Liva: “Ben hiç rüya görmedim. Gökyüzü bana hep sessiz kaldı. Ama sen… Sen geldiğinde, içimde unuttuğum bir şey uyandı. Sanki çok önceden tanıdığım bir hüznü, gözlerinde yeniden buldum.” Ereniel: "Rüyaları korumakla görevliydim. Ama kendi rüyamı koruyamadım. Kanatlarım kırıldığında, sadece gökyüzüm değil… Kalbim de sustu. Ta ki seni görene dek. Liva, sen rüyasız doğdun belki… Ama benim en eski düşümsün.” Rüyaların küle döndüğü bir dünyada, iki yalnız ruh bir araya gelir. Biri geçmişin yüküyle, diğeri bilinmeyen bir kaderle sınanırken; ay ışığı, unutulmuş bir bağın üzerini aydınlatır. Ay Altında Kırık Kanatlar Zamanı aşan bir bağın, kayıp rüyaların ve kaderle savaşan iki yüreğin hikâyesi.

İnsanlar düzeni bozdu ve tüm büyüyü kendilerine istediler,büyüyü aldılar ama zamanı kaybettiler.Kaybolan zaman ise huzuru bozdu ve topraklar üç adaya ayrıldı.Alderomin,Algedi ve Alkurah.Ve her şeyin sonunda adaların en güçsüzü Alkurah adasından bir kız,tıpkı onun gibi bu düzene karşı bir korsanla zamanı bulmak için yola çıktı.

Ateşlerin içinde yavaş yavaş bir kız belirlemeye başladı. Bembeyaz saçları yüzünün etrafında rüzgârın etkisiyle dalgalanıyordu. Bir ateşin başında olduğu kesindi ama evi değildi. O yanan ateşe bakıyor ellerini ateşin etrafında gezdiriyordu. Elleri ne tarafa giderse ateş de o tarafa gidiyordu. "Ateş Krallığının Kraliçesi." dedi Kadim Cadı ve şaşkınca bir adım geriye gitti. "O çok güçlü." dedi kâseye bakarken. İkisi de bir anlığına ona baktı ve bakışları tekrar kâseye indi. Ateşin içinde gözüken kız etrafına baktıktan sonra elleriyle ateşin üzerini kapattı ve ateş söndü. Küllerin arasından kalan kıvılcımlara bakarken son gördükleri onun gülümsemesi olmuştu. "Ve o bütün gücünün farkında." diye fısıldadı.

Aslı, esmer, 1.70 boyunda olan bir kızın hikayesi

🍀bir okul öğrencisiydim Şimdi ise ormanların sahibiyim Bilekliğim sayesinde☘️🌲🌳🌴🍃🏝️🏞️

Dört kız bir gece hiç bilmediği bir evrene sürüklenir. Oradan kurtulmak isterken başlarına beklemedikleri şeyler geliyor.

Kimsesiz kalmalıydım. Yalnız olmalı ve kendimi karanlıkta kaybetmeliydim. Kendimi yok etmeliydim ve en önemlisi... aşık olmamalıydım. O gün omzumda onun nefesini hissettiğimde biliyordum her şeyi mahvedeceğimi. " Yakalandın mavi.." demişti karanlık bir sesle. " Artık olman gereken yerdesin." Olmam gereken yer neresiydi bilmiyordum ama o gün, beni tutsak bile etmeden onun yanında olmayı seçtiğimde aslında sadece pes etmiştim. Çünkü ben, Ben ne kaçacak kadar güçlü, ne savaşacak kadar cesurum. Ben nefes alıp ölmeyi beklerken dahi yenilenim. Ben Lema Güzayım. Ne yaşayanım. Ne de ölü olan.

Arka Kapak yazısı/ Watty kitap açıklama kısmı Küçük tatlı kuklalar şeytanın oyunundalar. Acı dolu haykırışlar, prangalar zaaflar. Kader ipleri örer, şeytan kahkaha atar. Yasaklar, günahlar insan en büyük günahkar. Ben canavarlar yaratmıştım. Tatlı masallara kan akıtmıştım. Bu benim avımdı, bu benim oyunumdu. Sen benim kuklamdın. Ta ki şeytan gülümseyene kadar. Şeytana güvenme. Şeytana güvenme. Şeytana güvenme. Kim kukla kim kuklacı Bunun cevabı içimizdeki canavarlara kalmıştı. "Şeytan kulağıma fısıldadı: sen benim kuklamsın, iplerin benim elimde. Bende şeytanın kulağına fısıldadım: İplerimi boğazına sardım, hançerim kalbinin üzerinde"

Kitap seri olacaktır.

ARA VERDİM KİTAB BİTMEDİ Küfür içerir Göksu`nun eskiden atayı istemeyip atanın ona dediği sözlerden etkilendiği için ata`ya aşık olmasıyla başlayan bir hikaye Gerçek ailem kitabıdır aynı zamanda

Tesadüfler gerçek miydi bilmiyorum ama bizi buluşturan şey kesinlikle tesadüf değildi. Bir amaç vardı. Normal denilemeyecek kadar anormal fakat anormal denilemeyecek kadar da normal bir hayat sürüyordum. Ta ki eğlenmek için gittiğim yerde asla unutamayacağım ve bırakamayacağım insanlarla tanışana kadar.

Bir varmış bir yokmuşla başlayan masallardan birinde; Büyünün bir asır önce öldüğü topraklarda yarı fey doğmuş. Kız serpilmiş, güzelleşmiş. Kendini kaderinin bilinmezliğinin ortasında buluvermiş, o günden sonra tek amacı hayatta kalmak olmuş. Arka Kapak: Velmoran topraklarında doğan Elaena Everglade, insanlar arasında bir gölge gibi yaşamayı öğrenmişti. Ama kanındaki fey mirası, ne kadar saklansa da bir gün uyanacaktı. Evlilik panayırında alınan bir karar, onun tüm dünyasını yıktı. Şimdi Fey kıtasında, Æthralon Akademisi`nin kadim sınavlarında, hem kendini hem de geçmişini kanıtlamak zorunda. Üç sınav, üç kapı, ve ardında gizlenen karanlık bir kader... Fakat bazı sırlar keşfedilmek için değil, gizli kalmak için yazılmıştır. Ve bazen kader, seni senin bile tanımadığın biri olmaya zorlar.

5 element gurubu (4 krallık) Ateş Su Toprak Hava Işık Burçlar ( element güçleri) Ejderhalar=( Ejderha bağı gücü) Dört başlı yılanlar(kanatlı) .............. Hydra ............... Ankalar ............................................................... Element akademisi( Savaşa hazırlık) ................................................................ * Ejderha bölümü * Deniz orkları bölümü *kâtip bölümü *Şifacı bölümü *Elemet bilimi bölümü *** Çürükler sınıfı ( Hiçbir bölüme giremeyenlerin atıldığı sınıf) ( Çürükler sınıfında olanlar yıl sonunda yeniden uygulamalı yada yazılı sınavlara girebilirler eğer hayatta kalanlar olursa) "Hep sıradan bir kolye olduğunu düşünmüştüm meğerse o kolye değilmiş anahtarmış"..... "Bu kolye cehennemin kapısı yani o FELAKETİN kapısı" Eğer açılırsa ki benim boynumda olması bile bir felakete sebeb olabilirdi ancak kolye sadece bende kalacaktı çünkü ben şuan ışık elementinden kalan tek kişiyim. Peki ya değilsem Işık krallığını getirirsem. Işık kırallığı belkide hala ayakta biz düştüklerini sandıysak Ben illaki bi çözüm bulabilirdim.... Tek bir cümle kaldı yüreğimde bi cümle "Ben ne anahtarın koruyan kişiyim ne de anahtarın süsü hayır ben anahtarın ta kendisiyim" ...🌠

Emma adlı bir küçük hanımefendi Astaroth denen bir varlıkla tanışır. En başta korktuğu canavar ona hayatında bolca yardımda bulunur. Her canavarda kötü mü olsun?

Melek fısıldadı "seni kurtarabilirim." şeytan gülümsedi " ben zaten kurtardım. İkisinde yalan söylüyordu ama bunu sadece biri biliyordu...

Natalia, halkı ve sevdiği adam için kendi hayatından vazgeçti ama henüz herşey bitmiş deil di, lanet li bir kalbi yalnızca laneti başlatan bitirebilirdi. Aşk, macera ve ihanetin olduğu bu hikayede; Lanet henüz son bulmamıştı....

"Belki taç, belki de kalp. Sadakatin ve dostluğun anahtarı nedir bilinmez. Gerçek felaket kuraklık veya yokluk değil. Gerçek felaket ancak ihanettir. İhaneti ihanet yapan sevdiklerimizdir Sinn. Sevdiklerimize güvenmek asıl felaketin kıvılcımlarıdır." Kayıp olduğu için Lıness krallığını kuraklık ile uçuruma sürükleyen tacı bulmaya çalışan Sinn, ilk uğradıkları yerde Seradiel Krallığında ünlü olan "Siyah Damar" ile karıştırılır ve bir suikastçı çetesi tarafından kaçırılır. Artık kısa süre olsa da onlarla çalışan Sinn, bu yolculukta aklının ucundan bile geçmeyecek gerçekleri öğrenmekle kalmaz, aklının ucundan geçmeyeceği kişiler tarafından ihanete uğrar. Yazarın bile yazarken ağzı bir karış açık kalacak ters köşelere ve ihanetlere HOŞ GELDİNİZZ!

Kendisinden 30 yıl önce ölmüş bir şarkıcıya aşık olan; Agnes Harons Bir gün uyandığında öldüğünü ve arafta olduğunu fark eder Bunun üzerine aşık olduğu şarkıcı; Darrel Wemdom`u bulmaya karar verir...

Nilda`nın baş komiserin ölümüne şahitliği ile hayatı tepe takla olur. Yılda bir kez gerçekleşen Pazvant toplantısı ile bir ruhu takip edip kendi kaderlerini bir Bodrum katında tabutlarla lanetlenerek yazarlar. Kendilerin bambaşka bir evrende bulduklarında artık onlara yardım edecek tek birşey vardı Glimmora`lar...

-Aptal sarışın...Bana ne yaptın sen ... Beni öyle bir kenetlenmişdi ki kendine , artık istesemde ayrılmazdım, ayrılmazdık Ama bunu yapmak zorundaydık _________________________________________ -Buraya gel velet -Haklısınız sonuçta benden okadar yaş büyüksünüz -Beni oraya getirtme -Gelirsen n`olurmuş -Öğrenmek istemezsin İ-stiyorum -Peki... Öperim kızım seni, hem bu sefer ne sen tutarsın beni ,nede ben kendimi tutarım... ________________________________________ -Bunu yapamazsın -Bal gibi de yaparım -Yap da görelim Dediğinde ona sinsice gülümseyip,yanımdaki adamı bana çevirdiğim gibi dudaklarına ilerledim. -S*ikt*r bunu sakın yapma ,dedi Fakat ben onu duymuyormuş gibi adamın yüzünü ellerimin arasına alıp Ares sayesinde onu öpüyormuş gibi görünmemi sağladım Haha,onu kızdırmak çok güzeldi.Oh olsun ona ayağını denk alacaktı...

Cansıkıntısına yazdım ama çok güzel oldu çünkü ben yazdım🙃

Bir lanetin kurabanı... Hiç bilmediğim haritada yeri olmayan bir diyar... Ve benn o lanete kurban edilmiş bir vâris... Aslıhan Karael

Vampir prenses ile Vampir avcısının hikâyesi

( Eleştirilere ve kimlere açığım 11 yaşındayım ve çizimlerin bana ait kitabımı okuyarak destek olursanız çok sevinirim teşekkürler)

Ay prensesi Flori ve dünyalı Yiğitin imkansız aşklarını konu eden. Sihirli, büyülü, fantastik ve inanılmaz bi evrenden gelen bu kitap, aşkın her zaman her yerde hüküm süreceğini anlatıyor.