devam ediyor 20dk önce güncellendi
İHANETİN ARDINDA
@nurutoo
Okuma
351
Oy
40
Takip
12
Yorum
55
Bölüm
12
Roza derin bir nefes çekip fısıldayarak konuşmuştu. "Ben senin için kendimden bile vazgeçmişken, sen benden bile vazgeçmişsin. Ayıbım bana ahım sana kalsın." Diyerek odasına ilerleyip uyumuştu.
Bazı acılar vardır ki insanın içine sessizce işler; ne bağırır ne çağırır ama her nefeste biraz daha derine iner. İki gencinki de öyleydi işte. Adını koyamadıkları bir boşlukta uyanıyorlardı her sabah; kalabalıklar arasından kaybolmuş bir yalnızlık gibi, kendi içinde susan bir çığlıkla... oysa başlarda her şey masumdu. Bir tebessümle başlayan yolculuk, bir çift gözde vadedilmiş cennet... Zannettiler ki, o elleri tutarken bırakmaz, gözler bakarken yalanlar söylenmez.
Ama yanılmışlardı. Hem de en derininden.
İhanet, bir yabancıdan gelseydi belki bu kadar yakmazdı içlerini. Ama sevdiği, güvendiği, gözünün içine bakıp "sana zara vermem" diyen... işte o kişilerdi, kalplerine en keskin hançeri saplayanlar. Geceler boyu onlarla kurdukları hayaller şimdi birer enkazdı. Sevda sandıkları şeyin altından yalanlar çıkmış, umutla ördükleri anıları şimdi sadece canlarını yakan hatırlatmalara dönüşmüştü. Ve o an anladı Dewran "Elini tuttuğum gün, kalbimi bıraktığımı biliyordum," dedi kendi kendine, gözlerini ufka dikmiş halde. "Meğer insan en çok, en çok güvendiği yerden yara alırmış." Sustu sonra. Çünkü bazı cümleler vardır, suskunluğun bile daha çok şey anlattığı... Ve bazı aşklar sadece acıyla hatırlanır.
Aşkına ihanet edilmiş iki genç. İki yanan yürek ve bunlardan bağımsız olan diğer iki genç ile karşılaşırsa neler olur. Birbirinden bağımsız iki hikaye ama aynı acı...