Adam yatağında uyumaya çalışıyordu. Odanın derin sessizliği, karanlığın içinde nefes alıp verişini daha da ağırlaştırıyordu. Birden, yatağının hemen üstündeki pencereden sızan loş ışık perdeye vurdu. İnce kumaşın üzerine düşen şekil, yavaşça kıpırdayarak bir gölgeye dönüştü. Adamın kalbi hızlandı. Gözleri büyüdü, karanlık odada yalnız olmadığını fısıldayan o belirsiz siluete kilitlendi. Gölge, sanki nefes alıyor, sanki onu izliyordu. Yorganını yüzüne çekmek istedi ama kasları taş kesilmişti. Korku, yatağın soğuk çarşaflarından değil, geçmişten gelen karanlık bir sırdan yükseliyordu.

Mutlu son niye diyer sorar sanız kitapı okuyun

Yaşadığı zorlu bir hayatta, yaşam mücadelesi veren kadının yıllar önceki çocukluk arkadaşları ile karşılaşması

"...Acaba varoluşu tamamen acı sırlarla mı doluydu? Çözülmesi gereken bir sır mıydı yoksa açılmaması gereken bir günlük müydü?..."

Bazı geceler, sessizlik uyandırır. Bazı sabahlar ise hiç doğmaması gereken bir güne başlatır. Bir sokak... Yerde yatan bir beden... Ve geriye kalan tek şey: sorular. İlayda, sadece haber peşinde koşan bir muhabirdi. Ama o sabah, gördükleri ve öğrendikleri onu yalnızca bir hikâyenin değil, kendi hayatının da başkahramanı yaptı. Her adımda başka bir yalan, her yüzün ardında başka bir gölge vardı. Bu, yalnızca bir cinayetin değil, gerçeğin, güvenin ve insanın kendi karanlığıyla yüzleşmesinin hikâyesi. Çünkü bazen asıl korkman gereken katil değildir... Geride kalanlardır.

İKİ KİZ BİR CİNAYET SERİSİNE HOŞ GELDİNİZ 1. Kitap : Lara ve Merih... İki sevgili. Okulun ilk günü okula 2 genç kız katılır. Aylin ve Ayla. Bir kaç gün sonra Lara tuvalette bulunur. Kişi bulunmaya çalışırken okul müdürü Sedat`ın yaptıpı işler ortaya çıkar. Ardından da okulun bahçesinde bulunmaya başlar.

Bu kasabada herkes aynı hikayeyi anlatır. Aynı kelimeler, aynı cümleler, aynı son... Sanki ezberlenmiş bir masal gibi . Ama ben bu masala inanmadım. Bana hep burası güvenli dediler . Dışarısı tehlikeli. Burada kal , bizim gibi ol , bizim gibi yaşa. Ama ne kadar dinlemeye çalışsam da içimdeki ses susmadı. Fısıltılar arasında gizlenmiş boşlukları gördüm. Tutarsızlıkları , bastırılmış korkuyu, sessizlikten gelen çığlıkları... Sorular sormaya başladım. Önce fısıltıyla , sonra yüksek sesle. Ve işte o zaman her şey değişti. İnsanların gözlerindeki sıcaklık soğudu . Fısıldaşmalar kesildi. Sanki varlığım düzenleri bozan bir lekeydi. Beni dışlamaya, susturmaya , yok etmeye başladılar. Ama çok geçti. Çünkü artık gerçeği aramaktan vazgeçemezdim. Şimdi düşünüyorum da ... Beni buradan gitmek mi yok edecek yoksa kalmak mı ?

Annemin ölümü... Babamın cinayeti... Mahvolan eğitim hayatım... Ve beni motive eden, destekleyen halam... İşte onun sayesinde şimdi gazeteci olarak buradayım. Bir dolandırıcının haberini yapmak için gittiğim gece kulübünde dolandırıcı yerine cinayetlerin fotoğraflarıyla döndüm. Beni aldatan eski sözlümün tacizinden beni kurtaran o kahraman aslında aranan örgütün suikastcısı... SON MANŞET gizem, gerilim, sır, macera, ve daha birçok olayla karşı karşıya iyi keyifli okumalar... :)

"Karanfil yıldırım`ın hikâyesi... zenginliğin ortası da çürüyen bir evde, susayarak yok edilen bir kızın kendi kendini duymaya çalışmasıdır. Sevgiye aç, bağırışlara alışmış,terk edilen bir çocuğun kadın haliyle; hem geçmişin yarasıyla hem bu günün sessizliğiyle yaşamaya çalışır.

Küçüklük travmaları yüzünden mafyalık işlerine karışan Altuğ Demir,Baran Demir, Eda Karahan ve Aylin Tora peşlerinde büyük bir şirket olduklarından habersizdi.Her an ölebilir veya idam edilebilirlerdi fakat hiç bir şeyden korkmuyolardı hatta bu şirketin peşine düşmüşlerdi. Bu kadar şeyin içinde bir de Altuğ ve Eda`nın gizlice yaşadığı ilişkisi vardı.Neden mi gizli?Baran ve Aylin`in aşklarına engel olması yüzünden çünkü bu ciddi bir işti ve bu imkansız aşk işlerinin ciddiyetini bozardı. Bu macera mutlu sonla mı bitecekti yoksa gökyüzünde özgürlüklerini mi kutlayacaklardı... ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ 12 yaşındayım ilk kez kitap yazıyorum umarim beğenirsiniz ve destek olursanız sevinirim❤️‍🩹

Labubu `nun içinde kamera var mı? Labubu eskiden canavar mıydı? Bütün sorularınız bu kitabın içinde

İzmir’de yaşayan Zehra ve Sena adında üniversiteli iki kardeş vardı. Bu iki kardeş birbirine hiç benzemiyordu. Sena çok dışarı hayatı yaşayan bir kızdı ama Zehra tam tersine çok içeriye dönük bir kızdı. Okullar tatil olmuştu ve Sena’nın zoru ile bu iki kardeş tatile Antalya’ya gitmişlerdi ve orda bir restoranda yemek yerler ve ardından garip olaylar başlar.

7+ cocuklar için uygundur

Sırlar her zaman gün yüzüne çıkar...peki ya anılar?

"Önüme döndüğümde ise kitabımın üstünde bir not vardı. Daha demin kulağıma fısıldanan sözle aynıydı. Kırmızı mürekkeple ve büyük harflerle "ONU BANA GERİ VER!" Yazıyordu. Kırmızı mürekkebin tonu ise aynı kan rengi gibiydi. Bi` dakika bu kırmızı mürekkep değildi. Kandı..."

Kampta gördüğüm gizemli çocuk kimdi ve nereden çıkmıştı?,merakla onu tanımak istiyordum, sanki bir güç beni ona itiyordu...

Kimsesiz olan çağla tesadüfen karşılaştığı çağan demir ile yeni gerçekler öğrenir. Peki bunların hepsi bir tesadüf müydü? Çağan demir karanın ne gibi planları vardı?? ...

--- Sara’nın hayatı, annesinin ve kardeşinin Enver adında acımasız bir adam tarafından kaçırılmasıyla geri dönülmez şekilde değişir. Depoda yaşanan o gece, Sara’nın gözlerinin önünde annesinin alnından vurulmasıyla bir kabusa dönüşür. Artık Sara için hayat bitmiştir. İçindeki tek şey, annesinin kanıyla mühürlenmiş bir intikam yeminidir. Ancak Enver sıradan bir düşman değildir. Her hamlesi bir tuzaktır, her sözü Sara’yı daha derin bir karanlığa çeker. Sara hayatta kalmak ve kardeşini korumak için savaşırken, karşısına Ateş çıkar. Soğukkanlı, gizemli ve güçlü… Onun görevi Sara’yı korumaktır, ama Sara bunun sadece bir koruma hikâyesi olmadığını çok geçmeden anlar. Şimdi Sara, kalbini yakıp kavuran acının ve kanla yazılmış bir yeminle çıktığı yolun nereye varacağını seçmek zorundadır. Ya Enver`in kurduğu oyunda kaybolacak… ya da kendi karanlığından doğup intikamını alacaktır.

Gölgeler.. Yüzyıllardır var oldukları fısıldanan, ışığı çalan kadim varlıklar. Mira, sıradan bir hayat yaşarken kendini, kimsenin cesaret edemediği tehlikeli bir arayışın ortasında bulur: Gölgelerin sırrını çözmek. Acıların ardından tek inandığı şey Gölgelerin Saf olduğuydu. Yanında, geçmişi sırlarla örtülü tehlikeli bir yol arkadaşı; karşısında ise kim olduğunu bile bilmediği, her adımını izleyen düşmanlar vardır. Gerçek, sandığından daha karmaşık;kader, sandığından daha acımasızdır. Ve Mira, cevaplar ararken kendisi hakkında bile bilmediği büyük bir sırrın perdesini aralayacaktır.

İlk kitabım arkadaşlarım beğendi ve bende bu kitabı yazdım♥️❣️

Mevsim, geçmişinin zincirlerinden kurtulmaya çalışırken iplerin aslında hiç kopmadığını fark eder. Bir kuklanın iplerini tutmak kolaydır, peki ya kendi gölgesinin iplerini? Gizemin, dramın ve aşkın iç içe geçtiği bu hikâyede gerçek yüzler birer birer ortaya çıkacak.

"Geçmiş, geleceğin tekrarıdır."

Ben Lavin. Hayatım, o korkunç gece Aras`ın ailemi benden almasıyla paramparça oldu. Kan ve çığlıkların arasında, tek bir gerçek kaldı: Aras beni tutsak etti. Neden beni hayatta bıraktığını bilmiyorum, ama o andan itibaren dünyam, onun belirlediği sınırlar arasına sıkıştı. Burası bir hapishane; duvarları görünmez olsa da, ruhumu sıkıca saran bir pranga. Her gün, ailemin yokluğunun acısı içimde bir volkan gibi yanıyor. Gözlerimi kapattığımda son anları, onların gülüşlerini, bana uzanan ellerini görüyorum. Sonra Aras`ın gölgesi düşüyor bu anıların üzerine, her şeyi karartıyor. Onu anlamaya çalışıyorum; neden bu kötülüğü yaptı, bende ne bulduğunu... Ama her cevap arayışım, yeni bir bilinmezliğin kapısını aralıyor. Bu tutsaklık, sadece fiziksel bir esaret değil. İçimde bir savaş var; kurban olmayı reddeden bir parça ile umutsuzluğa kapılmaya çalışan bir parça arasında gidip geliyorum. Ama biliyorum ki, hayatta kalmak zorundayım. Belki de bu hayatta kalma çabam, Aras`ın bana biçtiği kaderi değiştirmemin tek yolu. Belki de bu esaretin içinde, kendi özgürlüğümün anahtarını bulabilirim. Her yeni gün, bir adım daha yaklaşıyorum sırra. Aras`ın sırlarına, aileme olanlara... Ve belki de en önemlisi, kendi gücümün sırrına. Bu benim hikayem. Bir kurbanın değil, hayatta kalmaya ve hesap sormaya yemin etmiş bir kadının hikayesi.

BU KİTAP DÜZENLENMEK ÜZERE TASLAKLARA ALINMIŞTIR YAKINDA TEKRAR PAYLAŞILACAKTIR. ANLAYIŞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM Otuzuncu yaşımın sonu onuncu yaşımın başlangıcı oldu. Tanrı tarafından bana yeni bir hayat bahşedildi. Ve ben bu ikinci şansı bu hayatımda kaybetmemek için kullanacağım Ben bu hayatımda kaybetmeyeceğim

Bu kitabın sadece girişidir devamı gelecektir. İyi okumalar dilerim