okudukça kendinden bir şeyler bulacak, satır aralarında kendi kalbine dokunacaksın. Çünkü bazı şiirler yazılmaz, yaşanır. Ve bu defter, yaşanmış duygularla dolup taşar… İlk şiir denemem olduğu için olumlu eleştirileri ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bir yalnız haliyle düşlerin de şiirlerine dalıp giden biri..

Sen Diye Başladı Bir bakışla başladı… bir ömre yayıldı. Bir adam, bir kadını gördü. Ve o an, hayatının yönü değişti. Kelime kelime, his his örülen bu kitap, aşkın en yalın ve en yakıcı hâlini anlatıyor. İlk bakıştan vedaya kadar uzanan bir ömrün şiirle yazılmış hikâyesi… Bu kitapta her şiir bir duraktır: Görmek, istemek, yaklaşmak, sevmek, kaybetmek ve… hatırlamak. "Sen Diye Başladı", sadece bir aşkı değil, herkesin içinde bir yerlerde sakladığı *“keşke”*leri, *“belki”*leri ve “sessiz” çığlıkları dile getiriyor. Bu kitap, herkesin bir gün yaşadığı, ama çoğunun adını koyamadığı duygular için yazıldı. Sen de yaşadın mı? O zaman bu kitap, zaten senin hikâyendi…

Eli hızla havaya kalkarken çenemi kavrayarak yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Parmakları çenemi acıtıyordu. Gözleri durmadan öfke kusuyordu. Gözlerim yüzünün her bir santimetrekaresinde dolanıyordu. Ne dizimdeki acı ne de dudağımdaki sızlama hissi beni etkiliyordu. Ellerim, çenemi tutan eline sarılmamak için duvardan destek alıyordu. Kahverengi gözleri simsiyah gözlerime bakıyordu. Çenemdeki elleri sıklaştırırken bedenimi duvara çarptı. Gözlerimi birkaç snaiye kapalı tuttum. Bedenim zonkluyordu. Vücudum yeterince darbelere maruz kalmıştı. Acım, bedenimin duvara çarpması yüzünden değildi. Acım sevdiğim adamın bana bunu yapmasıydı. Kalbimden binlece haykırış kopuyor, ben konuşamıyordum. Sevdiğim adamın gözleri, gözlerime işkence ederken dudakları yavaşça aralandı. "Benden uzak dur!"

Her zaman mutlu olmaz insan...

❝𝖲𝖾𝗇𝗂 ö𝗒𝗅𝖾 𝖻𝗂𝗋 𝗌𝗂𝗄𝖾𝖼𝖾ğ𝗂𝗆 𝗄𝗂 𝗈𝗇𝗎 𝗍𝖺𝗆𝖺𝗆𝖾𝗇 𝗎𝗇𝗎𝗍𝖺𝖼𝖺𝗄𝗌ı𝗇.❞ 𝖭𝖺𝗍𝖺𝗅𝗂𝖺, 𝖺𝗇𝗇𝖾𝗌𝗂 ö𝗅𝖽ü𝗄𝗍𝖾𝗇 𝗌𝗈𝗇𝗋𝖺 𝗎𝗓𝗎𝗇 𝗌ü𝗋𝖾 ü𝗏𝖾𝗒 𝖻𝖺𝖻𝖺𝗌ı𝗇ı 𝖺𝗋𝗓𝗎𝗅𝖺𝗆ış𝗍ı𝗋. 𝖡𝗂𝗋𝖽𝖾𝗇 ü𝗏𝖾𝗒 𝖻𝖺𝖻𝖺𝗌ı 𝖻𝖺ş𝗄𝖺 𝖻𝗂𝗋 𝗄𝖺𝖽ı𝗇𝗅𝖺 𝗇𝗂ş𝖺𝗇𝗅𝖺𝗇ı𝗋 𝗏𝖾 ü𝗏𝖾𝗒 𝖻𝖺𝖻𝖺𝗌ı𝗇ı𝗇 𝖾𝗋𝗄𝖾𝗄 𝗄𝖺𝗋𝖽𝖾ş𝗂 𝖭𝖺𝗍𝖺𝗅𝗂𝖺`𝗇ı𝗇 𝗌ı𝗋𝗋ı𝗇ı öğ𝗋𝖾𝗇𝗂𝗋... 𝖠𝗒𝗇ı 𝗓𝖺𝗆𝖺𝗇𝖽𝖺 ü𝗏𝖾𝗒 𝗄𝗎𝗓𝖾𝗇𝗂𝗒𝗅𝖾 𝗈𝗅𝖺𝗇 𝗂𝗅𝗂ş𝗄𝗂𝗌𝗂𝗇𝗂 𝗍𝗎𝗍𝗄𝗎𝗅𝗎 𝗄𝗈𝗋𝗎𝗆𝖺𝗌ı𝗇𝖽𝖺𝗇 𝗀𝗂𝗓𝗅𝗂 𝗍𝗎𝗍𝗆𝖺𝗒𝖺 ç𝖺𝗅ışı𝗒𝗈𝗋𝖽𝗎.

Dedikodu Mezarı. "Bendeki gördüğün, senin yansımandır..." gibi kısa laf sokma sözler Öylesine şiir gibi konuşuyoruz işte. Arada laf sokup kaynatıyoruz.

Kapak tasarımı: @gezginruh

Bu bir şiir kitabıdır... Şiir kişilerin duygularını ya da onların hayal dünyasını yansıtır... Şimdiden iyi okumalar💙💫

Derin Bir Yankıda Susanlar", yalnızlık ve içsel huzursuzluk arasında sıkışmış bir ruhun derinliklerine yolculuk yapıyor. Kelimelerin, duyguların ve seslerin kesişim noktasında, okuyucu bir yankı gibi yankılanan hüzünle karşılaşıyor. Her bir sayfa, okuyucuyu içine çekerken, zamanın, mekanın ve insanın acıları üzerine düşündürüyor. Duyguların en derin haliyle buluşmak isteyenlere..._

Ben kaleme fısıldarım, Kalem kağıda, Anlaşılmak isterim beyhude çabayla...

Ben ve bütün ziyan olanlara sevgilerle

- 2 bölümlük kısa bir hikâyeden oluşmaktadır ancak üzerinizde yoğun bir etki bırakabilir. Mektup tarzı bir hikâyedir. Mehmet Turhanlı, eşi Semra ile boşanmak üzeredir ve evleri ayırmışlardır. Taşındığı eski konakta tahta arasına sıkıştırılmış mektuplar bulunur. Bu mektupları okuyan Mehmet Bey, kendini hiç beklemediği bir anda Mâhur ile Nedîm`in imkansız aşkı arasında bulur. Nedîm tarafından yazılan mektupları okudukça bu iki âşığın yaşadıklarını ve hikâyesini öğrenir ancak "son" mektubu okuduğunda bu hikâyenin yarım kalmış olduğunu anlar. Ve "son" mektubu sahibine yani Mâhur`a ulaştırmak için yola çıkar. - Konu, karakterler, içinde geçen mektuplar ve sözler tamamen bana aittir! Lütfen kullanmayın!

Her nefes bir kafes, zihin odalarında zincire vurulmuş bir Yâfes! Aşksız gönüllerin üstünde bir örtü, öfke ile işlenmiş fenomen bir türkü...

Melek, üniversite okumak için İzmir`deki köhne bir mahalleye taşınır. Mahalleyi yöneten Karahan Çakır`ın dikkatini çeker, ancak onlar melek ve şeytan kadar farklıdırlar. Kara, onunla anlaşmak için ortak bir yol seçer. Kitaplar... "Kara bana hoş geldin demişti ilk olarak. Öyle başladı onunla karalara bürünmemiz. Şeffaflarımı çekip alacaktı, öyleyse bana da hoş bulmak düşecekti."

Beni tanımayan birini sadece fotoğraftan görüp aşık olunca yazmak istedim duygularımı

Patroniçe Serisi Birinci Kitap Lotus Çiçeği Tüm hakları saklıdır.

İçimde biraz şiir birikti sana biraz ben vardım cümlelerde bir de adının saklı olduğu şiirlerim.

sevip de sevilmeyen sevmek isteyip de sevemeyenlerin beni anlicağı bi defter.

Önsöz Bu kitabı sana yazdım... Belki hiç okumayacaksın, belki de bir gün bir mısrada kendini bulacaksın. Ama bil ki her şiir, kalbimden dökülen bir gölgenin izini taşıyor. Aşk, çoğu zaman söylenemeyen kelimelerle büyür. Suskunlukların, göz göze gelmelerin, “keşke”lerin arasında var olur. Ben de sustum çoğu zaman. Ama içimdeki şiir hiç susmadı. Bu sayfalarda birine duyulan sevdanın, bir bakışla başlayan hayalin, bir ayrılıkla büyüyen sessizliğin izleri var. Bu, belki senin hikâyen… belki de hepimizin ortak yalnızlığı. Eğer bu satırlarda biraz kendini bulursan, bil ki yalnız değilsin. Aşk hepimizin kalbinde aynı yerden dokunur. Bu kitabı gölgesiyle kalbime dokunan herkese adıyorum… Ama en çok, hiç dokunamayıp da hep orada kalan “sen”e. — Sinyorita

ŞİİR EN GÜZEL ŞEYDİR.

"Kaoslu zamanlardan geçiyoruz. Evet zorlu, çoğu durumda yaşamın aleyhinde gibi görünebilir, öyledir de. Kuşku yok ki insan ve doğa adeta yeniden vahşice fethedilmeye çalışılıyor. Pandemiler, yangınlar, seller, savaşlar, derin yoksulluk, açlık, soykırım savaşları; mültecileştirilen, yurtsuzlaştırılan, köksüzleştirilmeye, kimliksizleştirilmeye ve anlamsızlaştırılmaya çalışılan yaşamlar…" "Kadın`ın kaleminden.." Yazar, gazeteci, sanatçı

Sendin bahar kokulum Ruhuma eşsiz güzellik katan Papatyalar, gelincikler arasından Gel; Gül çiçeğim Gel/de sevdayı fısılda kulağıma Sevdamız yükselsin bulutlarla Yağmur olup yağsın Tüm Aşk`a susayanlara... "Şiirin devamı kitapta"

sadece sevdiğim alıntılar ve şiirler...