
Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar ✨️
Meriç
Elimdeki kalemi sallayarak oturduğum yerden dışarıda eğitimdeki askerleri izliyordum. Bugün kimse bana ihtiyaç duymazsa odadan çıkmayı planlamıyordum. Alan taraması için uçuşta yoktu. Görünürde göreve gidecek bir tim de olmadığı için planım işler gibi duruyordu.
Çalan kapıyla bakışlarımı camdan çekip kalemi elimden bıraktım. Allah'ım lütfen evrak işi olsun, lütfen.
"Gel."
İçeri giren asker selam verip "Komutanım, Yağız Yüzbaşı sizi emrettiler." dedi. Beni zaten bu boş günümde kim rahatsız edebilir ki başka.
"Nerede odasında mı?"
"Evet komutanım."
"Tamam çıkabilirsin asker."
"Emredersiniz komutanım."
Asker odadan çıktıktan sonra oturduğum sandalyeden kalkıp tulumu düzelttim ve odadan çıktım.
Bugün onunla daha sakin daha ılımlı konuşmaya karar vermiştim. Ne olursa olsun o benim komutanımdı. Ona karşı çıkmak saygısızlık olurdu. Yağız Komutana saygısızlığı geçtim kendime yediremiyordum. Karakterime tersti.
Ondan hoşlanmıyor olabilirdim. Bunu içimde tutup kendime saklamalıydım.
Kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp çaldım. İçeriden gel komutunu duyunca içeriye girdim ve selam verdim.
"Beni emretmişsiniz ,komutanım."
"Yeni gelen askerlerle ilgilenmeni isteyecektim, Üsteğmen."
"Görevlerim-"
"Emrediyorum. Sende onların komutanlarındansın."
Derin bir nefes alıp "Emredersiniz komutanım." dedim. Masada duran dosyayı eline alarak bana uzattı. Dosyayı elinden alıp içine baktım.
"Burada eğitimle ilgili bilgiler var. Öğle yemeğinden sonra koşuyla başlarsınız."
"Emredersiniz."
"Üste ilgilenmen gereken bir şey olursa haber verirsin bana."
"Emredersiniz."
Sandalyesinden kalktı. Masanın arkasından çıkıp tam önümde durdur.
"Dünden bugüne uysallaştın mı sen?"
"Hayır. Dediğiniz gibi siz benim üssümsünüz. Herhangi bir karşı tepki vermem doğru değildi."
Yağız Komutan bana kaşlarını kaldırarak baktı.
"İyi en azından söylediklerimi dinliyorsun."
Gözlerimin içine bakarak kurduğu cümleye tepki vermemiştim.
"Çıkabilirsin Üsteğmen."
Selam verip odadan çıktım.
"En azından lafını dinliyormuşum. Sağol ya."
Elimdeki dosyaya bakıp sinirle nefes aldım. Benim işim miydi bu? Versene karacılardan birine. Manyak herif illa bana yaptıracak.
Öğle yemeğinden sonra içtima alanında toplanmıştı askerler. Başçavuş başlarında dikilirken sakin adımlarla onların yanına yürüyordum. Yanlarına geldiğimde Başçavuş selam verip yerine geçti.
Askerlere dönüp bağırarak "Hazır ol, rahat. Rahatta beni dinle." dedim. Bunlar art arda söylenmiyordu kesin ama şu an buna takılmayacaktım.
"Üsteğmen Pilot Meriç. Bugünlük sizin eğitim komutanınız benim. "
Askerlere göz gezdirirken çimenlerin oradaki ağaca yaslanmış tanıdık yüzle kaşlarımı iyice çattım. Manyak herif başka işi yokmuş gibi gelmiş beni izliyordu.
"Öğle koşusundan sonra görevlendirme yapacağım. Koşu hizasına geçin."
Askerler hızla sıraya geçerken başçavuş yanıma çağırdım.
"Önden sen koşarsın. Ben koşuya katılmayacağım. "
"Komutanım koşarım da Yağız Yüzbaşı sizin koşuda olmanızı emretti."
Hâlâ ağaçların orada duran adama baktım. Çavuşun omzuna dokunup Yağız Komutana doğru yürümeye başladım.
Yanına gittikten sonra selam verip "Komutanım emrimde olan askerlerle ben ilgilensem daha iyi olur." dedim.
"Emrindeki askere bir şey demiyorum ki. Kendi emrimde olan askere yani sana diyorum. Koşacaksın diye."
"Ben koşu sırasındayken üste bana ihtiyaç olsa, üssü geçtim pilota ihtiyaç olsa benim yerime siz mi gideceksiniz komutanım?"
"Bence koşudan ayrılıp gitsen sorun olmaz."
Bu adamın benim canımla kastı mı var?
"Emredersiniz komutanım."
Selam verip yanından ayrılırken bize doğru koşarak gelen Asım'la Yağız Komutana baktım.
Asım nefes nefes yanımıza geldiğinde selam verip konuşmaya çalıştı.
"Önce bir soluklan Asım. "
Soluklandıktan sonra konuşmaya başladı.
"Komutanım şimdi haber geldi. Diyarbakır üssünden havalanan F16 tipli uçak havada arızalanmış. Bulunduğu konum bize daha yakınmış. Pilotun atlama ihtimaline karşı helikopter havalandırmak istiyorlar. Şu an taburdaki tek pilot sizsiniz. Atlamazsa buraya indirmeye çalışacak ya da.."
"Tamam Asım gidelim."
Yağız Komutana baktığımda kafasıyla git işareti yaptı. Hızlı adımlarla üsse giderken Asım'a döndüm.
"Pilotla konuştunuz mu?"
"Bekir Başçavuş buraya gelmeden önce konuşuyordu."
Üsse gittim an helikoptere doğru yöneldim. Yanında duran askerler bana kaskımı verirken bir yandan da bilgilendirme yapıyorlardı. Bekir geldiğinde ona döndüm.
"Komutanım, atlamaya niyeti yok. Uçağı sağlam indiremez."
"Ver ben de konuşayım."
Telsizi ondandan alırken "Adı ne?" diye sordum. Hepsi birbirine bakarken sinirle "Bir soru sordum." dedim.
"Yüzbaşı Yağmur GÖKSEL komutanım. Kardeşinizin uçağı."
Duyduğum isimle hızla telsizi aldım.
"Yağmur."
"Meriç."
"Helikoptere biniyorum. En müsait yerde atlayacaksın. Alacağım seni."
"Atlayamam Meriç."
Bir yandan helikoptere binerken bir yandan da Yağmur'la konuşuyordum.
"Ne demek atlayamam. Uçağı sağlam indirme şansın yok. Deli deli konuşma."
Telsizi Bekir'e uzatıp helikopterdeki telsizi bağladım. Helikopter havalanmadan önce üsse gelen Yağız Komutanı gördüm. Elinde başka bir kaskla bana doğru koşuyordu.
"İndirebilirim. "
"Çok hızlısın. İndiği an alev alacak."
"Alevlerden kurtulur. Atlarsam kurtulmaz."
"Alevlerden sen nasıl kurtulacaksın Yağmur?"
Yanımda hissettiğim hareketlenmeyle sağıma döndüm. Yağız Komutan kaskını kafasına takmış bana bakıyordu. Ona bir şey söylemeden helikopteri havalandırdım.
"Onca yetimin, şehidin hakkı var bu uçakta. Nasıl atlayayım?"
Şakaklarımı ovarken sakin olmaya çalışıyordum.
"Siz niye bindiniz helikoptere?"
"Uçak kardeşininmiş. Tek gitmene izin veremezdim."
"Atlamayacak."
Yağmur'un olduğu yere yaklaşlırken hayatımda ilk defa korktuğumu hissetim.
"Sen olsan atlar mıydın?"
Yağız Komutanın sorusuyla ona döndüm.
"Sorun da bu ya. Atlamazdım. Hiçbir pilot uçağı terk etmek istemez ama her pilot diğer pilot atlasın diye onu ikna etmeye çalışır."
"İkna etmeye çalışmak yerine kardeşini anlamaya çalış. Ne olursa olsun onu kurtaracağız. Abisisin sen onun."
"Büyük olan o. "
"Bunu mu tartışacağız?"
Gülümseyip tekrar Yağmur'a döndüm.
"Yaklaşıyorum."
"Kızıyor musun bana?"
"Hayır. Çünkü ben de aynısını yapardım."
Diğer telsizdrn gelen uyarı ile Yağmur'u sessiz hale getirdim.
"Ne oldu Bekir?"
"Buradaki her şey hazır komutanım. Ama buraya gelmeden uçak habada ateş alabilir. Motor fazla ısınmış görünüyor."
Hızla tekrar Yağmur'a geçtim.
"Motor.."
".. fazla ısındı. Biliyorum."
Sesinin titrediğini fark ettiğim de gözümden bir damla yaş aktı.
"İndiremeyeceğim. Atlamamam intihar olur değil mi?"
"Yağmur, gözünü seveyim atlamak için hazırlan. Çok yakınım sana."
"Vedalaşayım. Atlayacağım."
Duyduğum şeyle Yağız Komutana döndüm.
"Atlayacak."
O hemen Bekirlere haber verdi. O sırada Yağmur'un uçağı radarıma girmişti
"Meriç yakında mısın?"
"Evet."
"Üç diyince atlayacağım. "
"Tamam."
Uçağı karşımda gördüğüm sırada geri saymadan direkt üç demiş ve atlamıştı. O atladığı sırada uçak ateş almıştı.
Yağmur'un indiği yeri radarla tespit edip o bölgeye yakın yere doğru alçalmaya başladım.
"Yağmur duyuyor musun beni?"
Birkaç saniye sonra karşı taraftan ses geldi.
"Duyuyorum. Görüyorum da."
"Halat atacağız onunla geçersin yukarıya."
"Tamam."
Yağız Komutan hızla arka tarafa geçip halatı aşağıya sarkıttı.
Yağmur'u alıp tabura gelmiştik. Onu hemen revire götürmüşlerdi. Bende sırtımı helikoptere yaslayıp yerde oturmuştum. Kasmıma bakarak olanları sindirmeye çalışırken Yağız Komutan da yanıma oturmuştu.
"Kardeşinin yanına gitmiyor musun?"
"Biraz sakinleşip öyle gideceğim komutanım."
"İyi iş çıkardın yukarda. Bir an bile panikleyip yanlış bir şey yapmadın."
"Uçaktaki öz kardeşim olmasa bile bir şey değişmezdi. Hepsi kardeşim onların."
Gülümsediğinde tuhaf hissetmiştim. Tarif edemediğim bir tuhaflık.
"Senden şüphe duyduğum için özür dilerim. "
Omzuma art arda iki defa vurup ayağa kalktı.
"Timi ve kendimi emanet edecek daha iyi bir pilot bulamazdım."
Umarım uzun olduğu için atlanmaz bazı kısımlar 😭
Bu arada aklınızda model varsa fikir alabilirim 🥹
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |