Yonca Derin
@herhangibiryonca
TAKİP ETTİĞİ KİTAPLAR
devam ediyor 4h önce güncellendi EDİBE
@_katre
Okuma
9.84k
Oy
1.19k
Takip
63
Yorum
127
Bölüm
45
"Ben güzel olmak istemiyorum ki." dedim fısıldar gibi bir sesle. Başını kaldırmadı. Ağlıyordu ama görmemi istemiyordu. " Sadece..." dedi boğuk çıkan sesiyle. Yutkunup devam etti. " Sadece benim güzelim olsan?" •° •° •° •° •° •° •° Elleri dizlerimin üzerineki ellerime uzandı. Titreyerek geri çekti. " Duyamaya bile katlanamıyor insanlar. Ama bu dünyada yaşanıyor bunlar." dedim titreyen sesimle. Ellerini yere koyup bana doğru kaydı. Ben sandalyede otururken o tam önümde dizlerinin üstündeydi. "Özür dilerim güzelim."dedi başını hafifçe dizime koymadan önce. Ne yapacağımı şaşırarak ellerimi kaldırdım yukarı. Geri çekmedim kendimi.Geri çekilemedim. Başını küçük bir çocuk gibi dizime yaslamıştı. Ardından dizimde bir ıslaklık hissettim. Omuzları sarsıldı sonra. " Kerem." diye mırıldandım onunla beraber ağlarken. "Ben güzel olmak istemiyorum ki." dedim fısıldar gibi bir sesle. Başını kaldırmadı. Ağlıyordu ama görmemi istemiyordu. " Sadece..." dedi boğuk çıkan sesiyle. Yutkunup devam etti. " Sadece benim güzelim olsan?"
tamamlandı 12a önce tamamlandı CİĞERPÂRE
@eminefuruncu
Okuma
86.36k
Oy
5.87k
Takip
474
Yorum
392
Bölüm
32
"Ciğerpâre`nin ne demek olduğunu biliyor musun.?" Diye sordu genç kız kırgın sesiyle. Kalbinin derinlerinde hissettiği acı artık sesine de yansıyordu lakin karşısındaki sarsılmaz yüz ifadesiyle duran adam bu duruma kulaklarını tıkıyor, ona sırtını dönüyordu. Genç adam tek kaşını kaldırıp öylece karşısındaki duvara bakan kıza baktı. "Biliyorum, insanın kendi canından çok sevdiği kimseye denir." Sert sesi odanın içine yayılırken genç kız gözlerini sıkıca kapatıp açarak sesin geldiği yöne çevirdi başını. Onu göremiyordu ama orada olduğunu hissediyordu. Mihrimah dudaklarının üzerine düşen gözyaşıyla cansız bir şekilde gülümsedi. "Sen... sen tanıdığın herkesi çok sevdin, o kadar sevdin ki bana vereceğin bir sevgin kalmadı, bırak sevgiyi sen benim seni sevmemi bile istemedin." Başlama tarihi: 27/01/2023 Bitiş tarihi: 27/12/ 2024
tamamlandı 5a önce tamamlandı ZİYAN
@orenda
Okuma
143.36k
Oy
12.85k
Takip
1.31k
Yorum
2.67k
Bölüm
50
"Benim güzel ateşim... Sana yalan söyledim." Gözleri aralanmış kız, ona anlamak ister gibi bakıyordu. Siyah incilerinden yayılan ışıltı bir kulu kör edecek kadar büyüleyiciydi. "Senden bir şey değil bir çok şey bekliyorum Ahu Nar." "Korhan..." "Seni istiyorum Ahu Nar. Tenini, nefesini, kalbini, ruhunu deli gibi istiyorum. Benim olmanı her şeyden çok istiyorum. Beni kabul etmeni, beni istemeni deli gibi arzuluyorum. Nefesin olmak istiyorum Ahu Nar. Nefesim olan kadının her şeyi olmak istiyorum..." ***************************** Bir ateş yandı, arşa sıçrayan... Herkesi kör, iki kişiyi köz bırakan! Ahu Nar kaybıyla bitti sandı. Hayat artık bitti! Korhan karşısına çıkana kadar... Aynı acıda kavrulan iki kişi, iki mezarın başında can çekişti. İkisi de yaşatılanın karşılığını istedi. Onlar iki mezar kazdılar, yarılarını da içine kattılar. Kazılan mezar, gencecik iki canı yuttu. Yerine sır dolu bir hayat sundu! Cehennem dünyaya sıçradı. Biri `KOR` diğeri `NAR`dı. Acı bir ateş yaktı, onu dünyaya yaymak ikisine kaldı... ZİYAN oldular ama birbirlerini de böyle buldular... ********************************
tamamlandı 1y önce tamamlandı DÜĞÜMLÜ
@orenda
Okuma
232.72k
Oy
20.83k
Takip
2k
Yorum
2.8k
Bölüm
55
Bu bir Düğüm hikayesi... Güneşin, denizin, kuşların aşka düğümlenişinin hikayesi... Kaç gün, kaç ay, kaç yıl geçti. Beni bir çift yeşil göze tutsak edip, ruhunu kalbime düğümleyip gideli? Çocuk kalbimin vermiş olduğu hevesle bir şey yaptım. ASLA yapmam dediğim bir şey! Ona ulaşabileceğim en saçma yolu seçtim. Ya da seçtirildim! Aşk insana neler neler yaptırırmış? Aklını alır, sallar, çarpar, acıtır aynı zamanda kahkaha attırır, hüzne bulanmış sevinçler yaşatırmış... Bana ise yurt odamda, canım kadar sevdiğim iki yarenimle ilk mesajı atmayı uygun gördü. ✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨ "Yeter lan yeter! Buramıza kadar geldi ! Başlarım senin aşkının ızdırabına!" "Ama Meyra!" Poşetten çıkardığı telefona alık gözlerle baktık. Ama onun hinlik dolu gözleri kendinden çok emindi. Nazenin elimi tutunca korkusunu anladım. O da benim gibi yaklaşan fırtınanın farkındaydı. "O... O ne?" "Ben oturur bunun gelmişini geçmişini anlatırım da yeri değil. Babannemim üstüne hat aldım. Kaçakçılar çarşısından aldım lan ben bunu! Tipi kayık adamlardan mal isteyen müptezeller gibi kaçak telefon sordum! Kaç günlük yemek paramı Imeal atsınlar diye verdim! Ne diyorsam yapacaksın!!! Şimdi şu senin ünüformalı bıldırcını ava çıkıyoruz! Bağırtısı hiç kimsenin karşısında düşmeyen burnumu eğiyordu. Hızlı hızlı gezen parmaklarına dehşetle baktım. O ise keyifle bana telefonu uzattı. "İlk mesajı attık. Hayırlı olsun gaziler." O gülüş bizi bitirecekti... Ya da yep yeni bir kapıdan geçmem için güç verecekti. Uzattığı telefonu alıp ekrana baktığımda beynimden vurulmuşa döndüm. Canım dediğim kızın bana yaptığını düşman yapmazdı. "Beni bitirdin Meyra! Sen beni bitirdin..."
tamamlandı 1y önce tamamlandı Acının Tonları
@bukalemun7
Okuma
24.11k
Oy
846
Takip
202
Yorum
49
Bölüm
48
Acının Tonları Rihem Romantik Dramda DİĞER PLATFORMDA bu kitabı çok sevmiştiniz. Şimdi bu platformda. :)
tamamlandı 1y önce tamamlandı GİRDAP
@orenda
Okuma
1.2m
Oy
63.16k
Takip
6.84k
Yorum
6.38k
Bölüm
82
Korktuğu bir hayata esir olmamak için yangından kaçtı Züleyha! Kanından olanların biçtiği kaderde yanmamak için ateşin kollarına kendi ayaklarıyla koştu. Evim dediği yerde, kurban olarak kendini adadıklarını öğrendiğinde nereye tutunduğunu bilmeden bir dalı avuçladı. Kütahya`nın küçük bir kasabasından, Adana`nın kavurucu topraklarına sürüklendi. Zalimliği dillere düşmüş, adına türlü kötü sıfatlar eklenmiş bir adamın koynuna bıraktı kaderi Züleyha`yı. Bu bir kaçış hikayesiydi aslında. Minik bir bebeğin arşı titreten ağlayışlarıyla kavuşma yazıldı kaderlerine. Küçük bir bebeğin masumiyetine ödüldü Züleyha... Doğurmadan anne olmayı öğrendi. Zalim bilinen bir mazluma yaşam verdi. Bir masuma yuva , bir zalime şifa , kendine umman oldu Züleyha! ............................... Bu bir Girdap! Aşkın, ailenin, sevginin, sadakatin, sınırsız merhametin içine kapılacağınız, kapıldıkça kendinizi sayfalarda bulacağınız eşsiz bir Girdap...
devam ediyor 1y önce güncellendi Buz Yanığı
@esranurozer
Okuma
490.02k
Oy
22.31k
Takip
3.87k
Yorum
4.89k
Bölüm
80
"SENİN DERDİN NE?" diyerek bağırdım karşımda beni sinir eden adama, ağlamamak için kendimle mücadele veriyordum. Ama nafile bir mücadele olmuştu. Çünkü, gözyaşlarım yine bana ihanet ederek, yanaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Arkası dönük olan Melih, bir hışımla bana döndü ve "Ne dedin tekrarlasana" dedi. Sağ dudağı yukarıya doğru kıvrılmış, ela gözlerinde küçümseyici bir bakış vardı. "Senin derdin ne?dedim." dişlerimin arasından. aslında avaz avaz bağırmak istiyordum, ama sadece sinirden dişlerimi sıkmakla yetinmek zorunda kaldım. " Ben senin kölen değilim... Bana emirler yağdırıp durma. " Oldukça öfkeliydim ve ağzımdan çıkanı kulaklarımın duymasını isteyecek hiç değildim. Melih, hızlı adımlarla aramızdaki mesafeyi kapattı. "Ahu, hep unutuyorsun... Ben sana istediğim gibi davranırım." Ela gözleri, en koyu rengini almış tehlikeliyim diye bas bas bağırıyordu. "Davranamazsın" dedim. Cılız ve kısık bir sesle, cevap vermedi. Gözleriyle, gözlerimi işgal etmeye devam etti. Arkasını dönüp çıkışa doğru ilerledi. Nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle; "ASLA SENİN İÇİN GÜLMEYECEĞİM! YÜZÜMDE ASLA SANA AİT BİR GÜLÜMSEME OLMAYACAK!" diyerek haykırdım.Melih, olduğu yerde bir süre durdu. Bir anda bana dönüp, ateş saçan ela gözlerini, kahve gözlerime dikti. "Ben, bencil bir adamım Ahu. Benim için asla gülmeyecek bir kadının... Gözyaşlarını bile istiyorum." Ölüm kokan bir ses tonuyla "GÖZYAŞLARI BİLE SADECE BANA AİT OLSUN İSTİYORUM."
devam ediyor 1y önce güncellendi Aşeka
@silinen7132
Okuma
13.93k
Oy
802
Takip
698
Yorum
199
Bölüm
23
Yıkılmayan bedeninde kalbini saran nefretin zehriyle besleyen bir adam... Nefretin zehriyle beslendiği kalbe sevgisini sarmaşık gibi dolayan onu tüketen ve yok eden bir kadın... Adının şanıyla yaşayan insanlar Bir namus davasıyla alınan günahsız melekler Gözyaşının kendine mesken bellediği, Umutların üzerine çekilen siyah çarşafların hikayesi... Can yakan haykırışların, İnsanlar yerine patlayan silahların, bedene giren kurşunların sesiyle yankılanan şehir... Sokaklarda kahkaha yerine çığlık yükselen şehir, Her karışında bir hikaye bir beden yatan şehir, Mardin...
tamamlandı 1y önce tamamlandı ŞEHİRLİ DAMAT
@hayalrafya
Okuma
78.4k
Oy
4.85k
Takip
1.48k
Yorum
266
Bölüm
45
İclal, Mardin`in köklü aşiretlerinden Meran ailesinin en büyük kızıdır. Çevresindekilerden farklı olarak; kurallara uymaktansa kendi kurallarını yazarak yaşamayı tercih etmiştir. Ancak bulunduğu coğrafyanın bedelini ödemek mecburiyetindedir. Berkay, Mardin`in bir başka isim yapmış aşireti olan Karaevrenler`dendir. Lise yıllarında ailesini bırakıp yurt dışına çıkmıştır. Kendini töreye göre değil, farklı kültürlerin farklı medeniyet anlayışlarına göre yetiştirmiştir. Ancak geride bıraktığını sandığı hayatı, ansızın, onu yeniden çağırır. Günlerden bir gün, aralarındaki kan davasını bitirmek isteyen Meran ve Karaevren aşiretleri kan berdeli yapmaya karar verir. Fakat planlamadıkları bir şey vardır: Berdeli gerçekleştirmek için töreye kurban vermeyi düşündükleri İclal ve Berkay, aykırı kişilikleriyle yıllardır süregelmiş olan formatı bozacaktır. "Bir varmış bir yokmuş diye başlar mutlu sonla biten masallar. Bizimki bir zamanlar diye başladı."
devam ediyor 10a önce güncellendi Çok Sevmek Yasaklanmalı | Mahalle Hi̇kâyesi̇
@senemeevren
Okuma
65.6k
Oy
3.96k
Takip
2.45k
Yorum
1.02k
Bölüm
28
Wattpad`de 100 bin okunma. "Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yazdığım bir hikâyeydi. Yüzüne bakmadığım için ne tepki verdiğini görememiştim ama onu tanıdığım kadarıyla -bu da çok uzun bir zaman dilimine tekabül ediyordu- şu anda hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyor olmalıydı. "Hayır," dediğinde sesinde bariz bir sorgu vardı. Onunla konuşmaktan kaçındığımı çok iyi bildiğinden onunla sözlü iletişime geçmiş olmama oldukça şaşırmıştı. "Bir gün bir adamın kolunda ufak bir yara açılmış." diye başladım çatallı sesimle konuşmaya. "Çok ufak bir yaramış ama, öyle hastaneye gitmesine gerek yokmuş. Küçük bir sıyrıkmış sadece." Kalbim acıyordu. Keşke bu şekilde gelmesiydi bana. Böyle gelmeseydi. Hafifçe yutkundum. "Bir yakınından yara bandı istemiş. Kapatmış yarasını o yara bandıyla. Kısa bir süre birlikte yaşamışlar mecburen. Birkaç gün içinde iyileşmiş adam ve kolundaki yara bandını bir an bile düşünmeden atmış çöpe. İhtiyacı olduğunda hemen sarıldığı yara bandından iyileştiğinde hemen kurtulmuş." Sustum, çünkü devamını getirmek zordu. Ona hayır demek çok zordu. Hafif ıslanmış gözlerimi tekrardan gözlerine çevirdiğimde onun hâlihazırda bana bakan gözleriyle karşılaştım. Gözlerinin içine bakarak devam ettim. "Olan da yara bandına olmuş. Temiz, tertemiz yaşamı bir çöpte sonlanmış. Çok zaman geçmiş, en sonunda biri bulup temizlemiş." Keyifsizce tebessüm ettim bir anlığına dolu dolu gözlerimle. Gözlerimdeki bakışları dudaklarıma düştü. "Eskisinden daha iyi, daha temiz görünüyormuş artık. Ama..." Gözlerimiz birleşti. "İçi paramparçaymış." "Dilara..." Bu gece ikinci kez kestim sözünü. "Ben yara bandının yaşadıklarını yaşamak istemiyorum."
Loading...