YARIŞ PİSTİNDE BAŞLAYAN AŞK

“Annesi tarafından terk edilmiş ve alkolik, agresif babasının sevgisizliğinde büyüyen 16 yaşındaki lise öğrencisi bir kız, okulun motorcu grubunun nefretini kazanan liderine umutsuzca aşık olur. Kızın bu yasak aşkının babası tarafından öğrenilmesi, zaten şiddet dolu olan evdeki durumu bir krize sokar ve kızın hayatını tehlikeye atar. Bu tehlike, hem kıza aşık olduğu çocuğun duvarlarını yıkmasına hem de ikilinin hayatlarının keskin bir şekilde değişmesine neden olacaktır.” !Dikkat!Bu kitapta olumsuz sahneler,argo kelimeler bulunabilir!

Geçmişinden tamamen uzaklaşıp, dağın tepesinde herkesten uzak yaşayan adam hiç tanımadığı bir kızı korumak için bıraktığı geçmişine geri döner.

İlk kitaabımm inşallah beğenirsiniz

Bazı karanlıklar, bir daha çıkamayacağın kadar derindir. Esin Vural... Narkotik şubenin en zeki, en soğukkanlı dedektifi. Kurallara bağlı, geçmişe kapalı. Ta ki bir soruşturmanın ortasında, yıllar önce sadece bir gece tanıdığı o adamla tekrar karşılaşana dek. Araf Azer Karzun... Bir zamanlar yeraltı dünyasının karanlığında yaşayan, sonra her şeyi bırakıp kayıplara karışan bir adam. Ama intikam denen yara, kapanmadan kanamaya devam eder. Ve şimdi, aynı çeteye karşı yolları kesiştiğinde, Esin’le arasında kalmış geçmiş kadar, gelecek de tehlikeye girecek. O gece sustular. Bu kez konuşurlarsa, hem hayatları hem de kalpleri yanacak. Polisiye, tutku ve intikamın iç içe geçtiği bu hikâyede, kim dost kim düşman bilinmez. Çünkü bu dünyada adalet gri, aşksa ölümcül olabilir.

Kamera güzel çiçeklerin üzerine gözük yüzüne baktıktan sonra döndü papatya Çiçekler çok güzeldi kamera biraz oynadı ve yanında mavi zarif bir elbise giymiş doğal sarı saçlı 15-16 yaşlarındaki kızı gösterdi kız öyle ki çiçeklere bakıyordu ama birden gök gürledi yağmur yağmaya başladı kız hala orada duruyordu birden kız da ağlamaya başladı gözlerinden boncuk boncuk yaşlar akıyordu derken 45-50 yaşlarında bir adam elinde Bembeyaz bir şemsiye ile geldi şemsiye kızın üzerine tuttu ve ıslanmasını önledi kız ağlamayı bırakıp kahkaha attı ve Gülümsedi sonra Gülümsemesi soldu ve Şemsiyeden kanlar dökülmeye başladı kamera döndü ve şemsiye tutan adamdan başka 4 tane daha adam vardı Onların da Gözleri Kan çanağına dönmüştü İşte hikayemiz

Bazı hikâyeler fısıltıyla başlar… Çığlık olmaya cesareti olmayan, ama içten içe haykıran cümlelerle. Bazı hayatlar ise yaşanmaktan çok, taşınır. Her adımda biraz daha eksilir insan; ama yine de yürür. Çünkü bazen en büyük savaş, nefes almaya devam etmektir. Burada dertler bitmiyor, yara izleri dokundukça acıyor, umutlar kırık dökük, sessizlikler ise ağır. Ölüme âşık bir kadınla onu hayatta tutmaya çalışan bir adamın hikâyesi, kaldığı yerden daha keskin sırlarla, daha büyük bedellerle devam ediyor. Bu ne tam bir kurtuluş hikâyesi ne de sıradan bir aşk masalı… Bu, karanlıkla ışığın birbirine karıştığı, kalplerin hem savaş hem sığınak olduğu bir yolculuk. Harplar her zaman yaşatmak için verilmez; bazen de birlikte yanmayı göze alanlar içindir.

İz aynı adı gibi Kılıç`ın kalbinde iz bırakmışdı... Bir intikam hikâyesi🔥 Avukat - Kumarhane Mafyası

YARIN GİRİŞ BÖLÜMÜYLE SİZLERLE

D. A. P. “Birçok aileden satın alınan veletler. Hangi aile sahip olduğu şeyi satmak isterdi ki? Deli insanlar... Şu andan itibaren hepsi artık benim askerimdi, benim canavar askerlerim” -Şahin Şah Biz çocuk değildik, birer proje dosyasıydık; duygular ilk maddede silinmişti. Evet, bizler canavar ailelerin canavar çocuklarıydık... bizler canavarların eserleri canavar yaratıklardık. Peki ya bizler kimiz? -Denek 05 Pulya Çocuk yaşta satılıp duygularından arındırılan gençler, acımasız birer ölüm makinesine dönüştürülür. Verena, geçmişin izleriyle soğuk, zeki ve ölümcül bir suikastçidir. Ezeli düşmanı Aral’la birlikte İtalyan mafya lideri Antonio De Luca’yı öldürmekle görevlendirilir. Bu karanlık dünyada tek bir soru vardır: Kim canavar, kim insan?

Kitabın baş karekteri olan Esin İletürk`ün kendini korumak için boksör olması ve çocukluk aşkı olan Aras Demiray`la tekrar karşılaşması, kötü karakter olan Yaşar Karayılan`la beraber başa çıkmaları . Çok gizli bir operasyon HAYAT OPERASYONUNA katılmaları ve mitle beraber hareket etmeye başlamaları. Kitabın Diğer Karakterleri: EYLÜL TURAN: Mit Mensubu SİBEL AKKURT: Mit Mensubu EFSUN TUNAOĞLU: Savcı ASEL KARACA: Komiser UMAY KILINÇ: Askeri Doktor ZEHRA ÖZYILDIZ: Savcı EMRE İLETÜRK: Doktor(Esin`in Kardeşi) SİRAÇ AKKURT: SÖH(Sibel`in Abisi) BÜŞRA BADDAL: PÖH KARAN İLETÜRK: Emliyet Müdürü(Esin`in Abisi) POLAT GİRAY ŞAHİN: Başkomiser EREN KARABULUT: Polis keyifli okumalar umarım beyenirsiniz takip etmeyi unutmayın YAZAR: GİZLİ ÇİÇEK...

Kan ve Taht - Şehir, kanla yazılmış bir hikayeye tanıklık ediyor. Kuzgun, ölümün ve işkencenin ustası, silahını değil, korkuyu bir araç olarak kullanarak kurbanlarını avlıyor. Her adımı, karanlık bir dünyada yankı buluyor. Fakat Kraliçe, mafya dünyasının güçlü ve zarif lideri, onun için bir engel değil, bir hedef. Onun adı bile, sokaklarda yankı bulurken, Kuzgun`un hayatında yerini almak için yavaşça ilerliyor. Farklı dünyaların askerleri olan ikisi de birbirinin zayıf yönlerini keşfetmeye başladığında, yalnızca ölüm değil, duygular da devreye giriyor. Tahtını korumaya çalışan bir mafya lideri ve gölgelerde varlığını sürdüren bir suikastçı, aynı oyunun parçası olduklarını anlamaya başlayacaklar. Ama bu kez, kimin av, kimin avcı olduğu hiç belli olmayacak... Wattpad yazar:QueenIzrs Kitappad`de yayınlanma tarihi: 25.04.2025

Kardeş olan ipek ve Mete birbirlerindrn asla vazgeçmeyecek

Ailenin tek kızı ancak ailesi ile arası pek iyi değil , birgün haberlerde yaşadağı şehirden bahseden bir haber görür ve haberde kayıp bir seri katilden bahsediliyordur herşey o saniyeden sonra başlar. Ancak tek sorun o değildir. Ailesi gün geçtikçe garipleşir

“Fırtına Çetesi", lisenin arka sokaklarında ve terk edilmiş binalarında hüküm süren, kuralları hiçe sayan 7 kişilik bir bisiklet grubudur. Onlar, ailelerinin veya okulun beklentilerinden kaçan, bisikletlerinin tekerlek seslerinde teselli bulan "serserilerdir". Her birinin sırtında, onları bu sert hayata iten derin bir yara izi vardır.”

Geçmişini unutmak isteyen Gizem ve hayatı bir teklifle tamamen değişen bir hayatın hikayesi. Yeni bir aile, dostluk, macera , gizem…

Instagram:azimet340 ( KISA HİKAYE ) KİTAP KAPAK: hayalliruzgarlar. Wattpad de KİRALIK (EJDER) İsimli ilk kitap. Tüm hakları saklı ve tarafıma aittir. En ufak kopyalama ve ya çalınma yada taklit olursa gereken yapılacaktır. düşünceler, öğeler sahneler içermektedir. Bunu göz önünde bulundurarak okuyunuz. Keyifli okumalar diliyorum. BEN BİR EJDERHAYIM. Kiralık bir katil. Parasını veren herkes için çalışabilir. Ya parasını peşin peşin aldığı, öldürmesi gereken kişiye aşık olursa? Ya bu işi bırakmak istiyorsa. Ya temiz bir gelecek için gereken tek şey sol yanına bir kurşu yiyip ölmekse..!

Instagram: azimet340 Dünyadaki tek desteği annesinin canına karşılık ülkenin en iyi iş adamının canı. Leyla annesinin canına karşılık Baran`ın canını almak isteyenlere yardım etmek zorunda. Can almadan can vermek, hemde kendi canı tehlikedeyken. ***** Hem Erol hem Batuhan silahlarını anında kıza doğrulturken, Baran elinde sigara hiç istifini bozmadı. " Uzak durun! İndirin silahları yoksa acımam! " Baran kaşları çatık kıza bakmaya devam etti. Kızıl saçının birazı yüzüne gelmişti yine. Gözleri elaydı. Teni beyaz dudakları soluk kırmızıydı. Kan kaybettiği için olmalıydı. Kimseden çıt çıkmıyordu. " Hanginiz vurdu lan beni." Dedi kız bir önünde duran adama, bir karşındaki Batuhan`a bakarak. " Siksinler böyle şansı." Dedi kız Baran`ın gözlerine bakarak. " İyilik yaptık diye bir kurşun yemediğim kalmıştı. Oda oldu. Bir daha iyilik yapanın... Oyunlar, planlar, yalanlar. Yalan söylemek yada rol yapmak hiç birşey. Önemli olan söylediğin yalanları unutmamaktır. Oyun içinde oyun... Peki kim kime oynuyor. Leyla Demirer. Baran Karamanoğlu.

Bir lise gezisi, sıradan bir macera olacaktı... Ta ki dünya, ölülerin uyanışıyla karanlığa gömülene kaDar

Kitaptaki kişi ve olaylar hayal ürünüdür. Telif hakları şahsıma aittir.

Karanlığa gömülen şehrin üzerinde şimşekler dans ediyordu. Gök gürültüsü ise sağır eden cinstendi. Sanki ben konuşmadıkça gökyüzü konuşuyor, günahlarımı haykırıyordu adeta. İçimde... Beyaz ve Siyah. Aydınlık ve Karanlık vardı. Hangisinin büyüklüğü daha fazla kestiremiyorum. Terasta duyduğum adım sesleriyle irkilerek çıkışa doğru döndüm. Karan... Panikle geri adım atsamda terasın pervazına yaslanmıştım. Kaçışım yok. Kalbim deli gibi atarken telaşla bir çıkış yolu arıyordum. Ben kafamda bahaneler sıralarken o çoktan sınırlarımı ihlal etmiş bana yaklaşmıştı bile. "Saye!" Kullanmadığım ikinci ismimle seslenince tüylerim diken diken oldu. Herkes, "İclal" olan ilk ismimle seslenirdi. O beni tanıdığından beri hep ıslarla "Saye" diye seslenip durdu. "Bu havada ancak senin gibi biri, bu gökyüzüne kadar uzanan binanın terasına çıkar." Eliyle yanağımı okşamaya başlayınca bir an kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissettim. "Saye, sen gerçeği benden ne kadar saklarsan sakla." yüzünü yüzüme yakınlaştırarak "Gözlerinin ardında ki gerçek yüzünü görüyorum." Ve tekrar yineledi sözlerini "Sakladığın o yüzü görüyorum.! "

“On sekiz yaşındaki Eylül, çocukluğundan beri tekerlekli sandalyeye mahkûm, ancak zekâsı ve içindeki yaşama arzusuyla parlayan genç bir kadındır. Dış dünya ile en güçlü bağı, edebiyat ve felsefeye olan tutkusudur. Zorlu bir fiziksel durumla mücadelesine rağmen, hayalleri ve hedefleri vardır. Hayatı, üniversitenin ilk yılında, zorunlu bir "Eleştirel Düşünme" dersinde tanıştığı genç ve karizmatik edebiyat öğretmeni Demir ile kesişir. Demir, sadece bilgisiyle değil, öğrencilerine ilham veren, tutkulu ve ulaşılmaz duruşuyla da dikkat çeker. Eylül`ün keskin zekâsını ve derin yorumlarını hemen fark eder. Eylül, zamanla Demir`e karşı hissettiği hayranlığın, yasak ve yoğun bir aşka dönüştüğünü fark eder. Onun derslerini dört gözle bekler, her kelimesine, her jestine anlam yükler. Demir ise, mesleki sınırlarını korumaya çalışsa da, Eylül`ün ateşli zekâsına ve hayatla mücadelesindeki güce kayıtsız kalamaz. Ona özel bir ilgi gösterir, ders dışında okuma materyalleri verir ve felsefi tartışmalara teşvik eder. Bu özel ilgi, hem Eylül`ün umutlarını besler hem de kampüs dedikodularının fitilini ateşler.”

Karanlıkta gölge olmaz ama bu biraz farklı

“Arden, nam-ı diğer Alacakurt, yıllardır peşinde olduğu intikamın son aşamasına gelir. Hedefinin kalbine sızmak için, onun en değerli ve korunaklı varlığı olan Alya`yı kullanmaya karar verir. Alya`nın kusursuz ve pırıltılı buz pateni dünyası, Arden`in karanlık ve kanlı dünyasıyla taban tabana zıttır. Arden, sahte bir kimlikle Alya`nın hayatına girer. Amacı, ona yakınlaşmak, güvenini kazanmak ve kurbanını en zayıf noktasından vuracak istihbaratı toplamaktır. Ancak, Alya`nın buz pistindeki zarafetinin ardındaki kırılganlığı ve beklenmedik gücü, Arden`in yıllar önce dondurduğu kalbine sızmaya başlar. İki karakter de bir yalan üzerine kurulu, tehlikeli bir dansa başlar. Arden, onu yok etmek üzere olduğu kadına karşı hisler beslemeye başlarken, Alya da Arden`in tehlikeli çekiciliğine kapılır ve onun karanlık sırlarından şüphelenmeye başlar.” !Dikkat!Bu kitapta olumsuz sahne,argo kelimeler bulunabilir!

Hepimiz bir şeyler dileriz. Kaybettiklerimiz için, kendimiz ya da tanımadığımız insanlar için. Fakat bu dilekler uğruna savaşmak çok zordur.