[ dağ ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 18s önce güncellendi
UZAKTAKİ SES
@sidelyacicegi
Okuma
152.33k
Oy
14.5k
Takip
1.15k
Yorum
15.94k
Bölüm
166
ÖNCELİKLE HİKAYEDE GEÇECEK OLAN YERLERİN HİÇBİR KİŞİ, KURUM, KURULUŞ, YER VE MEKANLARLA ALAKASI YOKTUR.
HİKAYEDE GEÇECEK OLAN ŞEHİRDEKİ KÖY İSMİ GERÇEK DEĞİLDİR GERÇEK HİÇBİR KİŞİ, KURUM VE KURULUŞ İSMİ KULLANILMAYACAKTIR. SADECE GÜNÜMÜZDEKİ OLAYLARDAN İLHAM ALINARAK ÖĞRETMEN VE ASKER KURGUSU KALEME ALINACAKTIR.
HİKAYEDE GEÇECEK OLAN HER ŞEY GERÇEK İSİMLERİYLE DEĞİL ONLARIN BENZERLERİNDEN ÜRETİLMİŞ YENİ İSİMLERLE ANLATILACAKTIR.
UZAKTAKİ SES (7 KİŞİLİK SERİSİ)
SEVDİĞİN KADININ 7 KİŞİLİKLİ, ÇOKLU KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLDUĞUNU ÖĞRENSEN YİNE DE SEVMEYE DEVAM EDER MİYDİN?
SEVDİĞİN ADAM SENİ ARKASINDA BIRAKMAMAK İÇİN SENDEN VAZGEÇSE NE KADAR DAYANABİLİRDİN?
Çocukluğundan bu yana Öğretmen olmak isteyen, Sare Lia Saruhan okulu bitirdikten hemen sonra atanmak için çok fazla emek ve çaba sarfetmişti ve fırsat karşısına 2 yıl sonra 24 yaşında genç bir öğretmen olarak Şırnak’ın Çakırdere köyündeki bir köy okulunda çıkmıştı. Peki kendisinden olmayanı kabullenmeyen, yabancıyı istemeyen Çakırdere köyünde ne zamana kadar güvenle yaşayabilirdi? Teroristlerin hedefi olduğunda Öğretmenliğe devam etmek ister miydi?
Göğsündeki bayrağı gururla taşıyan, yetimhaneden çıktığında üniversiteyi bitirip sonrasında asker olma hayalini gerçekleştiren Yüzbaşı Tuna kızılhan, girdiği her mücadeleden timiyle birlikte zaferle gelmişti vatanı için gurur kaynağı olan yalnız bir adamdı göğsünde bugüne dek taşıdığı tek bir aşk vardı o da vatanına olan aşkıydı. Peki ya beklenmedik bir his kalbine süzüldüğünde bu hisse karşı galip gelebilir miydi?
7 KİŞİLİKLİ BİR KIZ VE HAYATSIZ VE ROBOT DİYE ANILAN ÖĞRETMEN VE YÜZBAŞININ HİKAYESİ🪖👩🏻🏫
devam ediyor 3h önce güncellendi
UÇURUM -Askeri kurgu
@melantha_viella
Okuma
55
Oy
9
Takip
5
Yorum
1
Bölüm
4
Geçmişinin acısıyla birlikte hep aynı yerde bekleyen kadın.
Dağlarda, tek başına görev alan bu kadın artık Buğz timinin bir parçasıydı fakat herkesin düşündüğü gibi sadece bir asker değildi.
Bu timde olmasının sebebi göreviydi ve o, görevi ne olursa olsun yapmaya yemin etmişti.
devam ediyor 2a önce güncellendi
Vatanım Sensin
@mavilendinsekerim
Okuma
66
Oy
25
Takip
3
Yorum
7
Bölüm
4
"İnsan büyür beşikte mezarda yatmak için, kahraman can verir yurdu yaşatmak için."
Tepegöz adında bir örgüt liderinin yakalanması için 2 Tim verilmiştir ilk tim Gökçen Timi Sabiha Gökçen anısına Gökçen adı verilmiştir. İkinci tim Halis Timi Ömer Halis Demir anısına bu isim verilmiştir.
Bu 2 Tim tepegöz adlı örgüt liderini yakalamaya çalışmalarının nedeni, sınırda ki silah yasaklı madde vb. Şeylerin önüne geçmesi için peşindelerdir.
Gökçen Timi`nin Komutanı Asena Türksoy
Halis Timi`nin Komutanı Altay Baybarstır.
Kahramalar can verecekse bu yolda Vatanı düşmana vermemek içindir, nice şehit gördüm cennet onların Vatanından sonra ki evidir.
Eviniz Önce Vatanınızdır. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Paşa`nın bir sözü vardır.
-Vatanını seven görevini en iyi yapandır.
(Bu kitap askeri kurgudur isimler şehitlerden alınmıştır umarım bu kitap tutar beni desteklerseniz sevinirim kendinize iyi bakın.🤍)
devam ediyor 6a önce güncellendi
KARAZAR
@ilaztk
Okuma
2
Oy
1
Takip
1
Yorum
0
Bölüm
1
Bir umuttu onu aramak, umuduydu bu dağlar. Umut güzeldi. Bir fotoğrafa ne kadar bakılabilirse o kadar baktı. Uzun uzun inceledi fotoğrafı, ilmek ilmek işledi onu yeniden.
Dağların yamacından onu izleyen bir çift yeşil gözün olduğunu bilmeden, ilmek ilmek işledi...
devam ediyor 9a önce güncellendi
Asker Ocağı
@demirhanife
Okuma
1.59k
Oy
145
Takip
168
Yorum
39
Bölüm
9
Babasının asker anıları ile büyümüş emekli bir asker kızı olan Eylül`ün, en büyük hayali, bu anılara yakından şahitlik ederek onları; kendi gözlerinden kaleme almaktır, lâkin gittiği askeriye de Yüzbaşı Ömer onu pek güzel karşılamaz. Hatta Eylül`ü, arkası sağlam şımarık bir kız çocuğu olarak görür. Eylül ise kadraj da güzel duran ama korkutucu olan bu adamın geçmişini merak eder.
devam ediyor 3h önce güncellendi
KARADENİZ VE DAĞ
@nurperi287
Okuma
0
Oy
0
Takip
1
Yorum
0
Bölüm
0
Çok uzun zaman önce dünyaya bir deniz gelmiş. Bu deniz çok deliymiş hırçınmış gözü karaymış, sevdiğine diyar sevmediğine darmış, başını eğmek nedir bilmezmiş durduğu yerde durmaz fırtınasını eksik etmezmiş. Karadenizmiş işte!
Bir gün Karadeniz`e durgun bir dağ temelli demir atmış. Fırtınayla savaşmazmış ağacını bile kıpırdatmazmış. Karadeniz`in tam tersiymiş diğer dağlar gibi de değilmiş. Yolları engebeli değil düzmüş, yüksek değil alçakmış, büyük değil küçükmüş... Görmemiş bile deniz onu. Ta ki bir fırtına kopup Karadeniz`i yaralayana kadar...
Bir gün Karadeniz dağa sormuş...
"İsminiz nedir?"
Bunca zaman geçti ama isimlerimizi hiç öğrenmemiştik.
"Elif, sizin?` diye onun ismini sordum. Taviz vermeyen sesinin tonu hiç değişmeden cevap verdi.
"Ali Haydar."
"Memnun oldum."
Gülümsedi, ilk defa gülümsediğini görmüştüm. Verdiği cevapla istemsizce gülerken başımı yana çevirdim.
"Ben daha çok memnun oldum."
------------------------------------------------
Uyarı: Bu kitap infial adlı kitabım final yaptıktan sonra başlayacak ve kapak değiştirilecektir.
devam ediyor 2a önce güncellendi
BADEM ŞEKERİ
@bbussss
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
`` Tun tun! Ne okuyorsun?``
Ardıç Tuna minik ellerinde tuttuğu kitabı arkasına saklarken karşısında yine her zaman ki gibi avucu badem şekeri dolan küçük kıza baktı.
`` Arya! Benim adım Tuna, Ardıç Tuna! Hem sen biraz daha o avucundakileri yersen hasta olacaksın. O günkü gibi iğne vururlar sana!``
Küçük kız aldırış etmedi, hızlı adımlarla ağacın gölgesinde oturan küçük adamın yanına kıvrılıp dizine yattı.
`` Tun tun, küçük prens okudum ben dün akşam biliyor musun?``
`` Sen okuma yazma bilmiyorsun ki daha Arya!``
`` Babam okudu akıllım! Hani şu annemin alıp diktiği ama bakmadığı için solduğu papatyalar varya? Çok ağladım, oda bana yenisini dikti ve bana dedi ki Küçük prens diyor ki; o sıradan bir gül değil ki, o senin gülün``
Küçük adam gülümsedi ve kızın sapsarı tutamlarını okşadı ve cümlesini o tamamladı.
`` Gülünü senin için önemli kılan, ona harcadığın vakittir``
`` Evet! Hem babam dedi ki, senin için önemli şeyleri paylaştığın insan değerlidir. Benim en değerli şeylerim badem şekerlerim Tun Tun!``
`` Badem şekerlerini kiminle paylaşıyorsun?``
Arya küçük adamın dizinden kalkıp koştura koştura Şenoğlu apartmanın önünde durdu. Annesinin balkon camında ki papatyalarına baktı, henüz sapasağlam duruyorlardı. Beline uzanan sarı tutamlı saçları rüzgarda ahenkle dans ederken arkasını dönüp kot tulumunun ön cebine sakladığı mavi renkte ki badem şekerlerini çıkarıp koşturdu. Ardıç Tuna`nın ellerine bıraktı badem şekerini.
`` Bu badem şekerlerini seninle paylaşıyorum Tun tun!``